Zam, zam, zam... Ucuzluk ne zaman?
Ekim 2019 ayı itibarıyla, yani yılın ilk 10 ayında temel ihtiyaç ve kullanım maddeleri ile hizmetlere üst üste yapılan zamlar adeta sağanak gibi yağıyor.
2019 Ekim ayı itibarıyla;
Doğalgaza yüzde 32
Elektriğe yüzde 30
Tren biletlerine yüzde 20
Posta ücretlerine yüzde 20
Çaya yüzde 30
Şekere yüzde 16
Köprü ve Otoyol geçişlerine yüzde 20
Çok kanallı ama tek sesli hale getirilen, yandaş-havuz medyasının halka karşı ekonomik suç niteliğinde olan, tarafgir, yanlı ve algı yaratmaya yönelik yayınlarıyla, örtbas edilmeye, geçiştirilmeye ve unutturulmaya çalışılan bu ağır zamlar, toplumun başta dar ve sabit gelirli kesimleri ile emekliler olmak üzere, tüm yurttaşları hayat pahalılığı altında ağır biçimde eziyor maalesef.
Ülkede hem ekonomik gerileme ve çöküşün, hem de fiyat artışlarının önüne geçilemiyor ne yazık ki.
Hiçbir inandırıcılığı olmayan kredibilitesini kaybetmiş bir ekonomi yönetiminin, artık bıkkınlık veren "...ekonomik program ve müjde paketleri" açıklamaları ise ciddiye alınmıyor.
Yüzde 9’a indiği müjdelenen enflasyona rağmen, elektrikten, posta ücretlerine, tren biletlerinden, köprü geçiş ücretlerine, çay ve şekere kadar, bu rakamın çok çok üstünde zamlar yapılması büyük şaşkınlık yaratıyor ve tepki çekiyor.
***
Yandaş ve batık müteahhitleri kurtarmak amacıyla, Kamusal Sermayeli Bankaların tarıma, esnafa, KOBİ’lere, sanayicilere aktarması lazım gelen kısıtlı finansal kaynaklar, "beton ekonomisine" yönlendirilerek israf ediliyor.
İşsizlik tam bir sosyal faciaya dönüşmek üzere, emir-komuta ile faizleri indirmeye çalışmaya, tasarruf yerine tüketimi teşvik eden popülist harcamalara aynen devam ediliyor.
Bunların yanı sıra tamamıyla bozulan yatırım iklimi nedeniyle ülkeye, kalıcı-doğrudan yabancı sermaye girişleri son yılların en düşük seviyelerine inmiş vaziyette.
İcra-iflas dosyaları milyonlara ulaşmış, ağır borç yükü ve dolarizasyon rekor seviyelere çıkmış, konkordato, karşılıksız çek ve protesto edilen senetlerde adeta bir patlama yaşanıyor.
2017-2018 yıllarında 14 milyon abonenin, elektrik borçlarından ötürü en az bir defa elektriklerinin kesildiğini, Elektrik Mühendisleri Odası yetkileri ifade ediyor.
***
Ama tüm yaşananlara ve gerçeklere rağmen, bir de çıkıp ülkeyi nasıl da "başarıyla resesyona soktuklarını", yüzde 15 - yüzde 30 arasında değişen zam yağmuruna rağmen, enflasyonu nasıl da yüzde 9’a "indiriverdiklerini" hiç sıkılmadan büyük bir rahatlıkla söylüyor ve milletin de buna inanmasını bekliyorlar.
Bu ekonomik perişanlık tablosuna rağmen, orta yerde başı sonu tutarlı, derli-toplu, inandırıcı, mantıklı ve makul hiçbir istikrar programı ve bunu hayata geçirebilecek bir ekonomi kadrosu da niyeti de görünmüyor ne yazık ki.
Halkın tepkisizliği, sivil toplum örgütlerinin sinmişliği, sendikaların suskunluğu, muhalefetin yetersizliği ve medyanın rezilliğinin sonsuza kadar süreceğini sanıyorlar herhalde.
Hâlbuki, yerel seçimlerden bir yıl önce yazdığımız dört ayrı yazıda "Bunları ekonomi götürecek" şeklinde başlıklar atmıştık.
Şimdi yine tekrarlamak durumundayız.
Bunları ekonomi götürecek, götürüyor. Yarın seçim ve/veya referandum olsa, bunların faturasını milletin iktidara sandıkta ağır bir şekilde ödeteceğinden kimsenin kuşkusu olmamalı bence.