27 Kasım 2024 Çarşamba
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yetmiş Beşinci Tablet, Maun

Hüseyin Haydar

Hüseyin Haydar

Gazete Yazarı

A+ A-

DOĞU TABLETLERİ

Yetmiş Beşinci Tablet, Maun

Gelin, insanlığa ait olanı insana verelim biz, iş bitsin.
Verelim bakalım geriye ne kalacak, ele alalım:
Ekmek de emek de cevherdir, bölüştükçe eksilmez,
Artar dökülmez, gelin zerreye dek sahibine verelim.
Elimizin kazancını ellere dağıtalım, var mısınız?
Görelim bakalım geriye ne kalacak, göze alalım.
Birisi uzun zamandır konuşuyor, epeyce devir,
İşitin bakalım ne diyor, dilin hakkını söyleyene verelim.
Gördünüz mü düpedüz ahdini bozup yol keseni,
Akıbeti yalayıp yuttuğu ateşin tütmesinden belli olanı?
Oysa bahçenin hayat edilmesinin hayali güldür,
Arzuyu doğuran arzunun toprakta çektiği dünya çilesi,
Gelin, hayal kuranın nimetini kendisine verelim.
Günle beraber tarlaya gidip ekinleri yoklayan kimdir?
Ekin, düşün devamı değil midir, hay ellerimizindir.
Gelin, insanlığa ait olanı insana verelim, aşk başlasın.
Onlar, hep kendine sıkıştıranlar, taşlaşıp kalır.
“İşte odur yetimi itip kakan!” sözünü getiren ulu,
Biliyor ateşin aklındakini, meyli olmasa kaynar mı su?
Suç zorbada görünür, ancak zoru kaptıran suçlu,
Nehirler nasıl yıkarsa kendini, yıkasın us elini yüzünü.
Yoksulun doyduğuyla içini doldurana vay edildi,
Dertlerin sizden yayıldığını görmeniz için ne yapmalı?
Yerler, gökler ile işleyen madde inkar edilebilir mi?
İçeride güdü bu denli düzgün işlerken, kimdir,
Rotayı kayalıkların, derin uçurumların üzerine bozan,
Hem sağa, hem sol yana dümen çeviren kim?
Varlığın köşküne zorbayı sokmak ne demek oluyor?
Gelin, canlının biriktirdiğini canlılığın mülkü yapalım.
Peki, siz hiç ikiyüzlü bir hayvan gördünüz mü?
Velâ yehüddü alâ ta’âmilmiskîn! Gel, fırtına üfleyelim,
Açalım yolunu uzaktan gelenin, isyan dinmesin,
Kurtul iç darlığından, baş ağrısından, sancı dinsin.

* Büyük emeğine saygıyla, bilgemiz Yaşar Nuri Öztürk’e sağlık ve esenlik diliyorum.