Yandex
21 Mart 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yine yeni bir Alanya yolculuğu

Cem Zeren

Cem Zeren

Gazete Yazarı

A+ A-

Geçen hafta perşembe günü Alanya’da Kadınlar Voleybol Birinci Ligi Final Grubu mücadelesi başlayacaktı. Çarşamba gece yarısı 03.00’te İzmir’den Alanya’ya finalleri izlemek için yola çıktım. Karşıyaka, Göztepe, İlbank ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tek devreli lig usulü mücadelesi sonrası ilk iki takım Sultanlar Ligi’ne çıkmaya hak kazanacaktı.

Bir Karşıyakalı olarak, yıllardır 1. Lig Yükselme Maçlarına giderim. 2007’de Sultanlar Ligi’ni 3. bitiren Karşıyaka, sonraki yıllarda bu derecesinden yavaş yavaş uzaklaştı, Sultanlar Ligi’ni 2008’de 5., 2009’da 7., 2010’da 10. bitirdi. Nihayet, 2011’de Sultanlar Ligi 11.si olarak 1982’den beri aralıksız yer aldığı bu ligden düştü. O yıldan beri; Karşıyaka, Kadınlar 1. Ligi’nde Şampiyonluk mücadelesi veriyor. Son 14 yıl içinde 5 kez final oynayan Karşıyaka; 2019-20 sezonunda da liderken pandemi nedeniyle lig iptal edildi. Alanya’ya 2. kez bu amaçla yola çıktım. 2013’te Sultanlar Ligi’nde oynamamasına rağmen; Karşıyaka, Türkiye Kupası’nda dörtlü finale kalıp büyük başarı elde etmişti. 2013’te bu kadro; Alanya’ya kesin şampiyonluk hedefi ile gitmişti. İlk maçında Salihli Belediye’yi yendi. Son 2 maçında ise önce Çanakkale Belediye’ye sonra Halkbank’a 3-2 kaybetti. 5 puanlı 3 takım, galibiyet sayılarına göre sıralandılar. Set averajında Halkbank’ı geçse de, o yıl değişen statü nedeniyle, Karşıyaka 2013’te 2012’de olduğu gibi final grubunu 3. olarak bitirmiş ve çıkan 2 takım arasında yer alamamıştı.

DİNLENME TESİSİNDE CAN PAZAR

Denizli’ye gelmeden önce otobandaki son dinlenme tesisine aracımı şarj etmek için yaklaştığımda 04.30 civarlarında akaryakıt istasyonda duran bir otobüsün yanına ambulansların gelip gittiğini gördüm. Otobüste biri kalp krizi mi geçirmişti? Yoksa, bir kaza mı olmuştu? İstasyona girerken yerde kocaman taşları ve kan izlerini de gördüm. Ne kalp krizi, ne trafik kazası; akaryakıt istasyonunda meydan muharebesi olmuştu. Şarj istasyonu, akaryakıt istasyonunun tam da ortasındaydı. Şarj cihazının 300 metre ilerisinde 2 otobüs duruyordu, 300 metre gerisinde bir otobüs daha duruyordu. Tüm yolcular dışarıdaydı. Yüzlerce jandarma eri, istasyona gelmişti. İlk gün, Karşıyaka ile Göztepe oynayacaktı. Korktuğumun başına geldiğini düşündüm. İzmir’in en fazla taraftarı bulunan ezeli rakip iki kulübün taraftarını aynı gün aynı maç için aynı güzergahta yola çıkarmanın sonu ne yazık ki kavga olabilirdi. Bir tarafıma dikkatlice baktım, taraftarların üzerinde sarı-kırmızı formalar vardı. Demek, öbür taraf Karşıyakalıydı. Öbür tarafa baktım; elinde koca döner bıçağını, yüzlerce jandarmanın arasında karşı otobüse sallayan gencin üzerinde de sarı-kırmızı forma vardı. Aynı takımın taraftar grubu, birbirleriyle ölümüne kavga etmişti. Kavgada bir elinin tüm parmaklarını bile kaybedenler varmış.

Bu olay, Göztepeli taraftarlar arasında olabildiği gibi başka takımlar arasında da olabilir. Aynı kulübün iki taraftar grubu arasında böyle öldüresiye bir kavga çıkıyorsa; paylaşılamayan kulübün renkleri ya da kültürü değildir. Ortada bir maddi rant kavgası vardır. Taraftarlar; kulübüne katkı sağlamak için vardır. Eğer, elde silahlar birileri kavga ediyorsa; konu adliyeliktir. Savcıların bu işe el atması gerekir. Bu lümpen çeteleşmeler, gerçek spor taraftarının üzerine de çok sert yasalarla gelinmesine neden olmakta ve sporseveri tribünden kaçırmaktadır.

RAKİBİNLE AYNI OTELİ PAYLAŞMAK

Nihayet Alanya’ya vardığımda, otelde İlbanklı iki genç sporcunun ailesi ile tanıştım. Kızlarının peşinden, değil Alanya’ya Kazan’a kadar gitmişler. Finallere gelen her sporcunun ailesi de Alanya’daydı. Bu takip; bir sporcu yetişirken; kendisi, antrenörleri ve yöneticileri kadar, ailesinin de emeğinin olduğunun kanıtıydı. İlk iki gün sonunda 4 takımın da birer galibiyeti olunca, son gün karşılaşmaları final niteliğine büründü. Önce İlbank-Karşıyaka karşılaşmasının galibi, sonra Göztepe-İstanbul Büyükşehir Belediyesi karşılaşmalarının galibi Sultanlar Ligi’ne çıkacaktı.

Karşıyaka okyanusu geçti, nehirde boğuldu. Tek yabancılı kadrosu ile İlbank Sultanlar Ligi’ne çıktı. Aynı otelde konakladığımız, saatlerce sohbet ettiğimiz, bize ev yapımı kekler ikram eden ve karşılaşmadan önce birbirimize başarılar dilediğimiz İlbanklı sporcuların ailelerini kutladık. Sporun güzelliği buydu. Karşıyaka’nın kaderiydi, final grubu üçüncülüğü. İlbank Baş Antrenörü Mehmet Duygun; son 2 gün ligin en güçlü 2 takımını yendiklerini söylüyordu. Önce Göztepe’yi sonra Karşıyaka’yı yenmişlerdi.

GÖZTEPE SAKATLIĞA RAĞMEN ÇIKTI

İkinci karşılaşma daha dramatik olabilirdi. Karşılaşmanın başında, Göztepe’nin en iyi oyuncusu Belçikalı Hélène Rousseaux-Feray sakatlandı. Lig etabında sadece 1 karşılaşma kaybeden Göztepe, final etabında da 1 karşılaşma kaybetmişti. En iyi oyuncusundan yoksun son maçı oynadı. Göztepe’nin Baş Antrenörü Azerbaycan Kadın Milli Takımı’nı da yöneten Ataman Güneyligil idi. İstanbul BŞB’nin Baş Antrenörü ise Yunanistan Kadın Milli Takımı’nı yöneten Yunus Öcal idi. Avrupa Şampiyonası’nda bu baş antrenörler karşılaşmıştı. Kazanan Azerbaycan olmuştu. Alanya’da skor değişmedi, neredeyse Almanya’daki aynı set sonuçlarıyla yine Güneyligil 3-2 kazandı. Göztepe, harcadığı paranın karşılığını aldı ve Sultanlar Ligi’ne hakkıyla yükseldi.

