Zordur hurafeleri yıkmak
Geçen haftalarda “ne... ne” bağlacıyla ilgili bir hurafeyi durup dururken yazmadım. Yazılarını severek okuduğum değerli bir arkadaşımız, bir kadın yazarın doğru tümcesini yanlış gibi gösteriyordu, “bunlar ilkokuldan beri bilinir” gibi de sert bir uyarıyla...
Evet, ilkokuldan beri yanlış ezberletilen ya da eksik öğretilen bir konudur “ne... ne” bağlacı. Yazık ki bu konuyu öğrencilerine ya da çevresine eksik ya da yanlış öğreten öğretmenlerin sayısı az değildir, bunlardan biri 7 Ağustos tarihinde bu sayfalarda çıktı karşıma. Şöyle yazıyor benim 2 Ağustos tarihli yazım için: “TDK’nin gerekçesiz örneklerinin yanlışlığını iddia ederken, kendisi de gerekçesiz örnekler sunmuş.” Bu tümceyi anlayan beri gelsin. Gerekçesiz örnekler ne demekse? Ben TDK’nin örneğini yanlış bulmuyorum, o örnekle açıklanan kural yanlış diyorum, o kuralı “ancak” diye kendi örneğimle tamamlıyorum, düzeltiyorum. Bu arkadaş yazımda beğenmediği bölümü aynen alsaydı keşke, okur ne söylediğimi gözleriyle görürdü. Ben yazımda TDK’nin koyduğu kuralın, dildeki çok yaygın örnekleri kapsamadığını, yüzlerce örneğin görmezden gelindiğini söylüyorum.
DİL KURALLARDAN DEĞİL KURALLAR DİLDEN ÇIKARILIR
Benim “ne”li bağlaçla ilgili koymak istediğim kural önceki yazımda da belirttiğim gibi kısaca şudur: Ne bağlacıyla kurulan tümcelerin yüklemi genellikle olumlu olur, ancak “ne”li bağlama öbeğiyle yüklem arasına giren bazı öğeler nedeniyle yüklem olumsuz da olur. Tanımım bu. Nesine itiraz ediyorsun bunun? Ben olumsuz yüklem yok, demiyorum. “Ne şiş yansın ne kebap”tan başlayarak örnekleri bu yönde uzatmak gereksizdir, çünkü olumlu örneklere kimsenin bir itirazı yok. Olumlu örnekleri uzatmak, en azından yazıyı boşuna şişirmektir, asıl tartışma konusundan uzaklaşmak, göz boyamaktır, kurnazlıktır. Ben olumlu örneklerin yanı sıra, olumsuz örneklerin de tanımı değiştirecek ya da genişletecek kadar çok olduğunu söylüyorum. İşte asıl konumuz olan olumsuz tümce örnekleri: “Ne kardeşim, ne ben, o güne kadar ağzımıza bir damla içki koymamıştık”; “Ne ilkinde ne ikincisinde, gençlik yıllarında yaptığı evliliklerinde mutlu olamadı”; “Ne Leyla’dan, ne Sevim’den, ne de Ali’den, üç çocuğumdan da iyilik görmedim”; “Ne sinemaya ne tiyatroya, hiçbir yere gitmedim”, “Ne Orhan’ı ne Ali’yi, kimseyi görmedim”... Bu örnekler karşısında yazar bir adım atıp “hiçbir”, “asla” gibi sözcükler nedeniyle yüklem olumsuz olur deyip işi istisna gibi geçiştirmek istiyor. Hayır, verdiğim ve vereceğim örneklere iyi bakın; bu örnekler öyle sınırlı değil, yüzlerce... Tanımımızı yaparken bu örnekleri görmek zorundayız. Dilin temel bir kuralını anımsatayım: Dil kurallardan çıkmaz, kurallar dilden çıkarılır. Yani kurallar, örnekler üzerine kurgulanır, örneklerle çelişemez, örnekleri görmezden gelemezsiniz. Konuşma ve yazı dilinden daha yüzlerce olumsuz yüklem örneği sunabilirim. Ne’li bağlama öbeği ile yüklem arasına giren öğeler ve ayrıca vurgulanmak istenen sözcükler nedeniyle yukarıdaki örneklerde yüklem olumsuzlaşmıştır. Bunu böyle açıklıyoruz. Olumsuz örneklere Haydar Ediskun, Tahir Nejat da dikkatimizi çektiği halde, yazar bunları okurdan saklıyor. Yukarıdaki örnekleri, yazınsal metinlerle çoğaltabiliriz. İşte Tanpınar: “Ne o ne de İhsan, muhtarın masasına bakmıyorlardı”; “Ne etrafımdakilerin ıstırabı ne evi dolduran çığlıklar ne de mırıldanan dualar bu akışın altından sıyrılamıyordu”; “Ne babamda ne de annemde haysiyet denen şey yok” Şu dize Nefî’den: “Benimle hemzeban olmaz ne Firdevsî ne Hakanî...” Bu konudaki yanlışını düzelten TDK’ye, yeniden yanlışa dön denmek isteniyor, hem de Aydınlık sayfalarında.
SAYISAL VERİLER
Erkan Salan’ın bir incelemesinde Tanpınar’ın yapıtlarıyla ilgili sayısal sonuçlar da buluyoruz: Tanpınar’da (ne’li tümcelerde) yüklemi olumlu biten tümce sayısı 110, olumsuz bitenlerin sayısı 95... R. N. Güntekin’de bu oran aşağı yukarı aynıdır. Hâlâ hurafelere inananlar bu sayıları bir tarafa yazsınlar.
Hurafeleri yıkmak zordur, ama sayılara itiraz etmek daha da zordur.