Yerel seçimler ve film festivalleri
Yerel seçimlerin rüzgarı bu kez erkenden esmeye başladı. Her yerde yerel seçimlerle ilgili bir haber. Günler-hatta aylar boyu- kim nerede, ya da nerede kim aday olacak soruları bir gerilim filmi tadında uzadıkça uzayarak - ya da uzatılarak- yanıtı merakla beklenen bir duruma dönüştü. Bu merak sanıyordum son aday açıklanma tarihine dek merak kat sayısı arttırılarak devam edip gidecek...
Bu yerel seçimler görüldüğü kadar, yalnızca kimi kent ve yöreleri değil, belki onun kadar olmasa da ulusal film festivallerini de bir ölçüde etkileyecek. Çünkü ulusal film festivallerinin yapıldığı biri hariç, tüm kentlere yeni başkanlar gelecek ve gelindiğinde de, her zaman olduğu gibi “devam mı”, “tamam mı” sorusu gündeme gelecek.
Çünkü ülkemizdeki ulusal film festivallerinin yazgısı, geçmişleri ne denli eski olursa olsun, sonuçta yerel yönetimlerin iki dudağı arasında. Bunun örneklerini çok ama çok gördük. Birisi “festivalsiz kent olmaz.” derken, bir diğeri, “festivale ne gerek var” deyip onu bir anda ortadan kaldırıp, belediyeciliğin yalnızca kanalizasyon, çöp ve kaldırım olduğunu bizlere bu yolla hatırlatma gereğini duydu. Hatta nice belediye başkanları var ki, bunların arasından sonradan bakan olan biri, “sanat- mamatla uğraşacağınıza belediyecilik yapın” gibisinden çıkışlar bile yapmayı ihmal etmedi.
Bizim belediye başkanlarımızın, dünyanın hiçbir kentinde görülmediği kadar, film festivalleriyle yakından ilgilenmeleri (!) inanın ne bulundukları kenti “marka kent” yapmaktan, ne de yedinci sanat sinemaya olan ilgilerinden gelmez. Yalnızca parayı verip bu tür festivallerin sahibi olma isteğinden gelir.
Gerçekten de ülkemizdeki ulusal film festivallerinin tümünün değilse de, büyük bir çoğunluğunun sahibidir yerel yönetimlerdir.... Onlar ne derse; o olur...Örneğin bu coğrafyanın en eski ve en sürekli ulusal film festivalinden birindeki ulusal yarışmayı, ,hiç kimselere danışma gereği duymadan, bir anda kaldırdım deyi verirler. Ve kaldırırlar da...
Kaldırış o kaldırış...Ülkedeki tüm mesleki kuruluşlar, yazarlar-çizerler, akademisyenler, eleştirmenler ve sanatçılar karşı koysalar da, nafile.... Çünkü bu coğrafyada, düdüğü hep parayı veren çalar...O ne derse, o olur...
Bazıları ise yalnızca ulusal yarışmayı kaldırmak gibi ayrıntılarla (!) uğraşmaz, onca yıldır yapılan festivali tümden kaldırır. Film festivalli de nedir ki, dercesine...
Kimisi festivali kaldırmaz, ama festivale emeği geçen danışmanından matbaasına, grafikerinden yazarına, hakkında onca dava açılmasına karşın, tek bir kuruş ödemeye yanaşmaz. Nasıl olsa biri gider, biri gelir diye...
Ama yine de, ulusal film festivallerinden kimilerine haksızlık yapmayalım. Örneğin İstanbul ve Ankara film festivalleri bunların dışında. Kendi ayakları üzerinde durabiliyorlar.. Sözüm yerel yönetimlere gereksinme duyanlara....
Her zaman seçimler ulusal festivalleri etkileyecek değil ya, bir bakarsınız bu kez oyların cazibesi festivalleri etkiler....
Bir bakarsınız; ülkemin en uzun ömürlü ulusal yarışması bir kente tekrar dönüverir...