22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

YPG`ye silah sevkiyatı duracak mı?

Ali Develioğlu

Ali Develioğlu

Site Yazarı

A+ A-

ABD`nin niyetini anlamak için önce son küresel gelişmelere göz atalım:

Astana cephesinin Suriye düğümünü çözdüğünü artık dost düşman kabul ediyor. Suriye`de gerileyen Washingon İran`a karşı Suudi-İsrail odaklı yeni Amerikan cephesi peşinde.

AB lideri Almanya ile ABD arasında, Adenauer`la başlayan yarım yüzyıllık `müdür -sekreter` aşkı, ayrılık sinyalleri veriyor: Alman seçimlerindeki anti-Amerikan söylemler, yeni bir İran ve Rusya ambargosuna Alman itirazı, Avrupa Parlementosu`nun Yemen nedeniyle Suudi`lere silah satışını yasaklaması, Kudüs karşıtlığı, Kuzey Kore ve Suriye`ye askeri müdahaleyi Berlin`in reddi..... Ve nihayet Alman Dış İşleri Bakanı Sigmar Gabriel bugün ayrılığı resmileştirdi:

"ABD`nin küresel egemenliği yavaş yavaş tarih oluyor. Donald Trump yönetiminde Birleşik Devletler`in batı kaynaklı çok taraflılığın güvenilir garantörü rolünden çekilmesi, Alman ve Avrupa çıkarları açısından ani sonuçlar doğurarak dünya düzeninin değişmesini hızlandırıyor. Almanya artık sadece ABD politikalarına tepki vermekle kalamaz, kendi tavrını geliştirmelidir... Trump Beyaz Saray`ı terketse bile ABD ile ilişki artık hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır."

Rotschield`ci Macron, Fransa`nın Avrupacı geleneğine boyun eğerken, ABD`nin gözbebeği Orta ve Doğu Avrupa, bir kulağını Doğu`ya açıp uzaklardan ` İpek Yolu`nun çekiç seslerini duymaya başladı! Çin başbakanı Li, Budapeşte`de milyarlık Orta ve Doğu Avrupa Yatırım Fonu kurdu.

Geçen yaz Pentagon`un `Suriye`ye NATO` planını, Brüksel, yeni bir Afganistan hovardalığına cebinin çıkışmadığı gerekçesiyle durdurdu. İngiltere, Berlin merkezli AB`den koptu.

Bu vahim gelişmeler üzerine Dış İşleri Bakanı Tillerson, geçen hafta Atlantik Paktı ve Avrupa güvenliğinin bundan sonra ABD`nin "en yüksek önceliği" olacağını açıkladı! Neocon Amerikan derin Devleti Avrupa`da bastığı zeminin kaydığını farketti ve önümüzdeki dönemde özellikle oraya yüklenecek. Türkiye dahil! Yani Avrupa artık, Orta Doğu ve Pasifik`ten daha önem kazanıyor! Avrupa`yı kaybetmesi kendi sonu olur!

Neoconlar Avrupa`yı yeniden nasıl kazanabilir?

Bir : Avrupa ve Avrasya`da, Trump`ın da sık sık mecbur bırakıldığı neocon strateji herşeyden önce `Ortak düşman Rusya` ya karşı savaş kışkırtmaya odaklıdır. Hesap şu: NATO sınırı daha da nükleerleştirilecek, Rus petrol/gaz hatları kesilecek, Amerikan enerjisi satılacak, ambargolar arttırılacak... Rusya korkusu pompalanarak AB treni yeniden ABD rayına oturtulacak.

Rusya farkında. Maliye bakanı Siluanov geçen hafta : " Eğer yurt dışı altınımıza ve paramıza el konulursa, hatta düşünülmesi bile, ekonomik terörizim olacaktır"

Siluanov hazırlandıkları bu ciddi olasılık gerçekleşir ve dış hesapları dondurulursa, ekonomik savaş ilanı olarak algılayacaklarını vurguladı. Rusya`nın ABD`nin dev kasası New York Fed`de 115 milyar doları ve 110 milyar dolarlık tahvili bulunmakta. (Not : Türkiye de Razzab davası sonucunda Rusya`nın kaderini paylaşabilir! )

Zaten Rus ekonomisi de ayni Türkiye gibi öyle çok gelişmiş değil. Pazarlarda Rus bilgisayarı /telefonları/arabaları ya da başka Rus malları göremezsiniz. Aksine bavul ticaretiyle onlar bizden alırlar! Rusya dev sanayi ülkesi Çin`den çok geridir. Çin geçen yıl 12 trilyon Gayri Safi Milli Hasıla/gelir (nominal) sağlarken Rusya`nınki 1,3 trilyonda kaldı. Hammadde, enerji, tarım ürünü ve ağır silahtan başka satabildiği bir şey yok! Askeri açıdan dev Rusya, ekonomik açıdan yoksul ve cüce! Üstelik Ukrayna ambargosu Rus ekonomisini yüzde 8 daha küçülttü.

Putin`in şu sırada en büyük kabusu, Pentagon`un Avrupa`ya öncelik ve `Rusya bir numaralı düşman` stratejisi. Jeopolitik politikaları, ABD`nin Avrupa üzerinden olası bir nükleer saldırısına karşı savunmaya endeksli. Doğal. Bu nedenle bir yıldır ufak tefek uzlaşmalarla Trump`ın Beyaz Saray`ının elini güçlendirirken, neocon Pentagon`u biraz olsun zayıflatmaya çalışıyor. Astana`da aslında işi bitirilen Suriye krizinin nihai diplomatik çözümünü bu yüzden Cenevre`ye taşıyor: Ayrıca devre dışı bırakılacak bir Avrupa Washington`un işine yarar.

İki : İstikrarsızlaştırmak, yani `armut piş, ağzıma düş`! Neocon Pentagon`un yeni Avrupa/Avrasya stratejisinin ikinci ayağı da budur. Ancak bu, Avrupa`da artık `Pax Amerikana/Amerikan barışı`ndan tamamen vazgeçtikleri anlamına henüz gelmiyor. Artık ` Avrupa`yı güçlendirerek` değil, `istikarsızlaştırarak` sağlamayı yeğlemek zorunda kaldıklarını gösteriyor! Yani, zayıflatılarak Amerikan barışına muhtaç bırakılacak bir AB planlıyorlar! Bunun üzerine Brüksel geçenlerde Avrupa ordusu kurmaya başladı.

İstikrarsızlaştırma stratejisine son örnek Alman seçimleri : Merkel`in, (üstelik de Brexit`ten beri AB`yi güçlendirmeye pür dikkat yoğunlaştığı şu günlerde) derin bir koalisyon krizinin doğması, Brüksel`e kabuslar gördürürken, Washington perde arkasından kıs kıs gülüyor.

Ve Almanya`nın son iki aylık koalisyon krizi de neoconların `Avrupa`yı istikrarsızlaştırma` stratejisi sonucudur: İki yıl once yaratılan mülteci/göçmen sorunu!

Hatırlanırsa Eylül 2015`te Bodrum`da Suriyeli çocuk Aylan Kurdi`nin minik cesedi karaya vurmuş ve milyonlarca Suriyeli birden AB`ye akın edivermişti! Rus uçağının düşürüldüğü günlere denk gelen bu büyük göçü CIA örgütlemişti! Türkiye de o günlerin kendi hesaplarıyla kolaylık sağlamış, sahil koruma lakayt kalmış ve mülteciler batıdan bir anda taşınan on binlerce lastik botlarla Yunanistan yolunu tutmuşlardı. Merkel ve Alman Sosyal demokratları kapıları açınca göçmen sorunu Avrupa`nın kilit sorunu haline geldi, ırkç partiler tavan yaptı. AB`nin ayağına mülteci sorunu takılıyor, istikrasızlaştırılıyordu!

