Tablet kuşağına dijital çizgi roman

Fatma Batukan Belge

“MISTIK” imzasını çoğumuz hatırlarız. Türkiye’nin önemli çizerlerinden biriydi. Pek çok gazete ve dergide çalıştı, karikatürleri yayınlandı. Hem çocuklar hem yetişkinler için çizdi. Karikatürist Mustafa Eremektar’dan bahsediyorum. İşte onun çocuklar için yarattığı “Uzay Çocukları” başlıklı çizgi romanı ölümünden 17 yıl sonra yeni kuşaklarla buluştu. Elbette bu yeni kuşaklar bilgisayar hatta tablet çocukları olduğu için buluşma da dijital ortamda oluyor. Mıstık’ın güncelliğini yitirmemiş olan bu çalışmasının ilk üç macerası “Turistik Gezegen”, “Taş Devri” ve “Sulu Gezegen”, uzaycocuklari.com’da yayınlanmaya başladı. Toplam 18 maceradan oluşan dizinin diğer maceraları da bunları izleyerek birbiri ardına yayımlanacak.

HALÂ GÜNCEL ÇÜNKÜ DÜŞGÜCÜNE AÇIK

Türkiye’de çocuklar için yazılıp çizilmiş ilk çizgi roman olan “Uzay Çocukları” ilk kez 1977 yılında Ülkü Tamer’in yönetmenliğindeki Milliyet Çocuk Dergisi’nde yayınlanmıştı. Aradan geçen 40 yılda “x” ve “y” kuşakları büyüdü, 2000’lerde doğan “z” kuşağının ilk çocukları bile bugün kocaman oldu. Ama “Uzay Çocukları” tüm çocuklar ve Mustafa Eremektar’ın kendisi gibi çocukluğunu yitirmemiş olan yetişkinler için halâ güncelliğini koruyor. Usta karikatüristin oğlu gazeteci Uygar Eremektar, çizgi romanın internette bugünün çocuklarına ulaşmasını sağlayarak, bu maceraların hiçbir dönem çağın gerisinde kalmadığını söylüyor: “Halâ güncelliğini koruyor olmasının temelinde, her yaşın çocuklarına gerçekliği masalsı maceralarla anlatarak, onlara düşünebilecekleri, hayal kurabilecekleri pencereler açması yatıyor...”

YOKSUL TURİSTİK GEZEGEN

Uzay Çocukları’nın maceraları Sevgi Gezegeni’nde başlıyor. Sıra dışı bilim adamı Bay Bilgin, Anne Mantar’ın sporlarından yararlanarak, uzayın en gelişmiş ve her şeyden önemlisi “canlı” uzay aracı Gezgin Mantar’ı geliştirir. Ailecek deneme uçuşuna çıktıklarında Sevgi Gezegeni’nin yolunu kaybederler. Gezegenlerine dönebilmek için uzayda yol alırken başlarından geçen olaylar bu maceraları oluşturur. Öykü kulağa sıra dışı gibi gelmeyebilir ama gerçek dünyayı ve ‘düzenini’ çocuklara esprili bir dille anlatması, siyasi göndermeler yapması onu farklı kılıyor. Mesela çocuklar henüz farkında olmasa bile yoksul düşmüş bir gezegenin (Turistik Gezegen) geçmişi bize hiç de yabancı değil.

YURTSEVER İSYANI

Yeni gelen bir yabancı önce işlerini geliştirmeleri için borç vermekte, borç ödenmeyince alacağına karşılık ortak olmakta, sonra ortaklıktan borçlandırıp her şeylerini ellerinden almaktadır. O güne kadar sadece turizmden geçinmişlerdir; zengin maden yataklarını çalıştırıp, üretim kaynaklarını kullanmak akıllarına gelmez. Gezegeni ele geçiren para babası, yaşamlarını sürdürebilmeleri için onları çalıştırıp borçlandırmaya devam eder. “Gerçekte para babasına borcumuz yok. Bu gezegen bizim” diyen yurtseverler paralı askerlerden oluşturulmuş sopalılar ordusuyla bastırılır. Çocuklarımıza küresel güçler, IMF, emperyalizm, kapitalizm, emek sömürüsü, ulusal kaynaklar desek belki bu kavramları anlayamayacaklar. Ama Mıstık, sempatik çizgileri ve esprili diliyle tüm bunları bir zamanların çocuklarına anlatmayı başarmıştı. Sırada başlarını tabletlerinden kaldırmayan çocuklarımız var.