Kuyruklar ve çay poşetleri!
Şubat soğuğunda, ileri yaşında, saatlerce soğan/patates kuyruğunda bekletilen insanlara, mitinglerde 100-200 gramlık çay paketlerini sanki “ulufe” dağıtır gibi atıyor, file-torba kapmak için üşüşenlere sanki dalga geçer gibi “nereden nereye” şarkıları söylüyorlar. İnsanları, sadakaya, ulufeye bu denli muhtaç duruma düşürmek, kuyruklarda soğukta bekleşenlere bunun “varlık kuyruğu” olduğunu söylemek gerçekten de son derecede üzücü ve düşündürücü. Sosyal yardım ve desteklemeler ihtiyaç sahiplerine, insanlık onurunu ayaklar altına almadan da “bir elin verdiğini, diğer el görmemeli” ilkesini unutmadan da yapılabilir, yapılmalıdır. Ama, Cuma namazına bile kameralar eşliğinde ve yüzlerce araçlık konvoylarla adeta şov yaparcasına gidenler, bizim vergilerimizi sanki ceplerinden ulufe dağıtır gibi, harcayıp savuruyorlar maalesef. Geçen gün bir okurumuz bu durumdan “ama beleş mezar bulsalar içine girecek insanlar var” şeklinde yakındı. Hakikaten AKP’li Belediyeler için bu fikir güzel bir promosyon olabilir ne dersiniz? Mesela, miting meydanlarında ve yandaş havuz medyasında çıkıp, mezar ücretlerinde örneğin yüzde 10 indirim yaptık deseler, yine Şubat soğuğunda kuyruklar oluşup, talep patlaması yaşanır mı acaba? Neyse, şaka bir yana, hiçbir çağdaş gerçek demokraside bu sığlıkta ve kabalıkta insanları kuyruklarda ucuz patates için bekleten, mitinglerde 200 gramlık çay poşetlerini fırlatarak kapışmalarını şarkı söyleyerek izleyen anlayışa rastlanmaz. Geldiğimiz nokta, Türk demokrasinin, ne denli irtifa kaybettiğini de gösteriyor ne yazık ki! Milleti işsizliğe, yoksulluğa, ağır borç yüküne, yüksek enflasyona ve fahiş faizlere, mahkum eden iktidar, mitinglerde çay poşetleri atarak, soğan/patates kuyruklarına varlık kuyrukları diyerek bu milleti hala kandırabileceğini sanıyorsa yanılıyor bence. Sakin ve makul çoğunluk, bu ekonomik çöküşün ve kuyruklara, sadakaya muhtaç hale düşürülmenin hesabını, mutlaka ama mutlaka yerel seçimlerde soracaktır, sormalıdır.