Ama bu ve benzerleri ( NATO bütçesi, Mercedes ihracı, Wolkswagen`in Rusya yatırımlarının engellenmesi, gaz akımının kesilmesi, Brexit...) tersine aksi tepti. Amerikan askeri müdahalelerini ve IŞİD komplolarını desteklemiş 6 yıl önceki Avrupa gitti. Ankara tarzı yeni bir rotaya girdi. Henüz Avrasya`da değil, kendi hayalleri de var! Ve Cenevre`de Esad`lı diplomatik barış sürecini kabullendi. Astana`yı da içine sığdırmak zorunda kaldı. Avrupa başkentlerinde IŞİD`e patlattırılan bombalar da Brüksel`i Washington`un Suriye politikasına döndürtemedi! Bağımsızlaşma yolunda Brüksel artık Suriye`de ABD`yi güçlendirmek istemiyor, uzlaşmak istiyor. Astana ve Cenevre karşıtı tek güç kaldı: Neocon Pentagon ve onun uyduları!

Putin ve Şi, Trump`ın zafere susamışlığından yararlanıyor!

Hatta Trump`ın Beyaz Sarayı bile bu `karşıt güç`ün henüz dışında! Pentagon neoconlarına karşı ZAFERLERE ihtiyaç duyuyor! Seçmenine geçen yıl Suriye`de IŞİD`ı ezmeyi ve barış vaadetmişti... Dolayısıyla o da Cenevre`de uzlaşmaya kısmen hazır aslında. Zaten ortam hazır; sorun Suriye ve Astana`da zaten çözülmüş, yukarıdaki nedenlerle Cenevre`ye taşınmış durumda, Avrupa da yukarıdaki nedenlerle uzlaşma ve barış istiyor, ehh Tramp da zaten eski seçim vaadleri yüzünden zaferler peşinde! Suriye`de uzlaşma yani. Üstelik Trump Astana ve Suriye`nin azmiyle sağlanan bir barışın üstüne yatıp, seçmenine dönüp "Ben başardım" diyecek! Putin bilerek bu olanağı ona tepside sunuyor! Neoconlara karşı Trump`ın elini güçlendirme taktiği!

Aslında Çin de Trump`ın son Asya gezisinde ayni taktiği uyguladı ! Korumacı tüccar Trump`ın temel amacının ABD`ye para toplamak olduğunu biliyordu Pekin. Trump, seçmeni `Önce Amerika` sloganıyla peşine takabilmiş ve Obama`nın muazzam dış ticaret açığını kapatarak yeni istihdam yaratacağına söz vermişti. Gezide Japonya ve Güney Kore`ye bayağı silah sattı. Çin onu krallar gibi ağırladı ve övdü. Devlet Başkanı Şi 253 milyar dolarlık devasa bir ekonomik anlaşmayı imzalarken Çin basını ABD-Çin ticaretinin gerçekten geçen yıl ABD aleyhine 400 milyar açık verdiğini ve bunu birazcık dengelemenin her iki ülkenin de yararına olacağını yazıyordu! Anlaşmaya göre Çin; Boeing`ten 37 milyar dolarlık uçak, Amerikan tekeli Qualcomm` dan 12 milyar dolarlık gemi satın alacak ve Alaska`daki Amerikan sıvı gaz üretimine 57 milyar dolar katkıda bulunacak! Hatta Çin banka sektörü ve pazarı Amerikan bankalarına açılacak! (ABD için bu karlı ekonomik anlaşmayı Kremlin`in kuşkuyla incelediği kanısındayız. Rus basını: " Çin`in yeni mali düzenlemesi Wall Street devlerini çöküşten koruyacak". )

Ama Çin bu anlaşmayı şundan yaptı: Bir süredir dört tarafı neocon kuşatması altında! Afganistan`da genişleyen Amerikan varlığı, Kuzey Kore çevresinde tehlikeli askeri yığılma, Doğu Çin Denizi`ne 2 yıldır küstahlaşan ABD donanması ve güney`de Myanmar`dan beliren (Arakan bölgesi) kaos. Pekin, hızlı ekonomik büyümeyi sürdürebilmek ve bir numaralı ekonomik güç olabilmek için Pasifik`te barışa ihtiyaç duyuyor. Rusya için Avrupa`nın NATO sınırından gelen nükleer tehdid ne ise, Çin için de Kore ve Pasifik üzerinden yönelen tehdid odur! Bu yüzden gözü para ve seçmenine verdiği sözde olan Trump`a bir zafer verip elini güçlendirdiler.

