14 Eylül 2024 Cumartesi
İstanbul 24°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yine film festivalleri üzerine

Burçak Evren

Burçak Evren

Gazete Yazarı

A+ A-

Sinemamızın belleğine ilişkin kapanan, el konulan, yok edilen onca arşiv, bilet fiyatlarındaki artış, salon ve dağıtım tekeli, kültür sanat kurumlarında liyakatsiz atamalar olup, onca zamandır çıkarılamayan sinema dergileri, örgütlenme biçimlerindeki aksaklıklarla dış tanıtıma ilişkin sorunlar dert edinmezken, neden senede bir yapılan-bazen de yapılmayan- film festivalleri sorun olur çıkar bu coğrafyada anlamak mümkün değil.

Her yıl yenilenmekten çok kendilerini yineleyerek görünür bir şekilde kan kaybına uğrayan film festivallerimiz, bazen dışardan kimi zaman da içerdekilerinin beceriksizliklerden kaynaklanan bazı sorunları çözememenin günahlarını çekmekten bir türlü kurtulamaz.

Oysaki film festivalleri bir şenlik, kültür sanat ortamımızda bir dizi katkıları olan bir hareketlilik, yalnızca filmlerin yarıştığı değil yan etkinlikleriyle de kültürel doyumu oluşturan bir şölendir.

Ama gel gör ki bu coğrafyada film festivalleri pek öyle olmuyor. Birçoğu gömlek değiştirir gibi iki yılda bir yönetici değiştirip, parayı veren yerel yönetimlerin, sanki sinema çevrelerine bir bahşiş verir gibi para dağıttıkları, ne yazık ki babaların malıymış tarzında bir etkinlik olarak algılanıp algılatılıyor. Tabii bunun sonucunda da sinema ortamında bir şenlik olacağı yerde bir dert olup çıkıyor.

Örneğin bir Malatya Film Festivalini düşünün. Kaç yıl yapıldı unuttuk. Ancak bir açıdan sinema tarihine geçti. Kolay değil her yıl farklı yönetimlerle bir film festivalini yapmak. Festival sayısı kadar yönetim değiştirdi. Sonrasında da kapanıp gitti… Çünkü başından beri bir film festivali olarak değil de bir başka etkinlik olarak algılanıp algılatıldı…

Örneğin Altın Portakal…. Çok ama çok önceleri bu festival yerel yönetimlerin ait oldukları partilerin ideolojileriyle bir koşutluk taşır, sağcılar ve solcular olarak tanımladığımız taraflar tarafından yapılırdı.

Sağcılar –ki o zaman bunlar Yeşilçam’ın bildik yapımcı, yöneten ve kimi oyuncuları olurdu- festivalin yapımını üstlendiklerinde solcular, solcuların –ki bunlar sinema eleştirmenleri ve aydınlar olurdu. - yaptıkları zaman da sağcılar festivale çağrılmazlar ya da çağrılsalar bile katılmazlardı.

Bu durum sanki iki taraf arasında yapılmış bir anlaşma gibiydi. Birbirlerini sevmezler ama festivali kim yaparsa yapsın festivalin geleceğini de tehlike atacak kavgalardan kaçınırlardı.

Ancak zaman içinde festivaller birer rant kapısı oldular. Hangi grup ya da kişi festivalin yöneticiliğini alırsa, o grubun tarafları, dostları, tanıdıkları da ranttan pay almaya başladılar. Pay dağıtımın dışında kalanlar ise belirli mesleki grupların üyeleri olmaları nedeniyle festivalleri her yıl bedavadan tatil yapma yerleri olarak görme alışkanlığını elde ettiler Tatil durumları tehlikeye girince de ver yansın etmeyi gelenek haline getirdiler vs…

Film festivalleri ne bir ödeşmenin ne bir ayar vermenin ne de bir rantın yerleri ve de onu düzenleyen yerel yönetimlerin babasının malı ile ücreti ödenmeyen bir tatil yerleridir. Festivallere dünyanın her bir yerinde mavi boncuk örneği mesleki kuruluşların gruplar halinde değil, isme göre çağrıldığı yerlerdir.

Ayrıca, eşin dostun değil, nesnel bir değerlendirme süzgecinden geçerek seçilen her bir filmin -hangi ideolojiyi taşırsa taşısın- kısıtlanmadan, sansürlenmeden özgürce yarıştığı yerlerdir.

Dileriz ki bu yıl festivalleri festival tadında yaşar, eksiltmeden çoğaltmanın yollarını buluruz.

Sinema Film Festivali Malatya Yeşilçam Kültür Sanat