22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yıllık geleneğinin tüketilişi

Seyyit Nezir

Seyyit Nezir

Eski Yazar

A+ A-

1960’larda öğrencilik yıllarımızda çıkan edebiyat dergisinin sayısı iki elin parmaklarını geçmiyorsa da Türk Dili, Varlık ve Yeni Dergi dışındakileri ancak özel sayılarında edinebiliyorduk. Bu yüzden kimi yeni ürünleri ve yazarlarını yıllıklarda tanıyorduk. Yıllık dedin mi akla hemen Memet Fuat’ın Seçtikleri ve Varlık geliyordu. Hoş, üçüncü bir yıllık da zaten yoktu... Yaşar Nabi’nin Varlık’ında şiir, öykü, roman, deneme, eleştiri türlerinde yayımlanan yapıtlar ve tartışmalar üstüne inceleme ve eleştiriler yayımlanır, yanı sıra genç şairlerden hiç yayımlanmamış şiirlere yer verilerek, şiirinin yayımlanıp yayımlanmadığını merakla bekleyenlerle yıllığın alıcı sayısı artırılır, gençler üzerinden yıllığın yeni okurlara tanıtılması sağlanırdı. Memet Fuat’ın Seçtikleri, özellikle şiir ve öyküdeki yeni solukları vurgulayışıyla daha dar bir çevrede ama öncü tartışma ve değerlendirmeleri kışkırtırdı.

YILLIKLARIN ÇEŞİTLENMESİ

1970 ve 80’lere, konu ve sayfa sayısı yönünden daha kapsamlı oluşuyla önce Sinan, ardından Aziz Nesin Yıllıkları damgasını vurdu. 90’larda Mehmet H. Doğan’ın hazırladığı Adam Sanat Şiir Yıllığı, dergilerde yayınlanan şiirlerden seçilen örneklerle sınırlı kaldı. 2000’lerde Veysel Çolak, hazırladığı şiir yıllıklarını farklı yıllarda farklı dergilerde yayımladı. Doğan’ın daha sonra YKY’de sürdürdüğü yıllığı, onun ardından Bâki Ayhan T. hazırladı, sert polemikler yüzünden 2018’de bıraktı. Aynı süreçte Mustafa Fırat da yayımladığı Mühür Dergisi Şiir Yıllığı’nı aynı yıl sona erdirdi. 1960’lardan beri süregelen yıllık deneyimlerinin bileşkesini oluşturan bir anlayışla Cenk Gündoğdu ve Şeref Bilsel’in yine aynı yıllarda ortaklaşa hazırladığı Şiir Defteri de son yıllarda çıkmaz oldu.

EDEBİYAT ORTAMI’NIN ISRARI

İzlediğim kadarıyla, şair Ali Sali’nin yönetiminde düzenlenen Edebiyat Ortamı Şiir Yıllığı ayakta kalmayı başardı... Bu yıl önemli başlıklar altında bütünlüklü bir çalışma olarak ilginç yaklaşım, yönelim ve denemeler gerçekleştirilen yıllıkta Cezmi Güntay, 2020’de Üvercinka’da Şiir başlığıyla, Abdullah Nefes’ten Zafer Yalçınpınar’a, 90 şairden 230 ürüne ilişkin nicel saptama ve nitel değerlendirmelerle önemli bir veri toplamı sunuyor (Edebiyat Ortamı Şiir Yıllığı 2021, s. 122 - 128). Bu arada üretkenliğinin yanı sıra asi çıkışları ve hırçınlığıyla 2020-21’de ilginç tartışmalara giren Kaan Eminoğlu, Edebiyatist’in yayını olarak hazırladığı 2020 Şiir Yıllığı’ndaki son derece atak tutumuyla yıllar öncesinin polemiklerini özellikle sosyal medyada yeniden canlandırdı.

YILLIK GELENEĞİ VE RÖNESANS

Yıllık konusunun yoğun olarak tartışıldığı sıralarda Eski Dergisi de Demirtaş Ceyhun’un 1940’lardan 2000’lere gelinen süreçteki örnekleri incelemesiyle açılıp gelişen bir özel sayı yayımlamıştı (Şubat 2004). Seyyit Nezir’in yıllıklar üzerine Veysel Çolak’la söyleşisinin de yer aldığı dergide, ülke edebiyatı açısından yıllıkların önemi üstüne saptamalarda bulunan Ceyhun’un vardığı sonuç, değerini hep koruyacak:

“Edebiyat yıllıklarının böyle ardı ardına kapanmaları, gerçekten salt bir rastlantı mıdır acaba?

“Oysa Soğuk Savaş’ın ülkemizde de edebiyatı inandırıcılık ilkesinden arındırıp bir tüketim malı haline getirirken, aynı süreçte edebiyat yıllıklarının da sona ermiş olmasını sanki kendiliğinden gerçekleşmiş olgularmış gibi ele alıp bir rastlantı diye değerlendirmek, pek de gerçekçi bir yaklaşım sayılmasa gerektir sanırız. Çünkü şiir dışındaki deneme - oyun - öykü - roman gibi türlerle ilgili edebiyat da, unutulmamalıdır ki bir anlamda Rönesans’ın ürünüdür aslında. Bu yüzden, bizce ‘yıllık’ da ‘laik’ bir kavram olarak değerlendirilmeli ve derleme belirli bir anlayışın ürünleriyle sınırlı kalmayıp tıpkı Yaşar Nabi veya Aziz Nesin’in yaptığı gibi, yıllığı hazırlayacak kurulun ya da kişinin bütün edebiyat anlayışlarına eşit, yani toleranslı davranması sağlanarak, edebiyatın genel durumu tarafsız bir şekilde yansıtılmalıdır. Bu nedenle, edebiyatın arındırılması sürecinde, bütün akımlara eşit yaklaşacak ‘yıllık’ların planlı olarak sona erdirilmesi de doğal karşılansa gerektir.”

YILLIĞA GİREN ŞİİRLERİ KONUŞMAK

Meselenin son bakışta postmodernizmle kamçılandığı apaçık ortadadır. Nitekim postmodernizm üzerine söyleşi ve tartışmalarımız sonrasında, Demirtaş Ceyhun’un yıllık geleneğinin tasfiyesini ele alması anlamlıydı (Edebiyatımı Geri İstiyorum, Sis Çanı Y., Ocak 2005). Kaan Eminoğlu’nun Face’teki sayfasında yer alan paylaşması ise, postmodernizmin nasıl da kökleştiğine işaret ediyor:

“BEN ŞAİR YILLIĞI HAZIRLAMADIM: Eleştirileri anlamıyorum. Israrla söyledim, şimdi tekrar ediyorum. Ben şiir yıllığı hazırladım, şair yıllığı değil. En iyi şairlerin o yıl çıkan şiirlerine yer vermek Şiir Yıllığı adı altında Şair Yıllığı hazırlamak olurdu. O yüzden kitabın adına uygun olarak şairlere değil, şiirlere odaklandım. Bence şiir yıllıklarına giremeyen şiirleri (şairleri demiyorum) konuşmak yerine, şiir yıllığına giren şiirleri konuşmak edebiyatımız açısından çok daha faydalı olur. ...”

Konu, Face’teki oldukça ilginç belirlemeleri de kapsayan bir değerlendirme için ayrıca irdelenmeye değer niteliktedir.