Washington`a zafer naraları ve yeri göğü sarsan dev adımlarla döndü Trump! Parmağını Neoconların gözüne sokup : " İşte" dedi " Ben buyum ve bu anlaşmayla iş yaratacağım". Dev kahkahalar attı. Neocon Bilderberg zengin klübü anlaşmaya içten içe sevinmekle birlikte, bozuntuya vermeyip Trump`ın ekzantrik el yüz hareketleriyle alay etmeyi yeğledi.

Sezar dönemi antik Roma`sı gibi... Ganimet seferine çıkan her generale `imparator` denilirdi ( İmparatorluk kelimesi bunun mirasıdır). Zaferlerle geri dönmüşse Roma`ya girmesi yasaktı. Lejyonerleri kent surlarının önünde, günümüzde `Trastevere` denilen mahallede gecelerdi. Senato zaferle dönen imparatorun, kendisini lağvedip `dikta` kuracağından korkardı çünkü.

Trump, Putin ve Şi`den uzanan Zeytin Dalı`nı neocolara karşı kalkan yapıyor!

Seçmene verilen bu `ek istihdam` vaadi Trump için çok önemli. Geçen hafta bu bahaneyle müthiş bir vergi yasasını senatoya oylatmayı başararak yine zafer çığlıkları atmaya başladı bir ayağı çukurdaysa da. Halbuki yasa Trump gibi milyarder sınıfın vergi yükünü 1 trilyon dolar hafifletiyor. Amerikan halkına tarihi kazık. Ama Trump kazığı şöyle satıyor: " Amerikan malları ucuzlayacağı için ihracatımız artacak, bu da üretimi arttıracak, o da yeni iş alanlarını..."

Trump`ın hali ringteki bir boksöre benziyor: neocon yumruklardan sersemlemiş durumda, nakavta gidiyor, ama hala fırsatını bulunca o da bir yumruk savurabiliyor! Örneğin geçen gün neoconların baskıyla Zarrap`laştırdığı eski sağlam adamı Flynn `Ruslarla anlaşmam için Trump emir verdi` deyince okkalı bir yumruk yemiş oldu. Yüce divan tehlikesi arttı. Ve şimdi nakavt olmamak için Suriye`den bir zafer yumruğuna ihtiyacı da arttı: Cenevre`de uzlaşma, barış ve askerlerini çekmek! Seçmene bunu da vaad etmişti çünkü ve Putin şimdi tepside sunuyor!

Geçen ay Vietnam`da Asian zirvesinde Trump Putin`le yine el sıkışırken Suriye sorununu çözmek istediğini ve Rusya`nın çok yardımı olabileceğini vurguladı: " Nefret saçanlar ve aptallar Rusya`yla iyi geçinmenin kötü değil, iyi bir şey olduğunu ne zaman anlayacaklar ?"

Tillerson : " Göreve başladığımızda tek değişen, siyasal geçiş süreci başlamadan önce Esad`ın gitmesinin ön şart olmadığını benimsememiz oldu, ki zaten bu süreçten sonra muhtemelen Esad`ın gideceği bir yapı oluşacaktır." (Tillerson neocon baskısı altında, son günlerde onu atıp kendi adamları CIA direktörü Pmpeo`yu getirmek istiyorlar.)

