Zeytin ağacı
Ey yaşamı köklerinde büyüten ölmez ağaç. Sen, insanlık tarihi kadar eskisin. Tam bundan otuz dokuz bin yıl önce, Nuh peygamber, tufan sonrası dünyada ne olup bittiğini anlamak için bir beyaz güvercin salar. O güvercin ağzında senin dalın ile döner. İşte senin bu dalın, dünyaya barışın, huzurun, düzenin geldiğini kanıtlar Nuh’a.
Antik Çağ'da bir gün, İyonyalı Homeros sana sırtını yaslar. Dile gelip ona dersin ki; ''Homeros! Ben herkese aitim, ama kimseye ait değilim. Sen gelmeden önce de buradaydım, sen gittikten sonra da burada olacağım.'' İşte bu nedenle Homeros sana “ölmez ağaç” der.
Yunan mitolojisinde de adın geçer. Bir gün Tanrı Zeus “Bana en değerli hediyeyi verene Atina’nın yönetimini vereceğim” der. Denizlerin tanrısı Poseidon Zeus'a, savaşta yenilmeyecek, uçabilen bir at armağan eder. Tanrıça Athena ise seni. Tüm Tanrılar senin güzelliğin karşısında büyülenir, ata bakmazlar bile. Rakibin Poseidon da senden o kadar etkilenir ki, üstünlüğünü kabul eder. Bunun üzerine, Athena senden bir dal kırıp ona verir ve böylece aralarındaki düşmanlık yok olur. İşte o zamandan beri de, "Düşmanına zeytin dalı uzat" denir.
Nazım Hikmet, yetmiş yıl evvel, zamanın ötesinden seslenir; ''Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin…” der dizelerinde.
Sen asla sıradan bir ağaç değilsin. Doğaya katkıların öyle fazladır ki, ekolojik dengenin devamlılığını sağlarsın. Hemen her tür toprakta, kurak arazilerde yaşar, çölleşen arazileri ıslah eder, hiçbir ilaca gerek duymadan büyürsün. Bunun yanında atmosferde karbondioksiti ve iklim koşullarını dengede tutar, yaban hayatı için gölge ve barınak olur ve yüzlerce, hatta binlerce yıl yaşayıp gidersin.
Senin meyven zeytin ve ondan üretilen, her derde deva zeytinyağı sofralarımızın baş tacıdır. Senin yaprağının bile sağlığımıza bin bir faydası vardır ve sanayide değerlendirilir.
NE YAPILMAK İSTENİYOR?
Demem odur ki; on binlerce yıldan beri sen insanlık için hayatsın. Onun için de tüm dünyada kesilmen yasaklanmıştır.
Bizim senin kültürünle tanışıklığımız, Cumhuriyetimiz ile birlikte başlayıp, yaygınlaşmıştır. Bugün Türkiye senin sayende, bir milyon tonu aşan zeytin üretimi ile dünyada dördüncü sıradadır. Yurdumuzda senden yüz yirmi milyon adet bulunur. Yani tüm dünyadaki senin yüzde dokuzu yurdumuzdadır. İki yüz bine yakın Türk ailesi de seninle geçimini sağlar.
1939'da kabul edilen 3573 sayılı zeytin yasası senin sağlıklı, verimli bir biçimde uzun yıllar yaşamını sürdürmen için çıkarılmıştır. Fakat şimdi gözü dönmüş, paraya tapan emperyalizm uşakları bu yasayı değiştirtip seni katletmek istiyorlar. Sen bir dönüm içerisinde on beş ağaçtan azsan o arazi zeytinlikten sayılmayacak ve imara açılarak, oteller, santraller, madenler yapmak mümkün olacakmış. Bre ağaç düşmanları, tüm zeytinciler bilir zaten bir zeytinlikte dönüm başına en çok on, bilemedin on iki ağaç bulunur.
Sizi uyarıyorum; zeytin ağacı olmazsa zeytin ve zeytinyağımız da olmaz, ekolojik dengemiz bozulur ve zeytincilikten geçimini sağlayan aileler de perişan olur.
Haydi, rast gelmeye size, bu yasayı değiştirmeye çalışanlar!