Yurdumda Öleceğim, Vuruşa Vuruşa!
Yurdumda öleceğim,
Büyük vatanımda: Yükselen Asya'da!
Öleceğim Hama’da, Humus'ta, Rakka'da,
Zafere doğru, vuruşa vuruşa.
Arap kardeşim de omuz başımda olacak.
Ne mutlu yiğit bir kardeşi olana.
Birlikte direneceğiz, özgürlük yolunda,
Kasiyon Dağında ve Toroslar'da.
Aynı siperde, sarp kayalıklarda,
Rus moy brat da yanı başımda olacak.
Göstereceğiz çürüyenin doğasına,
Adanmış insanın ölümsüzlüğünü.
Yurdumda öleceğim, Şamı Dimaşk’ta,
Üzüm bağları arasında, aşkla
Uyuyacağım yumuşak, şıralı toprak yatakta.
Diyarbakır'da ve Yüksekova'da,
Firdevsi'nin oğulları da yanımda olacak,
Ne mutlu, hayırlı bir komşusu olana.
Kulakları çınlasın, sahte yoldaşların:
Koltuklara kurulup Enternasyonal çalanlar.
Ya da Bismillah çekip CIA’dan emir alanlar.
Bilincini şeytana kaptıranlar, ah!
Yüreklerini Amerikan beziyle kaplattılar,
Akılları kurtulsun isterim onların da.
Yurdumda öleceğim,
Büyük vatanımda: Yükselen Asya'da!
Halepli Halit ile aynı vahdetteyiz,
Zeytin gözler ateşten ürkmez, asla!
Hele yumruk, Ugarit kayasından olursa.
Günaşırı görüşüyorum, Lazkiye’yle,
Kıyıda bir oyuncakçı dükkanı var ya,
Önünde naylon tanklar, uçak savarlar olan,
Orada buluşuyoruz kahramanlarla:
Bakın, şu bizim çocukların yaptığına.
Attila Josef’i konuşuyoruz, Mahmut’la,
Vermektense bebeği, diyor,
Atarız onu Asi’nin koruyucu kollarına,
Boncuklu beşiği, kuşlu yastığıyla.
Ya da diyorum, bundan böyle, kardeşim,
Kızaracak ellerim benim de, alevle.
Tutuklasınlar, ipe çeksinler isterse,
Masum bir gül, bedenimden fışkırdı diye.
Şehit ruhundan kılıç pay dağıtacak,
Kerbela'da ölen, Kudüs'te doğana kadar,
Dara’da vurulan, Urfa’da dirilene kadar.
Tüküreceğim suratlarına,
Ağız dolusu barutu, halk düşmanlarının,
Ne mutlu, haklı bir öfkesi olana.
Yurdumda öleceğim,
Büyük vatanımda: Yükselen Asya'da!
Beş ülke, beş deniz, 22 boyla,
Nehirlerin akış yolunca, vuruşa vuruşa.
Dikilsin diye, kardeşliğin yekpare sütunları,
Büyük vatanın Tahrir meydanlarına.