Hemen arkasından ` Cenevre müzakerelerinin devamında Kuzey Suriye`deki 2000`i aşkın Amerikan askerinin geri çekilebileceğini` vurgulaması özellikle dikkat çekti! Üstelik o ana kadar hep 500 denmişti, ilk kez bir bakan gerçek sayıyı itiraf ediyordu! Bu da Trump-Tillerson ekibinin Suriye sayfasını kapatıp `seçmenin önüne temiz ellerle çıkma` adımı olarak yorumlandı. `Cenevre Suriye sorununda SONUN BAŞLANGICI ` diye ekledi Tillerson! Ateşli askeri müdahale yanlısı ve eski Suriye büyükelçisi Robert Ford bile geçen ay askerleri çekme zamanı geldiğini savundu!

Suriye kartını kaybeden neoconlar rövanşa hazırlanıyor.

2012`lerde Kuzey Suriye`ye 75 bin Amerikan askeri gönderme rüyaları görebilen neocon rakibin de kartları sınırlı: Çatışmasızlık bölgelerini karıştırmak, İŞİD bombardımanlarıyla bölgedeki işgaline meşruiyet sağlamak, kimyasal silah yalanını canlı tutmak, iç savaşı uzatmak, İsrail ve Suudi paktını devreye sokmak ve tabii ki YPG sayesinde ağır silah yığarak geleceğe hazırlanmak! Batıdaki İŞİD bombalarıyla Suriye`ye müdahaleye Amerikan halkını iknaya çalışmak...

Neocon medyada şu sıralar manipulatif anti-Trump kampanya zirve yaptı. Medyanın ana gündemi ne Suriye, ne Kuzey Kore, fakat Trump! Şöyle diyorlar: " Zaten seçim kampanyasında Esad`ı övüyor, Obama`ya çatıyordu. ABD`nin Suriye`de kaybetmesine, deli Trump`ın Rusya`yla anlaşarak Putin`in elini kolunu serbest bırakması yol açmıştır. Şimdi ipler Putin`in elinde. Türkiye`yle İran`ın da kendi hesapları var, hep böyle kalabilecek değillerse de... Bastıralım."

Bastırıyorlar da! Cumhuriyetçi partinin en az yarısı neocon! Bunların lideri Bush`un eski adamı Mc Cain Trump`ı şöyle suçladı geçenlerde: " Suriye`deki kanlı kıyıma son verecek bir siyasal çözümün önündeki en büyük engel teşkil eden katil Esad rejimini desteklemek için Rusya`yla işbirliği yapmanın `ilkeli gerçekçiliği ` olamaz. Putin`in gönlünde Amerikan çıkarları yatmıyor."

Mc Cain hala `Siyasal çözüm için önce Esad gitmeli` tezini savunuyor. Cumhuriyetçi ve Demokrat neoconlar son derece güçlüler Pentagon, bürokrasi, yandaş medya, CIA ve Dış İşlerinde... Trump`ın dış politikasına karşı direnç özellikle kendi partisinin kongre kanadından geliyor. "Her Esad kalabilir dediğimizde, elini güçlendiriyoruz, şımarıyor, Cenevre`de ön şart kabul etmemeye başlıyor, havalara giriyor, BM`de etkimiz zayıflıyor, ayrıca Esad her ateşkes ilan edildiğinde zaten ihlal ediyor..." propagandası yapıyorlar. Tillerson hedefte.

İşte Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan`a telefonda YPG`ye silah sevkini keseceğini söylerken küresel eğilim ve Washington`un tepesinde perde arkası durum bu yazıdaki gibiydi. Şimdi Suriye`yle ilgili bazı diğer somut gelişmelere bir göz atalım.

YPG`ye silah naklinin yeni adı : AYARLAMA!

Trump`ın durdurma vaadini uzun bir suskunluk izledi. Beyaz Saray`dan gelen "haberimiz yok" imaları, tepede sevkiyat konusunda yoğun iç çatışma yaşandığı şeklinde yorumlandı. Ve sonunda Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Michael Anton kararı açıkladı: " YPG`ye silah nakli, IŞİD`in fiziki halifeliği yıkılana kadar sürecek." Ne zaman `yıkıldı` denileceği tabii ki kendi keyiflerine kalmış! Daha çok sayıda IŞİD konvoyu gözlerinin önünde kaçıp gidecek anlaşılan!

