06 Ocak 2025 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeşilçam’a dönüş ışığı: ‘Mukadderat’

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

Bu yıl Altın Portakal Film Festivali seçkisinin genel görünümü, yönetmenlerin ilk filmlerinin ağırlıklı olması, bir iki örnek dışında daha “bizden” öyküler anlatılması, taklitlerden kaçınılması ve Türk sineması adına sağlam sayılabilecek adımların atılmasıydı.

Çoğu genç yönetmenin ustalıklı bir sinema diline sahip olması, anlatılarda birey-toplum dengesinin sağlanması ve algılardaki “ağır ilerleyen sıkıcı festival filmi” kalıplarından uzak durulması dikkat çekiciydi.

Yarışmadaki 12 film içinde ipi göğüsleyip en iyi film seçilen “Mukadderat”ın da bir tür “Yeşilçam’a dönüş” ışığı yakarak Antalya 2024’ün özetini oluşturduğu söylenebilir.

Televizyon dizilerinden gelme 1983 doğumlu yönetmen Nadim Güç’ün ilk uzun metraj sinema çalışması olan ve geçen hafta sinemalarımızda gösterime giren “Mukadderat”, tipik bir komedi-dram örneği.

Kastamonu-Cide’de çekilen ve son yıllarda sıkça gördüğümüz üzere taşrayı, kasvet, boğuculuk ve uğursuzluk mekânı olarak değil, insan sıcaklığının hissedildiği bir dekor olarak kullanan film, temelde alışıldık bir aile öyküsü anlatsa da içindeki kadın portresi her ayrıntının önüne geçiyor ve damgasını güçlü biçimde vuruyor.

Nur Sürer’in büyük başarıyla canlandırdığı, Altın Portakal’da en iyi kadın oyuncu (Binnur Kaya’yla paylaşarak) seçilmesini sağlayan Sultan karakteri, büyük kentlerdeki rezidanslarda sıkım sıkım sıkılan ve boğum boğum boğulan bunalımlı burjuva / küçük burjuva kadın tiplemelerinden sonra taşralı güçlü bir kadın silueti çıkartıyor karşımıza.

Hafiften delimtırak, başına buyruk, eli maşalı denilen cinsten, lafını esirgemeyen bir kadın olan Sultan, kocasının ölümünden sonra kendi ayakları üstünde durmak için yeni yollar buluyor kendine. Pazarcılık yapmak, aile pansiyonu işletmek, eski defterleri karıştırarak yeni bir koca bulmaya çalışmak, bu yollardan bazıları.

CİDE’DE AKDENİZ HAVASI

Klasik Yeşilçam anlatısında, eşini kaybetmiş ve çocuklarıyla baş başa kalmış erkek-baba karakterinin öne çıkartıldığı bir öyküyü 60’lı yaşlardaki kadın-anne merkezli yapıya dönüştüren Nadim Güç, her şeyden önce iyimser ve mizahi bir bakışla yaklaşıyor Sultan’ın çabasına.

Senarist Erdi Işık’ın kendi aile soyağacından izler taşıdığını söylediği öykünün Cide’de geçmekle birlikte bir Akdeniz havası taşıdığı, Yeşilçam örneklerinin yanı sıra ferahlık veren neşeli İtalyan aile serüvenlerini de akla getirdiği görülüyor.

Sultan’ın neredeyse kapı kapı dolaşıp kendine yeni koca bulmaya çalışması ya da pazarda tezgâh açıp esnafla didişmeye başlaması, Osman Alkaş, Şerif Erol, Necmettin Çobanoğlu gibi güçlü yardımcı oyuncuların da sayesinde filmin ritmini artıran sahneler oluşmasını sağlıyor.

“Mukadderat”, ağır feminist söylemlere başvurmadan da kadın özgürlüğü-kadın dayanışması meselesine değinilebileceğini kanıtlayan filmlerden.

KADIN NE ZAMAN ÖZGÜRLEŞİR?

Hangi yaşta olursa olsun kadının, kocasının ölümünden (ya da boşanmadan) sonra özgürlük ve kendini var etme adımları atmaya başlaması sık rastlanan bir şey.

Bu açıdan Sultan’ın, kocasının sağlığında nasıl bir kadın olduğu konusunda fazla bilgimiz yok, çünkü senaryoda verilmiyor. Nasıl bir evlilik yaşamı sürdüğü, çocuklarını nasıl yetiştirdiği, kocasıyla nasıl bir ilişkisi olduğu vb. konularda ister istemez soru işaretleri yaratan bu “boşluk”, filmin tek zaafını oluşturuyor bana sorarsanız.

Tanıdığımız kadarıyla Sultan, yıllarca koca baskısına tahammül edecek, ses çıkartmayacak, dizini kırıp oturacak bir kadın değil çünkü.

Antalya’da en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülüne değer görülen Osman Sonant ve Aslıhan Gürbüz’ün de inandırıcı performanslarıyla dikkat çeken, festival gösteriminde seyirci tarafından çok sevilip dakikalarca alkışlanan “Mukadderat”, geride bırakacağımız 2024’ün en iyi yerli filmlerinden biri. İzlemenizi öneririm. Dilerim gişe başarısı da yüksek olur.

Altın Portakal Film Festivali Film Yeşilçam Antalya Kadın