Yükselen milliyetçiliğe küreselci darbe

Paris Ceza Mahkemesi, Ulusal Birlik Partisi (RN) lideri Marine Le Pen’in Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekili olduğu 2004-2016 yılları arasında, AP’de görev yapmak üzere “hayali” asistanlar almak ve bunlara ödenen kamu fonlarını amacı dışında kullanmak suçundan ceza verdi. Ceza 2 yılı elektronik kelepçe ile ev hapsi olmak üzere 4 yıl hapis, derhal uygulanmak üzere (temyiz hakkı beklenmeden) 5 yıl boyunca kamu haklarından yararlanmamayı kapsıyor. Böylece Le Pen bu yıl yapılması muhtemel olan erken genel seçimlerinde milletvekili ve 2027 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerde aday olamama ihtimali ile karşı karşıya.

20 YIL ÖNCEKİ MEVZU

Avrupa’da AB dayatmalarına karşı çıkan, ABD’ye ve NATO’ya tavır alan, Ukrayna’da barış isteyen, Rusya ile diyalog ve dostluğu ve ülkesinin bağımsızlığını savunan potansiyel adayların iktidara gelmesinin engellenmesinin yeni bir örneği yaşanmıştır. 20 yıl önce işlendiği iddia edilen “suç” dosyası kenarda tutularak, AP seçimleri ve genel seçimlerdeki başarılarıyla birlikte, Le Pen’in küreselci sistem tarafından tehlikeli olmaya başladığı korkusuyla Kasım 2024’te iddianamesi hazırlanmıştır. Ardından Yargı Sendikası bir bildiri yayımlayarak “aşırı sağ partilerin Avrupa seçimlerinde kullanılan oyların neredeyse yüzde 40'ını almasını” kınamış ve “Tüm yargıçları aşırı sağın iktidara gelmesine karşı harekete geçmeye” davet etmişti.

Paris savcısı, hazırladığı iddianamede, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin favorisi ve partisinin adayı Marine Le Pen hakkında ikisi kesinleşmiş hapis cezasına çevrilebilecek beş yıl hapis cezası ve derhal uygulanmak üzere beş yıl süreyle hak mahrumiyeti (seçimlerde aday olamama) kararı verilmesini talep etmişti. Le Pen bunun üzerine yaptığı açıklamada “Savcının Fransız halkını istedikleri kişiye oy vermekten mahrum bırakma arzusu” olduğunu ve “Savcılığın ilgilendiği tek şeyin, Le Pen'in geçici idamla siyasi hayattan dışlanmasını talep ettiğini” söylemişti. Le Pen “bu adaletsizliği ortadan kaldırmak için” mahkemeyi bu iddianameyi reddetmeye” çağırmıştı. Fakat mahkeme savcının iddianamesini kabul ederek, verdiği karar ile Marine Le Pen’in kafasına giyotini gönderdi.

‘SİYASİ HAYATTAN ÇEKİLMEYECEĞİM’

Le Pen mahkeme kararının açıklandığı günün akşamı TF1 televizyon kanalında yaptığı açıklamada “aday olmamı ve seçilmemi engellemeyi amaçlayan, mahkeme başkanının kararın siyasi olduğunu” ve “mümkün olan en kısa sürede” temyize gideceğini ve “bir temyiz mahkemesinin bu davayı tarafsız bir şekilde analiz etme ve gerçekte kendimizi suçlayacak hiçbir şeyimiz olmadığını bulma yeteneğine güvendiğini” söyledi. Le Pen sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu akşam milyonlarca Fransız, insan hakları ülkesi Fransa'da yargıçların otoriter rejimlere özgü olduğu düşünülen uygulamaları yürürlüğe koyduğunu görmekten dolayı öfkelendi, ama inanamayacağı kadar öfkelendi” dedi. Le Pen, mahkeme başkanının “bir talimata, bir emre, bir iklime itaat ettiğini” de sözlerine ekledi. Milliyetçi Lider parlamenter asistanlarla ilgi suçlamanın “Avrupa Parlamentosu ile idari bir anlaşmazlığa” dayandığını ve kişisel zenginleşme yolsuzluğun hiçbirisinin olmadığını belirtti. Le Pen verilen mahkumiyetinin “hiçbir şekilde, hiçbir biçimde” siyasi hayattan çekildiği anlamına gelmediğini belirtti.

‘DEMOKRATİK OLMAYAN BİR KARAR’

Mahkeme kararına Fransa’nın diğer milliyetçi ve sağ partilerden de tepkiler geldi. Ulusal Meclis'te RN'in önemli bir müttefiki olan Cumhuriyet için Sağ Birliği Başkanı Eric Ciotti “iktidarı ele geçirmek için sistematik olarak çok sağda olan ve kazanabilecek herhangi bir adayı dışlayan bir sistemden” bahsederken Yeniden Fetih Partisi Başkanı Eric Zemmour “Halkın kime oy vermesi gerektiğine karar vermek yargıçların işi değildir” dedi. İktidarı destekleyen Cumhuriyetçilerin Meclis Grup Başkanı Laurent Wauquiez de “Seçilmiş bir temsilcinin seçime girmesinin yasaklanması demokrasilerde sağlıklı değildir. Siyasi tartışmalar sandıkta çözülmelidir” değerlendirmesinde bulundu.

Sosyal Demokrat cephede Boyun Eğmeyen Fransa Lideri Jean Luc Melenchon mahkemenin temyize müracaat etmesini beklemeden verilen siyasi yasağın derhal uygulanması kararına tepki göstererek “Prensip olarak, yasaya tabi olan herhangi birinin temyize gitmesinin imkânsız olmasını kabul etmeyi reddediyoruz. Seçilmiş bir temsilciyi görevden alma kararı halkın meselesi olmalıdır.” ifadelerini kullandı. Yeşillerin Grup Başkanı Cyrielle Chatelain “Fransız halkının parasını çalmanın hiçbir mazereti olamaz, cezalandırılırsınız” derken Sosyalist Parti “Herkesi yargının bağımsızlığına ve hukukun üstünlüğüne saygı göstermeye” çağırarak kararı destekledi. Fransız Komünist Partisi Genel Başkanı Fabien Roussel de “yasalara saygı gösterilmesini” istedi.

AVRUPALI LİDERLERDEN DAYANIŞMA MESAJLARI

Avrupa’nın milliyetçi liderleri yaptıkları açıklamalarda Le Pen’e destek veren açıklamalarda bulundular. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, X’te “Ben Marine'im” paylaşımında bulundu. Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini’ye göre bu karar “Brüksel'in savaş ilanı”ydı. Salvini bunun “Romanya gibi diğer ülkelerde de gördüğümüz kötü bir film” olduğunu söyleyerek Romanya'da iptal edilen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda birinci gelen NATO karşıtı ve Rusya dostu Calin Georgescu 'ya gönderme yaptı. Hollanda'da Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders, Marine Le Pen’nin “Temyiz başvurusunu kazanacağına ve Fransa Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı olacağına inanıyorum” açıklamasında bulundu.

Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov da günlük basın brifinginde Marine Le Pen'in mahkumiyetiyle ilgili bir soruya yanıt verirken “Avrupa başkentleri giderek daha fazla demokratik normları ihlal etme yoluna gidiyor” diye tepki gösterdi.

Eski kıtada yükselen milliyetçilik, küreselci hükümetlerin ve savaş kışkırtıcısı Atlantikçi liderlerin korkulu rüyası. Sistem her türlü ayak oyunlarıyla, seçim hileleriyle, istihbarat elemanlarıyla ve yargısıyla bu milliyetçi dalganın önüne geçmek istemektedir.