Pentagon sözcüsü Pahon 3 gün sonra ` silah sevkiyatında savaş alanının yeni ihtiyaçlarına göre yeni ayarlamalar yapacaklarını` belirtirken yardımı tamamen kesmekten hiç söz etmedi! Savunma Bakanı Mattis de evvelsi gün IŞİD`ın Rakka`ya geri dönmesini önleyecek bir YPG/SGD polis gücüne göre silah naklini `ayarlayacaklarını` söyledi, `tamamen durdurmak`tan bahsetmedi. ABD 2018 bütçesinde şimdiden YPG`ye 5000 tane daha AK - 47 ayrıldı.

YPG / SGD yöneticilerinden Ehmed Dadeli ` Ayarlama doğru ama sevkiyat durmayacak`.

Beyaz Saray sözcüsü Sarah Huckabee geçen hafta : " IŞİD`in yenilmesiyle bazı örgütlere askeri yardımı durdurabilecek konumdayız, ama bu tüm sevkiyatın durması anlamına gelmiyor".

Son günlerde Savunma Bakanlığı yetkilileri `tamamen durdurma yok, ayarlama var` cümlesini sıkça kullanır ve geri çekecekleri ağır silah listesini Ankara`ya iletirlerken, Suriye`deki koalisyon komutanları ` Henüz bu yönde bir emir almadıklarını` söylüyorlar: " Sevkiyat aynen sürüyor"!

ABD-Orta Doğu uzmanı Jack Detsch ( Al - Monitor): " Trump idaresi bazı silahların iadesini planlamakla birlikte, tüm sevkiyata son vermiyor...... Bu ABD için yeni değil. Geçmişte devlet dışı örgütlere kayıt dışı silah verme örnekleri çok... Toplamak lafta kolay, uygulaması çok zor...."

Uluslararası Af Örgütü mayısta ABD`nin Irak Kürtlerine verdiği kayıt dışı ve kayıp silahın 1 milyar doları aştığını açıklamıştı! İngiliz Action on Armed Violence örgütü de Washington`un Irak ve Afganistan`daki örgütlere verdiği 1,5 milyon silahın kaydını tutmamış olduğunu bildiriyor! Cenevre`li Small Arms Survey kayıtsız silahları YPG`nin zaten geriye iade etmeyeceğini belirtiyor: " Ve bunlar depoda saklanmıyor ki gidip sayasın.....". Şahane bir kılıf yani ilerisi için : " Kayıtsızdı, sayamadık, bulamadık..." Kayıtsız sevkiyata devam,

Görüldügü gibi Washington YPG/SGD`ye silah sevkiyatını kesmiyor. Ama Türkiye, Suriye ve Rusya bu sevkiyata tamamen karşı olduğu için Cenevre uğruna `ÖRTÜLÜ`leştiriyor. Aksine, Cenevre`den Neoconlara zafer yumruğu uğruna asker çekmeyi planlıyorsa Trump, arkada kendi kontrollerinde daha da güçlü bir yerli güç bırakmaya ihtiyacı var! Bilhassa şu nedenlerle:

1. Yeni Suudi NATO`su - İsrail ittifakını İran odaklı planlarla, Lübnan ve Suriye`nin üzerine saldırtmayı planlıyorlar. Kuzey Suriye`deki güçlerini şimdi buna göre hazırlayacaklar! `Ayarlamalar` sözüyle asıl kastettikleri budur. YPG/SDG bu ittifakın zaten Kuzey kanadıdır.

2. YPG/SDG/PKK, Türkiye`de rejim değişikliği için kullandıkları istikrarsızlaştırıcı önemli bir faktördür. Kuzey Orta Doğu`da göbekten bağlı ve sadık başka güç bulamıyor Amerika.

3. ABD şuna oynuyor: Kuzeyde Finlandiya`dan en güneyde Mısır`a kadar inen dikey çizgide İpek Yolu`na tek geçit bile vermemek! Ukrayna`yı alarak kuzeyde şimdilik bunu başardılar. Güneyde Türkiye ve İsrail zaten kapatıyordu yolu. Suriye sorun idi, ama Avrasya sayesinde oraya set öremediler. Hatta Türkiye`yi de kaybettiler ve bir set daha delindi! Şimdi Türkiye ve Suriye geçiti kapanmadıkça, Çin-Avrupa ticaretini önleyemez, küresel pazar paylaşım savaşının odak merkezini ileride kaybederler: Avrupa`yı! Akdeniz`e uzanan Kürdistan, İpek Yolu`nun önüne set çekecektir. Devlet kurulmasa bile, bölgede istikrarsızlık bile zaten yeterli `duvar`dır. YPG stratejik yatırımdır, Trump`ın `zafer yumruğu` kapsamına sokamaz, vazgeçemezler.

4. Rusya`yla savaş çıkması halinde, Türkiye ve özellikle Rusya`ya karşı Güney cephesi açabilecekleri bir yere ihtiyaçları var. Böyle bir durumda Kürdistan`ı, kendilerine `siper` olarak görüyorlar. Bu açıdan YPG/PKK`nin silahlandırılması Türkiye`nin yanısıra Rusya için de ciddi bir stratejik tehdiddir. ( O savaşta ilk yokolan Kürt bölgesi olacaktır, Kürt liderlerin ABD uşaklığı intihar aslında!) ABD artık İncirlik`ten savaşamayacağı kanısında.

YPG/PKK`ya silah sevkiyatı konusunda yanlış iddialar:

Kimileri şöyle diyor: " ABD zaten her vesayet savaşında yaptıgı gibi, Rakka`da IŞİD`a karsı işi bitince YPG`i çöpe atacak". Trump idaresinin beslediği bu vahim yanılgı ABD`nin Suriye`ye, `IŞİD`ı yoketmeye geldiği` yanlış varsayımından kaynaklanıyor. ( Kendi yarattığı IŞİD`i !!)

Diğer bir yanlış görüş : " Ankara`yı kazanmak için YPG konusunda taviz veriyor". Washington`un önceliği artık Erdoğan`ı baskı ve tavizle yanına çekmek değil ki, yıkmak! 15 Temmuz ve Zarrab davası açıkça gösteriyor. Geri dönüş zor, işte geçen ayki IEA anketinin sonucu: Türkiye`de halkın yüzde 67`si güvenliğinin NATO dışında sağlanabileceğini, yüzde 71`i Rusya ile ittifakı savunuyor!

Vietnam ASEAN zirvesinde Trump ve Putin Cenevre`de barışın yanısıra, asker çekiminde de anlaştılar ve geçenlerde Lavrov Rus askerinin büyük ölçüde çekileceğini açıkladı. Bu zaten Cenevre`de Esad`ın `olmazsa olmaz` şartlarından. Lavrov ( hatta Erdoğan da) geçen ay Amerikan askerinin gitmesinin şart olduğunu tekrarladı. Cenevre`nin başarısı için bu şartı Tillerson da Trump da görüyor ve çekeceğiz diyorlar. Ama Pentagon`dan sorumlu Mattis aksi görüşte. Neocon engeline çarpmazsa Beyaz Saray da Rusya gibi muhtemelen çekecektir.

Çünkü Trump son günlerde çok sıkıştı, nakavt olmak üzere, Suriye zaferine ihtiyacı büyük. Ama Trump`ın Suriye politikasını, ABD`nin BOP projesinden ziyade kendi iktidarını sağlama almaya endekslemesi bile, Washington`un Suriye`de düştüğü hazin durumu gözler önüne sermeye başlıbaşına yeterli!

YPG/PKK politikası ise Cenevre ve zafer yumruğuna endeksli değil! Uzun vadeli, stratejik. Ve işte tam da bu nedenle, neocon derin devlet şimdi harıl harıl şuna hazırlanıyor: İsrail-Suudi kampını Suriye üzerine salmak, YPG`ye silah sevkiyatını hem örtüp hem arttırarak buna göre `ayarlamak` ve neye malolursa olsun....

Cenevre`yi baltalamak...