05 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Lavrov'un Şam'daki 'Astana Süreci' vurgusu tartışılıyor: Ortak stratejik hedefler farklılıklardan daha önemli

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov sekiz yıl aradan sonra gittiği Şam'da Astana'nın önemini vurguladı. Lavrov'un mesajlarını Prof. Dr. Hasan Ünal ve Prof. Dr. Semih Koray Aydınlık'a değerlendirdi.

Lavrov'un Şam'daki 'Astana Süreci' vurgusu tartışılıyor: Ortak stratejik hedefler farklılıklardan daha önemli
A+ A-
AYDINLIK / ANKARA

Suriye'nin başkenti Şam'da Devlet Başkanı Beşar Esad ve Dışişleri Bakanı Velid Muallim'le görüşen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, hem görüşmeler sırasında hem de görüşmelerden sonra yaptığı açıklamada özetle şunları söyledi:

  • Libya'ya yapılanların, Irak'a yapılanların Suriye'de tekrarlanmasına hiçbir şekilde izin vermeme konusundaki ortak hedef, bizi Türkiye ve İran'la birleştirdi.
  • Astana formatı, Suriye'nin içişlerine dış müdahalede bulunma ve özellikle dışarıdan olmak üzere ayrılıkçı eğilimleri körükleme girişimlerini önleme ilkesine dayanarak Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini esas alıyor.
  • Astana formatındaki istisnasız tüm belgelerde, Rus-Türk mutabakatlarında Rusya ve Türkiye'nin Suriye'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstereceği ve ayrılıkçı eğilimleri teşvik etmeyeceği yazıyor.
  • Şu anda Rusya ve Türkiye'nin çaba sarf ettiği en önemli alan İdlib gerilimi azaltma bölgesi. Bununla ilgili somut, son derece net mutabakatlar ve ayrıca ılımlı muhalifler ile teröristlerin ayrılmasına, M4 karayolunun özgürleştirilmesine, bu karayolu boyunca güvenlik koridoru oluşturulmasına yönelik görev dağılımı var. Tüm bunlar yavaşça ancak kararlı bir şekilde yerine getirilecek. Bu çalışmaların sonuna kadar süreceğini beklemek için tüm gerekçeler mevcut.
  • Suriye hükümetinin, İdlib gerilimi azaltma bölgesinde kontrol ettiği topraklar, Rus-Türk mutabakatlarının imzalandığı andan itibaren önemli oranda arttı.

ASTANA NEYİ DEĞİŞTİRDİ?

Lavrov’un açıklamalarını değerlendiren emekli büyükelçiler ve bölge uzmanları, Astana Süreci'nin Suriye’deki dengeleri tamamen değiştirdiğine dikkat çekti ve Astana sonrası gelişmeleri sıraladılar:

  • IŞİD’in Suriye’den büyük oranda çıkarıldı.
  • PKK/PYD terör örgütünün alanı daraltıldı.
  • Türkiye-Suriye sınırından Akdeniz’e koridor açılması engellendi.

Rusya ve bölge uzmanı emekli bir büyükelçi Aydınlık’a yaptığı değerlendirmede, “Astana Süreci”nin başarısı kanıtlanmış bir işbirliği olduğunu kaydederek, Rusya’nın stratejik öncelikleri içine Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’in girmesine dikkat çekti. İdlib’de Suriye’nin kontrol alanını genişletmesinin de bu işbirliği sayesinde sağlandığına dikkat çeken büyükelçi, Türkiye’nin Suriye’de Fırat’ın doğusuna odaklanmasını ve olası bir PKK/PYD devletçiğini mutlaka önlemesi gerektiğini belirtti.

'FARKLARA DEĞİL ORTAK HEDEFLERE ODAKLANMALI'

Vatan Partisi Uluslararası İlişkiler Bürosu Başkanı, Prof. Dr. Semih Koray, Lavrov’un Suriye’deki mücadelenin “uluslararası terörizme ve Suriye devletini yok etme projesini hayata geçiren güçlere karşı” verildiğini açıkça ifade ettiğini belirtti ve şöyle devam etti:

Lavrov'un Şam'daki 'Astana Süreci' vurgusu tartışılıyor: Ortak stratejik hedefler farklılıklardan daha önemli - Resim: 1

“Suriye devletini yok etme projesinin ABD’ye ait olduğu ve bu projenin onun güdümündeki terörist örgütlerce hayata geçirilmesine çalışıldığı açıktır. Lavrov’un Astana çerçevesindeki belgelerin hepsinde 'Rusya ve Türkiye’nin Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstereceği ve ayrılıkçı eğilimleri teşvik etmeyeceği'nin yazılı olduğunu söylemesi, Suriye’deki mücadelenin hedefi konusundaki sözlerini tamamlar niteliktedir. İdlib’te Rus-Türk mutabakatının oynadığı role dikkat çeken Lavrov, sürecin 'yavaş ama kararlı biçimde yürütüldüğü ve sonuna kadar süreceğini beklemek için bütün gerekçelerin mevcut olduğu'nu ileri sürmektedir.”

