Yuh be!!.........
2Nisan 2014 tarihli BirGün gazetesinde insanı çıldırtacak bir haber: “Öğretmene ‘evrim’ soruşturması açıldı”.
Kara haberin sunuluşu böyle ve gerisi şöyle:
[“Öğretmen Şahin’e, öğrencilerine önerdiği popüler bilim kitapları nedeniyle soruşturma açıldı. Milli Eğitim, öğrencilere ‘Öğretmen, kendi siyasi düşüncelerini size empoze ediyor mu?’ diye sordu.”
“Bartın Sabri Çavuşoğlu Fen Lisesi’nde coğrafya öğretmeni olan Mustafa Şahin’e, öğrencilerine önerdiği bilimsel kitaplar nedeniyle Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından skandal bir soruşturma başlatıldı. Şahin hakkında, Alo 147 ihbar hattına yapılan “Önerdiği kitaplardan dolayı dini duygularım rencide oldu” şeklindeki bir meçhul ihbar ile soruşturma başlattı.
Bilime soruşturma
Şahin’i “dini duyguları rencide etmek” suçlamasına muhatap bırakan popüler bilim kitapları ise şöyle: “İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan insanoğlunun tarihini ve dünyanın oluşumunu açıklayan ‘Dünyanın En Güzel Tarihi’; hayvanların yeryüzüne yayılışını, evcilleştirilmelerini ve tarihini bilimsel olarak anlatan ‘Hayvanların En Güzel Tarihi’, ile ilk bitkilerden insanoğlunun tarımı keşfine ve ilk yetiştirilen bitkilere ilişkin bir bilim kitabı ‘Bitkilerin En Güzel Tarihi’”
İsimsiz bir ihbar
Eğitim Sen Bartın Şubesi Başkanı İsmet İpçi, “Mustafa Şahin; alanıyla ilgili’ olarak ‘Dünyanın En Güzel Tarihi’, ‘Hayvanların En Güzel Tarihi’, ‘Bitkilerin En Güzel Tarihi’ adlı kitapları öğrencilerine tavsiye etti. Alo 147 ihbar hattına yapılan, önerdiği kitaplardan dolayı ‘dini duygularım rencide oldu’ şeklindeki meçhul bir ihbara dayanılarak, okula gelen Bartın Milli Eğitim Denetmeni ve Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, 9. ve 10. sınıflardan topladıkları 4’er öğrenciyi sorguya aldı. 15-16 yaşındaki çocuklara veli rızası olmadan hukuksuz biçimde ‘inceleme soruları’ adı altında yönlendirici sorular yöneltildi” diye konuştu.
Öğrencilere, “Öğretmen size siyasi düşüncelerini empoze ediyor, değil mi?”, “Evrim kuramını anlatıyor mu?” şeklinde sorular sorulduğunu belirten İpçi, “Bartın Milli Eğitim Müdürlüğü’nü, yasal ve meşru biçimde laik, bilimsel ve demokratik eğitim için mücadele eden Eğitim Sen ve üyelerine yönelik sindirme amaçlı uygulamalarını kınıyor ve buna bir son vermeye çağırıyoruz” dedi.”]
Başlarım senin hurafe saplantılarından
1995 yılında Paris’te Le Seuil yayınevinin yayımlamaya başladığı “Le plus belle histoire de...” (“..........En Güzel Tarihi”) dizisini keşfetmiştim. Dizinin ilk kitabı yayımlanmıştı.
Kitabı Türkiye’de yayınlayarak yobazların hurafe duyargalarını örselemek geldi aklıma. O sırada Telos Yayıncılık’ın Genel Yayın Yönetmeni olduğum için bu mel’un düşünceyi tatbik mevkiine koydum. Kitabı, Fransızcadan Türkçeye en iyi çeviri yapan İsmet Birkan’a (Berkan değil) çevirttim ve 1996 yılında “Dünyanın En Güzel Öyküsü” adıyla yayınladım. Yayıneviyle bağlantı kurmuştum, çıktıkça dizinin öteki kitaplarını da yayınlayacaktım. Ama olmadı. Yayınevinden ayrıldım. Telos’ta bu projeyi yürütecek adam yoktu. Bereket versin, İş Bankası Kültür Yayınları, benim Telos’ta yayınladığım kitaptan başlayarak diziyi yayınlamayı sürdürdü.
2014 yılında geri zekâlının biri, 147 ihbar hattına telefon ederek “Bu kitaplar yüzünden benim dini duygularım rencide oldu” demiş. Bu iğrenç ihbarın üzerine balıklama atlayan Bartın Milli Eğitim Denetmeni ve Milli Eğitim Müdür Yardımcısı da (ki büyük bir olasılıkla İmam-Hatip kaynaklıdır) soruşturma açmış.
***
Ülker’in, çevirisini 1970 yılında Dost dergisinde yayımladığı, Andrey Voznessenski’nin OZA adlı uzun şiirinin gözden geçirilmiş yeni çevirisini (önsöz yazacağım için) okurken, bir yandan da günümüzün mağara adamlarını düşünüyordum. Günümüzün teknoloji ürünlerini Suudiler gibi, Körfez ülkelerinin yığışımları gibi şehvetle kullanan bu insansılar bütün bu icatların Darwin’e bir şeyler borçlu olduğunu düşünmezler. Çünkü o kafa yoktur onlarda. Andrey Voznessenki şu dizeyi yazmış bu adamlar için:
[“Bir gelecek düşünüyorum” diye devam ediyor tarihçi, “bütün düşlerin gerçekleşeceği bir gelecek. İyi ellerde iyidir teknoloji. Korkuyor musunuz teknolojiden? Peki, öyleyse haydi dönün mağaralarınıza!” Tarihçi kır saçlı, pembe yanaklı. Çocuklar ve köpekler gülümsüyor ona.”]
***
Korkuyor musunuz bilimden ve teknolojiden? Öyleyse girin Bartın’daki mağaralarınıza!
Türkiye’de AKP’nin Türkiye’yi müthiş geliştirdiği illüzyonu pompalanıyor. ABD’deki genç dostumun saptamasına göre, bakalım AKP iktidara geldiğinden beri dünyada neler oldu:
2001- Wikipedia piyasaya çıktı. Apple iPod’u çıkardı. 2002- Avrupa Birliği’nde avro para birimi dolaşıma girdi. 2003- İnsan Genomu projesi tamamlandı. Çin ilk kez insanlı uzay aracını uzaya gönderdi. Ağustos ayında Skybe kullanılmaya başlandı. 2004- ABD Mars’a keşif robotu indirdi. Özel sermayeyle finanse edilen ilk uzay aracı. Facebook piyasaya çıktı. 2005- You Tube kullanıma girdi. 2006- Twitter çıktı. Kuzey Kore ilk nükleer denemesini yaptı. 2007- Apple iPhone’u piyasaya sürdü. 2009- Ayda su bulundu. 2002-13: Çin’in gayri safi iç üretimi 1.5 trilyondan 8 trilyon dolara çıktı. 2002-13: ABD’nin 78 bilim adamı Nobel Ödülü aldı.
***
12 yıl içinde dünyada devrim yaratan bu gelişmeleri okuduktan sonra devam ediniz:
2002-13 Türkiye: Şanlı ve kanlı türban muharebeleri, ayakkabı kutusu teknolojisi, göçen duble yolun icadı, lokomotif deviren ray üretimi, son on yılda ABD’de icat edilen şeylerin -Twitter, You Tube- kapatılması. Seçim sandığına atılan oyların orada Darwinci evrim geçirerek AKP oyuna dönüşmesi.
Ey vatandaş, bu dizinin kitaplarını okuyanlar ne Fethullah Hoca’nın ne de Recep Tayyip Hoca’nın peşinden giderler. Bilimin yolunu izlerler ve çağlarını yakalarlar.
Şimdi 30 Mart seçimlerinin peşinden saç-baş yolanlar, ah-vah edenler Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu ve cumhuriyetin laik okullarını ve öğretmenlerini yeterince savunsalardı AKPucubesi ülkenin başıma bela olmazdı.
(Yarın devam edeceğim.)