Yandex
09 Nisan 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Zeytinle ilgili anılar

Cengiz Çakır

Cengiz Çakır

Gazete Yazarı

A+ A-

İlkokula gittiğim 1950 başlarında iki odalı kerpiç evimizin sadece birinin tavanı vardı. Taban toprak sıvalı, üzerine hasır ve çul yazılıyor. Sacdan yapılma odun sobası ile ısınıyoruz. Ocaklık da var. Ocaklığın iki yanında orta kısımda bir rafı olan, duvara gömülü, iki taraflı ufak, kapaklı dolaplar var. Dolabın alt kısmında üzerine renkli çiçek motifleri işlenmiş, kalın kenarlı büyücek bir toprak çanak vardı. İçi dışı sırlı olduğu için konulan sıvıları sızdırmıyor. Bu çanağın içinde bıçakla çizilerek üç dilime ayrılmış iri taneli zeytinler ve üstünde küçük limon dilimleri olurdu. Arada bir o limon dilimlerinden birini yerdim.

ÜÇ LOKMA

Evimizde herkes doyuncaya kadar ekmek yiyebilirdi. Peynir, helva, zeytin ve yumurta gibi yiyeceklere katık denir ve bunların azar azar yenmesine “katık etmek” denirdi. Ad olarak “yemek” sözcüğü yerine “aş” sözcüğü kullanılır, bulgur pilavına bile “bulgur aşı” denirdi. Aşların da kaşığın ucuyla azar azar yenmesi öğütlenir, aksine davranan açgözlü sayılırdı. Zeytin tanelerini katık ederek üç lokma ekmekle yerdik.

Bu konuda örnek oluşturan tarihsel bir kayıt da vardır:

“Nitekim bir tarafında Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın diğer tarafında İaşe ve Levazım Nazırı İsmail Hakkı Paşa’nın imzası bulunan emirde şunlar yazılıydı:

(...) Bir zeytin tanesi üç lokma ekmeğe katık edilecektir. Bu zaruretin günlük emir meyanında tamamen tatbik edilinceye kadar tekrarı...” (Bkz.1). Savaş koşullarında alınan bu önlem yoksulluk savaşı veren insanlar tarafından da benimsenmiş olmalı.

YEDİ TANE

Küçük çapta zeytin üretimi de yapan bir aile ile yakınlığımız oldu. Zeytin ekmek yerken, kişi başına yedi taneden fazla zeytin yemenin köylerinde ayıp sayıldığını söylemişlerdi. Bu sınırlama her zaman dikkat ettiğim bir konudur.

TÜRKİYE’DE ZEYTİN ÜRETİMİ

Son sayıma göre Türkiye’de 172 milyon meyve veren, 32,5 milyon henüz meyve vermeyen olmak üzere 200 milyonun üzerinde zeytin ağacı bulunmaktadır. Ağaç sayısında geçen yıl 2 milyon artış olmuştur.

Ağaç başına ortalama meyve verimi 20,9 kilogramdır. Toplam 3 milyon 600 bin ton zeytin üretilecektir. Toplamın yüzde 20'sine karşılık gelen 750 bin tonu sofralık olarak değerlendirilecektir.

31 Aralık 2024 tarihi itibariyle Türkiye’nin nüfusu 85 milyon 665 bin kişidir. Sofralık zeytin rekoltesini nüfusa bölersek kişi başına 8,76 kg sofralık zeytin düşecektir. Siyah zeytin kalibrelerinin orta değeri esas alındığında bir kilogramda ortalama 355 zeytin tanesi bulunur. Hepsi kendi nüfusumuz tarafından tüketilirse kişi başına günde 8,5 zeytin tanesi düşecektir.

ZEYTİNYAĞI

Çok ender olan sade yağı, kuyruk ve iç yağı dışta tutulursa zeytinyağından başka yağ kullanılmazdı. Çevremizde, yemek yaparken yarım litre zeytin yağını bir hafta yetirebilen kadın “tertipli” sayılırdı. Annem, İkinci Dünya Savaşı sırasında “gazyağı” bulamadıkları zaman “idare” lambasında zeytinyağı yaktıklarını söylemişti. İdare sarı ışık vererek bir mum kadar aydınlanma sağlar. Yakınında olunursa bu ışıkta kitap okumak ve yazı yazmak mümkündür. Rüzgârda çabuk söner ve yanmış gazyağının kokusu pek hoş değildir.

YAĞ HESABI

Geriye kalan 2 milyon 850 bin ton yağlık zeytinden, 475 bin ton zeytinyağı üretilecektir. Böylelikle şimdiye kadar gerçekleşen en yüksek düzeye ulaşılacaktır. Yağlar tüketiciye litre ile satılmaktadır. Zeytinyağının yoğunluğu 0,9 olup üretim miktarı litreye çevrilmiştir.

Kişi başına düşen zeytinyağı miktarı yıllık 6,1 litre olacaktır. 6100 mililitre günde 16,7 ml, haftada 117 ml olur. Rekor sayılan bu yılın zeytinyağının hepsi kendi yurttaşlarımız tarafından tüketilirse kişi başına haftada 1 çay bardağı zeytinyağı düşecektir. Bu biz zeytini ve zeytinyağını kendi yurttaşımıza bile tanıtamamışız anlamına gelir.

Daha dış satımı, turistleri, sığınmacıları hesaba katmadık. Ortada bir üretim fazlalığı yoktur. Sorun tüketimin az olmasıdır. Tüketicilerin geliri az olduğu için temel besin maddelerine bile erişemiyorlar. Zeytinin tümünü kendimiz tüketsek bile çocukluğumun kıtlık günlerinde yaşamış olacağız.

Zeytin ve zeytinyağı fiyatları tüketiciler için yüksek, üreticiler için düşüktür. Geçen yıl 300 liraya kadar yükselen yağ fiyatları üretimin fazla olacağı teranesiyle yarı yarıya düşürülmüştür. 32 milyon ağaç da verime yatınca ne yapacaksınız? Bin bir emekle yetiştirilen ölmez ağaçlar kesilecek mi?

Üstelik zeytin ağaçlarını kesmek yasal olarak suç oluşturmaktadır.

Kaynak:

1.Mustafa Kemal Tutkun, 100. Yılında Çanakkale Ruhu 1915, Kaynak Yayınları 2015, s.601.

2.https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/turkiyede-750-bin-ton-sofralik-zeytin-475-bin-ton-da-zeytinyagi-rekoltesi-bekleniyor/3372544

Zeytin
Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız