Yirmi maddede bugünkü tarihi dava!
Türkiye için tarihi önemdeki “kader duruşması” bugün...
Olup bitenleri, konuyu hiç bilmeyenler için özetleyelim:
Bir: İsviçre Hükümeti,”Ermeni soykırımı olmamıştır” demeyi suç sayan yasayı kabul etti ve bunu söyleyen dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı’nı mahkûm etti.
***
İki: Bunun üzerine Talat Paşa Komitesi üyeleri İsviçre’ye giderek “insan hak ve özgürlükleri”ne aykırı, salakça hazırlanmış bu “ırkçı” yasayı protesto etti.
***
Üç: İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Ermeni soykırımı yoktur” diyerek, yasayı bile bile ihlal etti.
***
Dört: Perinçek hakkında dava açıldı ve İsviçre adaleti, cezalandırılmasına karar verdi.
***
Beş: Perinçek’in avukatları bu kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdı.
***
Altı: AİHM’in ilgili dairesiPerinçek’in ifade özgürlüğünün kısıtlandığına, Ermeni soykırımının varlığını iddia etmenin siyasetçilerin işi olmadığına karar verdi. Mahkumiyet kararını, Perinçek lehine bozdu.
***
Yedi: İsviçre Hükümeti temyize gitti.
***
Sekiz: AİHM’in Büyük Dairesi aylar önce duruşma tarihini açıkladı: 28 Ocak 2015... Yani bugün. Davanın bir numaralı aktörü Doğu Perinçek, bugün yapılacak duruşmaya davet edildi.
***
Dokuz: Ancak Perinçek hakkında, Ergenekon Davası nedeniyle anlamsız bir yurtdışına çıkma yasağı bulunuyordu. Avukatları, bu yasağın kaldırılması için dört ay önce Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na dilekçe verdi.
***
On: Nedense bu izin, davaya15 gün kalıncaya kadar çıkmadı.
Bunun üzerine ben bu sütunlarda bir yazı yazdım ve bu davanın Perinçek’in değil, Türkiye’nin davası olduğunu, onun mutlaka Strazburg’a gitmesi gerektiğini, eğer kaçmasından korkuluyorsa seve seve rehin olabileceğimi yazdım.
***
On bir: Bu sözlerim, kısa sürede on binlerin katıldığı büyük bir kampanyaya dönüştü. Yaşlı, genç, erkek, kadın her siyasi görüşten on binlerce yurttaş, “Perinçek’i gönder, beni al” yazılı dövizle kamera karşısına geçip fotoğraf ya da görüntü çekti ve kanala gönderdi. Sağır sultanı oynayan köşe yazarları bile harekete geçip konuyla ilgili yazmak zorunda kaldı.
***
On iki: Ve nihayet ilgili mahkeme, bugünkü duruşmaya sadece 11 gün kala Perinçek’in yurtdışı yasağını kaldırdı.
***
On üç: Perinçek ve Talat Paşa Komitesi’nin önde gelen isimleri de dün 150’ye yakın vatandaş, gazeteci, siyasetçi, milletvekili, hukukçu ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle Strazburg’a geldi. Merak edenler için söyleyeyim ben de heyetteyim ve bugünkü duruşmayı izleme şansını elde eden ender Türk gazetecilerden biriyim.
***
On dört: Sabiha Gökçen’den kalabalık bir yurtsever grubu tarafından tezahüratlarla ve coşkuyla yolcu edildik. Doğu Perinçek burada yaptığı konuşmada, kendisinin ve Türkiye’nin haklılığını bütün dünyanın göreceğini söyledi.
***
On beş: Yolculuk oldukça coşkuyla geçti. Strazburg’a hareket eden uçaktaki değişik siyasi görüşteki yolcular arasında karamsar olan bir kişi bile yoktu.
***
On altı: Strazburg’daki ilk izlenimim; polisin olası bir “Türk-Ermeni karşılaşması”na hazır olduğuydu.
***
On yedi: Dün öğleden sonra kenti gezerken bu dava için Avrupa’nın dört bir yanından Strazburg’a akın eden Türklerigördük ve kucaklaştık.
***
On sekiz: Kente Ermeni diasporasının düzenlediği organizasyonlarla gelenlerin sayısı da oldukça fazla... Fransız polisinin, bugünkü duruşma öncesinde ve sonrasında Türklerle Ermeniler arasında tatsız olaylar yaşanmaması için gerekli önlemleri aldığı bize gelen haberler arasında...
***
On dokuz: Bu duruşma, milli maçlar dışında Türklerin organize olarak yurtdışına aktıkları ilk ciddi organizasyon olma niteliğini taşıyor.
***
Yirmi: Bu ruhun, Türk siyasetine yansımaması bana göre mümkün değil...
***
Gelelim sonuca:
Perinçek’in kimliğinde Türkiye’nin kaderini belirleyecek olan bu dava, 100 yıllık soykırım yalanının ipliğini pazara çıkaracak...
AKP iktidarının tam 13yıldır kaderine terk ettiği bu konuda Türkiye’yi zafere taşıyan herkese, sıradan bir Türk vatandaşı olarak teşekkürü borç bilirim.
GÜNÜN SORUSU
Sorum CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na:
Böyle bir dönemde, Hrant Dink’in cenazesinde “Soykırım tanınmalı” pankartının arkasında yürüyen genel başkan yardımcılarınızla ve milletvekillerinizle gurur duyuyor musunuz?
SEVGİLİLER GÜNÜ’NDE HUBER’DE BULUŞUYORUZ! (85)
Önceki Cumhurbaşkanı Gül’ün, beş aydan fazla bir süredir işgal ettiği Huber hakkındaki 100’üncü yazımı, (eğer o güne kadar Köşk boşaltılmazsa)14 Şubat Sevgililer Günü’nde yazacağım.
14 Şubat Cumartesigünü saat 12:00’de Huber Köşkü’nün sahil kapısında olacağım ve bu işgalin daha kaç gün süreceğini sormak için Sayın Gül’ün gelmesini bekleyeceğim.
Eğer siz de benimle birlikte beklemek isterseniz sevgilinizi, eşinizi alın gelin; hep birlikte Boğaz keyfi yapalım!
Var mısınız?
GÜNÜN İSYANI
İsyanım “Ermeni Soykırımı olmamıştır” diyenleri hapse atmak için yasa çıkaran ve Ermeni goygoyculuğu yapmaktan vazgeçmeyip AİHM kararını temyiz eden İsviçre Hükümeti’ne:
Tarih yazmak size mi kaldı a haddini bilmezler?