Sanki bir voleybol kuralıymış gibi uygulanan bu statü hatalı. Bir yılın emeği, üst üste 3 gün oynanan karşılaşmalarla sonuçlandırılıyor. Ya son karşılaşmayı Göztepe kazanmasaydı? Üç gün arka arkaya oynanan karşılaşmanın yorgunluğu sakatlıklara neden olur, oldu da. Üst üste oynanan karşılaşmalara aynı hakemin atanması da hatalı bir karar. Örneğin Karşıyaka’nın 3 karşılaşmasını da aynı hakem ikilisi yönetti. Bir takımın kaderini aynı hakem ikilisine bırakmak, haksızlıktır.

ÜSTÜNDAĞ SPORSEVERLERLE İÇ İÇEYDİ

İlk 2 gün karşılaşmalarını TVF Başkanı Akif Üstündağ da izledi. Takımlara ve taraftarlara yakınlığı ve içtenliği; voleybolda başarının nasıl geldiğini kanıtladı. Herkese yakındı, herkesçe ulaşılabilirdi. Başkan’ın şeffaflığı, finalde hiçbir şaibenin olmadığını da gösteriyordu. Son gün, Üstündağ TMOK seçimleri için şampiyonadan ayrıldı.

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi seçiminde iki değerli adaylardan oluşan liste yarıştı. İki başkan adayı da, değerliydi. Uğur Erdener’in listesinde; sene başında 2024’ün en iyilerini belirlediğim yazımda seçtiğim 5 farklı spor insanı vardı. Uğur Erdener, Suat Çelen, Ahmet Karadağ, Taha Akyol ve Akif Üstündağ; Olimpiyatlarda yüzümüzü güldüren 5 federasyonun isimleriydi, zaten. Bu liste kaybetmez diye düşünüyordum.

SAHADA DA SANDIKTA DA KADINLARIN ZAFERİ

Geçtiğimiz hafta; son yıllarda her hafta olduğu gibi kadın sporcularla gururlandık. Dünya Boks Şampiyonası’nda, 23 yaş altı Avrupa Güreş Şampiyonası’nda, Avrupa 10 Metre Havalı Silahlar Atıcılık Şampiyonası’nda hep kadın sporcularımız daha başarılıydı. Kadın sporcuların erkeklerden daha başarılı olduğu bir yerde erkek yöneticiler kadınlardan daha fazla olmamalıydı. Ahmet Gülüm, listesini yaparken bu ayrıntıyı yakalamıştı. 14 kişilik Yönetim Kurulu listesine Uğur Erdener 2, Ahmet Gülüm 7 kadın üye yerleştirdi. TMOK seçiminin kazananı Ahmet Gülüm oldu. Gülüm’ün spor geçmişi listesine de yansımış; TMOK yönetiminde voleybol öne çıkıyor. Atletizm, yelken, binicilik, basketbol, güreş yönetimde temsil edilen diğer branşlar. Gülüm’ü Sports TV’nin tüm Olimpik sporları kucaklayan yayın politikası ile de tanıyoruz. TMOK’nin yeni yönetimi tüm federasyonları kucaklayarak yeni sportif başarılarda pay sahibi olmalı.

Bu hafta Uluslararası Olimpiyat Komitesi IOC’nin de seçimleri yapılıyor. Dünya sporunu yönetenlerin trans sporcuların kadınlarla yarışmasından Rus ve Belaruslu sporculara uygulanan spor ambargosuna kadar çözmesi gereken çok konu var. TMOK yeni yönetiminin, IOC’nin yeni yönetimi ile çözüme ulaştırması gereken konulardan biri de Kıbrıs Türklerine yıllardır uygulanan spor ambargosunun sona ermesi olmalı. Gülüm yönetiminin sporu bırakan milli sporcuların ekonomik durumlarını gündeme getirip sporcu intiharlarına da çözüm arayacağını umuyorum. TMOK, Sporcuların güvencesiz spor yapmasını engelleyecek önlemler alınmasına da öncülük etmeli. TMOK yeni yönetimi, dokunulmamış konulara dokunarak başarılı olur.

Kadın Voleybol
Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız