22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yunan mitolojisinde şarap

Ethem Gönenç

Ethem Gönenç

Eski Yazar

A+ A-

Antik Yunanlılar şarapçılığı bir sanat haline getirmişler ve şarabın sosyal etkilerini de kullanarak, adeta bir şarap uygarlığı kurmuşlardır. Halk; şarap tanrısı, medeniyetin ve barışın temsilcisi Dionysos miti içinde yoğrulmuş ve onun adına düzenlenen bağ bozumu şenliklerinde bugünkü tiyatronun da temeli atılmıştır.

Antik Yunan’da akşam yemekleri gün batımından sonra başlamakta ve iki bölümden oluşmaktadır; “yemek” denilen bölümde yemekler yenmekte, ama ardından gelen “symposion” bölümünde tas tas şarap içilip, sohbet edilmekte ve çeşitli eğlenceler tertiplenmektedir. İçilirken, taşkınlıklara neden olmasın diye de şaraba mutlaka su katılmaktadır. Şarap tahta fıçılarda ya da anforalarda saklanmakta ve hava almasını engellemek için ağzı yağlı bir bezle örtülmektedir. Şarabın kokusunu ve tadını geliştirmek için, türlü tat ve koku veren bitkiler kullanılmaktadır. Üretilen Chios şarabı (o zamanın Bordeaux’u) teknelerle tüm Akdeniz’e, hatta Rusya’ya ihraç edilmektedir.

KİMDİR BU DİONYSOS

Dionysos, Zeus ile ölümlü Semele’nin oğludur ve 12 Olympos tanrısından biridir. Mitolojiye göre; Zeus Semele’ye âşık olur ve onu hamile bırakır. Ama Zeus’un karısı Hera, Zeus’u çılgınca kıskanmaktadır. Birgün yaşlı bir kadın kılığına girer ve Semele’yi Zeus’un ona güçlerini göstermesi için ikna eder. Zeus da Semele’yi kıramaz ve bütün gücünü gösterirken, Semele bu güçten etkilenip yanmaya başlar ve karnındaki altı aylık bebeğini düşürür. Bu sırada mucizevi olarak orada biten bir sarmaşık, bebeği yanmaktan korur ve Zeus böylece Dionysos’u kurtarıp baldırında (bazı kaynaklara göre kasıklarında) saklar. Dionysos üç ay sonra Zeus’un baldırından doğar. Fakat bu sefer de Hera’nın emri üzerine Titanlar, bebek Dionysos’u kaçırıp küçük parçalara böler ve bir kazanda haşlarlar. Ancak bebeğin büyükannesi tanrıça Rhea, Athena’nın yardımıyla onu kurtarır ve parçalarını birleştirir. Dionysos’u Hera’dan saklamak için de, onu Semele’nin kız kardeşi İno’ya yollar. Ama Hera bunu öğrenir ve bu kez İno’ya saldırıp, onu delirtir. Zeus, Dionysos’u kıskanç Hera’nın elinden zor kurtarır ve onu bir keçiye dönüştürerek Nysa Dağı’ndaki nemflerin arasına yollar. Dionysos, Nysa Dağı’nda büyür, genç bir adam olur ve şarabı keşfeder. Böylece Dionysos veya diğer adıyla Bacchus; şarap, bağcılık, cümbüş ve coşkunluk tanrısı olur. Tasvirlerde, Dionysos’a genellikle bir satir (keçi-insan karışımı mitolojik yaratık) ve maenad (kendilerini Dionysos’a adamış kadınlar veya periler, nemfler) kafilesi eşlik eder. Onun olduğu yerde şarap, müzik, şarkılar, dans, esriklik ve taşkınlık hiç eksik olmaz.

Dionysos, bir süre sonra, nemflerden ve satirlerden oluşan alayı ile dünyayı dolaşmaya başlar ve türlü maceraların sonunda Naksos adasına ulaşır, orada Girit prensesi güzel Ariadne’yi görüp, âşık olur. Ariadne ile Dionysos, kısa sürede Zeus’un rızasıyla evlenir ve üç dört çocukları olur. Bu çocuklar da artık birer tanrıdır.

Hadi, rastgele tüm şarap severlere!