Yumurtalamak-(TAMAMI)
Okurlarımın dil yazılarıma gösterdikleri ilgi daha fazla, gelen iletilerden bunu anlıyorum. Bu nedenle de dil sorunları benim öncelikli konularımdan.
Yeni bir sözcük daha kazandı dilimiz, “yumurtalamak” yakında sözlüklere girecektir. AKP siyasetçilerinin dilimize armağanı... Karınca kaderince, onların elinden de bu geldi, Türkçeye olup olacağı bütün katkıları, şimdilik bu “yumurtalamak” sözcüğü. Olayların, gereksinmelerin dile nasıl yeni sözcükler kazandırdığına canlı bir örnek. Sözlük yazarlarının dilerim gözünden kaçmaz, kaçmaması gerekir.
Son zamanlarda yeniden canlandırılmaya çalışılan Osmanlıca modasına bilen de bilmeyen de omuz verir oldu. Epeyce ünlü, genç bir yazar, “bizatihi” yerine “bizahiti” diye yazmış. Bunlar pek özenilecek, aman yok olup gitmesin diyeceğimiz sözcükler değil, elbette insanlar gene de kendileri bilir, kullansınlar, kullansınlar ama, sonuçta ekini kökünü bilmediğimiz bu tür sözcüklerde her zaman yanlış yapma olasılığı vardır. Bu genç arkadaşa, bu dil senin dilin değil, diyeceğim sadece.
Gazeteler bir kısaltmayı “İK’nın” diye eklendiriyor, İnsan Kaynakları anlamındaki bu kısaltma “İK’nin” diye eklendirilmeli. Başbakan “Me Ha Pe” diyor, “Ce Ha Pe” diyor, Türk Dil Kurumu susuyor. Sahi Kuğulu Park’tan aşağı doğru yürürken, sağ tarafta bir Türk Dil Kurumu vardı, ne oldu, bileniniz var mı?
ANAP bir kısaltmadır, ünlüyle başlayan bir ek aldığında bütün kısaltmalar gibi (sözcükler gibi demiyorum) yumuşamaz. ANAB’ı diye yazılmamalı. Bu konuda kılavuzlar bir kuraldan söz etmezler. Bu tür kısaltmaları söylerken de harflerin aslına bağlı kalmak bana daha doğru geliyor, ANAP’ın diye sert söylemeliyiz. Bunun gibi kurallara bağlanmamış yazım sorunlarına köşemde zaman zaman değineceğim.
Şu cümle bir gazete haberinden: “Antalya’da kendilerine polis süsü vererek arabalarına aldıkları bir kadına ormanlık alanda tecavüz eden üç kişiye ceza yağdı.” Bunu yazana yağmura doymadın mı, diyeceğim geliyor. Bu suçluların her biri onar yıl ceza almış olsunlar, onların hak ettikleri bir şey, sonuçta bir mahkeme hak ettikleri cezayı veriyor. Suçlu sayısı fazlaysa, ceza alan insan sayısı da doğaldır ki fazla olur, böyle bir durumda ceza yağmur gibi yağmış olmaz. Ancak diyelim ki tecavüze uğrayan bu kadın hamile kaldı, biri çıkıp; “Çocuğunu aldırmasın!” derse, böyle diyene bir şeyler yağar: Mektup, mesaj, küfür vb. Şu “tavan yapmak”, “imza atmak” deyimleri de basında böyle rastgele kullanılıyor: “Komşumuz Yunanistan’da gerilim tavan yaptı.” örneğinde olduğu gibi. “Polis bir biber gazı olayına daha imza attı.” demek de öyle. Bunlar basında olur olmaz yerde kullanılan deyimler.
Dilimiz “yumurtalamak” diye yeni bir sözcük kazandı dedik ya, bu gidişle “kürtajlamak” diye de bir şey çıkarsa şaşırmayın. Zatıâlileri böyle konuşmaya devam ederlerse, “saçmaladı”, “berbat etti”, “çuvalladı” yerine, “kürtajladı” denilebilir. Dil bu, hiç belli olmaz.