22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

"Savaşa hayır, ABD müdahalesine evet"

Şehmus Yıldırım Gençer

Şehmus Yıldırım Gençer

Site Yazarı

A+ A-

İLKEL ROMANTİZM

Basınımızda ve bazı sosyal medya mecralarında ilkel bir romantizm almış başını gidiyor. Rusya’nın toprak bütünlüğü ve güvenliği açısından başlattığı operasyon sonrası bu romantizm iyice palazlandı. Romantizmin ana argümanı ‘’insanların öldüğü hiçbir eylem haklı değildir’’.

Mesela bu yargıya göre, İngiltere ve Yunanistan işgaline uğramış Ege bölgemizi silahla kurtaran, Yunanistan askerlerini denize döken kahramanlarımız haksız. Çünkü vatan savunması için emperyalist askerleri öldürüyor. Kurtuluş Savaşımızın tamamı haksız. Bu kutlu savaşa önderlik eden hatta askerlerine ölmeyi emreden Mustafa Kemal Atatürk ise hepten haksız.

Ya da asfaltlara mayın döşeyen, şehirlerimizi bombalayan, askerimize namlu doğrultan PKK terör örgütüne kahredici gücünü gösteren Türk Silahlı Kuvvetleri de haksız. Nitekim orada da insan ölüyor.

Fakat aynı romantizmi ABD işgallerinde hiç göremiyoruz. O işgallerde romantizm yerini ‘’demokrasi ve barış nidalarına’’ bırakıyor. Yürütülen romantizmin bir psikolojik savaş olduğunu daha iyi anlıyoruz.

AMERİKAN RÜYALARINDA UYUKLAYANLAR

Ne zaman bir devlet, ABD emperyalizmine karşı silahlı eylemde bulunsa demokrasi havarileri hemen başlıyor ‘’Savaşa Hayır’’.

Ne zaman ABD emperyalizmi, bir ülkeyi işgale girişse başlıyor barış elçileri ‘’ABD demokrasi getiriyor, diktatörlüğü bitiriyor, yaşasın ABD’’.

‘’Barış elçilerine’’ göre, ABD, Irak’ta 1 milyonu aşkın insanı demokrasi adına katletti. Afganistan’da barış ve huzur ortamı için yakıp yıkmadığı yer kalmadı. Suriye’yi rüyalar ülkesi yapmak için 8 yıldır bombalar yağdırdı. Türkiye’ye ise gerçek demokrasiyi tesis etmek için PKK’yla gönül ilişkisi kurdu ve 15 Temmuz 2016’da darbeye kalkıştı.

Tabii ABD bu ülkelerden ‘’çekilmek zorunda’’ kaldığında ise o ülkeleri yeniden kara bulutlar sardı. Yakın örneğini Afganistan’da gördük. ABD varken ‘’güllük gülistanlık’’ olan Afganistan, kendini bilmez sözde bağımsızlık isteyen Taliban tarafından kovulunca bir anda bütün çiçekler soldu. Ülke ortaçağa hapsoldu.

‘’Savaşa Hayırcılar’’a göre, ülkenizi ABD mi işgal etti, keyifle oturun izleyin. Zaten ona işgal de denmez. Demokrasi için gönüllü müdahale denir. ABD işgal edecek kadar barbar bir ülke mi?

İşte Amerikan rüyasından uyanamayanların dünyası maalesef hala böyle. Ancak mazlum milletler o rüyaya hiç kapılmadı. O rüyanın başlarına örülen belalarıyla neredeyse bir asırdır boğuşuyor.

"SAVAŞA HAYIR" ARTIK MARJİNAL

Amerikancı basında ve onların sosyal platformlarında hakim olan ‘’savaşa hayır’’ propagandasının halk içinde aynı etkiyi yapamadığını görüyoruz. Bu yılın başında yayınlanan Metropoll araştırma şirketinin anketi de bunu doğruluyor. Hatırlayalım ankette ‘’Dış ilişkilerde hangi ülkeye öncelik verilmelidir?’’ sorusuna %39.4’le Rusya-Çin cevabı birinci sırada yer alıyordu. Üstelik 2020 verilerine kıyasla bu oran %12 artmış. ABD-AB ise 2020 yılına göre %13 gerilemiş. Milletimiz geleceğini ve güvenliğini Asya’da görüyor.

Bu iklimde ABD’nin başlattığı bu ‘’savaşa hayır’’ kampanyası da halkın içinde etkili olamayacak. Propaganda gerçeğin üstünü örtebilir ancak gerçeği değiştiremez. Türk Milletinin toprak bütünlüğü, güvenlik, ekonomik çıkarları ABD’ni tam karşısındadır. Bu nedenle ABD’ye karşı yürütülen savaşa hayır demek, artık marjinaldir.

SİLAH KİMİN ELİNDE

ABD’nin tek kutuplu dünyası sona erdi. Yeni bir dünya kuruluyor, yeni dünyanın liderleri başta Asya devletleri ve halklarıdır. Bu dünya ise, silahla kuruluyor. ABD’nin dünyanın jandarmalığına soyunduğu, milli devletlere terör ihraç ettiği dönem arkamızda kaldı. ABD, gelişen ve mazlum milletlerden silahla kovuldu. Kovulmaya da devam edecek.

Silah her zaman haklı değildir. Silahın haklılığı onu taşıyana bağlıdır. Milli devletler bağımsızlığını sağlamak ve huzuru tesis etmek için silahı eline alıyor. Çünkü silahla gelen ancak silahla gider. Emperyalizm ise eline aldığı silahı mazlumlara doğrultuyor ve onları sömürgeleştiriyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün ve bugün Mehmetçiğimizin eline aldığı silah haklıdır. Çünkü o silah Türk Milletine ve bölge ülkelerine barışı ve huzuru getirdi ve getiriyor. Rusya’nın kendi güvenliği için eline aldığı silah da haklıdır ve aynı işlevi görmektedir. Bölgemizi ferahlatmaktadır. Ancak ABD’nin Irak’ı, Suriye’yi, Vietnam’ı, Afganistan’ı, Karabağ’ı ve şimdi Ukrayna üzerinden Rusya’yı işgal etmek için eline aldığı silah haksızdır ve yenilmeye mahkumdur.

Ukrayna Rusya Savaş NATO Amerika Birleşik Devletleri Donbass Vladimir Putin