Lavrov’un bu açıklamaları, Türkiye ile Rusya’nın Suriye’de ve bölgedeki işbirliğinin ortak hedef ve zeminini yansıtmaktadır. Belki daha da önemlisi, Atlantikçi çevrelerin bu görüşmeyi Türkiye ile Rusya arasında ayrışma yaratmak amacıyla kullanmaya uğraşmaları ve bunu yaparken özellikle de Ankara-Şam arasındaki irtibatsızlıktan yararlanmaya çalışmaları uyarıcı ve öğretici olmalıdır. Türkiye ile Rusya arasında bu ülkelerin öncelikleri açısından bazı farklılıkların olduğuna kuşku yoktur. Ama Lavrov’un açıklamasında da ifadesini bulan ortak hedef, her iki ülke açısından da büyük bir stratejik öneme sahip olup öncelik farklılıklarının önemsizleştirilmesini sağlayacak bir ağırlığa sahiptir. Türk-Rus ilişkilerinin Astana Süreci çerçevesindeki geçmişi, ortak başarılarımızı çok daha ileri bir düzeye taşımanın mümkün olduğunun göstergesidir.”

'ASTANA SÜRECİ TÜRKİYE’NİN LEHİNE OLDU'

Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal da Astana Süreci'nin Türkiye’nin lehine olduğunu, ancak Türkiye’nin atması gereken adımlar bulnduğunu ifade etti. Ünal, “Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un Suriye ziyareti ve yaptığı açıklamalar önemli. ‘Astana Süreci’ sonrasında bölgede terör azaldı ve etkisizleşti. Şam yönetimi ülkenin önemli bölümünde kontrol sağladı. Bu durum Türkiye’nin de lehine. Suriye’nin tamamı Şam yönetiminin kontrolüne girerse bu en çok Türkiye’ye yarar. Türkiye’ye Suriye kaynaklı terör tehdidi önemli ölçüde sona erer. Bu konuda daha hızlı sonuç alabilmek için Türkiye’nin Suriye politikasında ciddi değişikliğe gitmesi lazım. Türkiye Suriye politikasını değiştirmeyip Şam yönetimi ile gerilimi sürdürdüğü sürece sıkıntı devam eder” dedi.

Lavrov'un Şam'daki 'Astana Süreci' vurgusu tartışılıyor: Ortak stratejik hedefler farklılıklardan daha önemli - Resim: 2

'YENİ ANAYASA ZORLAMASI YANLIŞ'

Türkiye’nin Suriye’de hala yeni anayasayı zorlaması içinde olduğunu vurgulayan Ünal, “Bizden başka bu konuda ısrar eden kalmadı. Alanda Türkiye’nin yeni anayasa talebini karşılayacak kimse de kalmadı. Şu andaki Suriye anayasası milli ve üniter yapıyı koruyan bir anayasa. Türkiye’nin yeni anayasa talebinin en büyük destekçisi Amerika. Mevcut anayasanın değiştirilmesi ABD’nin işine yarar. ABD’nin yeni anayasa ile Türkiye’nin Suriye’de otonom bölgeler yaratma beklentisi var. Kendisi de bu yolla PKK/PYD devletçiğinin hukuki temellerini sağlamayı planlıyor” diye konuştu.

Rusya’nın sahadaki başarıyı diplomatik zaferle taçlandırma ve savaşı sona erdirmeyi amaçladığına dikkat çeken Ünal şu görüşleri savundu: “Türkiye’nin yanlış politikaları nedeniyle Rusya PKK/PYD bölgesini tamamen ABD’ye bırakmamak için bazı adımlar atabilir. Şam yönetimi bu tür girişimlere hep karşı çıktı. Ama Türkiye’nin Şam yönetimi ile işbirliğine girmemekteki ısrarı bu tür sonuçlara yol açabilir. Türkiye acilen, Türkiye’nin çıkarının Şam yönetimine zarar vermek mi, yoksa Fırat’ın doğusunda ABD kontrolünde bir devletçik kurulmasını önlemek mi olduğuna karar vermelidir.”

'KAHİRE SÜRECİ'

“Astana Süreci” modelinin bölgede başka ülkelerle de hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Hasan Ünal şu görüşleri savundu: “Astana Süreci’ne benzer bir yapı Türkiye, Rusya ve Mısır arasında da kurulmalıdır. Adına ‘Kahire Süreci’ denilebilir. Mısırla ilişkiye geçilmelidir. Mısır’ın Türkiye’den talepleri kabul edilmez şeyler değil. Türkiye, Mısır ve Rusya bölge sorunlarını birlikte ele alırsa hem Libya’da istikrar sağlanır, hem Doğu Akdeniz’de gerilim sona erer. Yunanistan sonuca katlanmak zorunda kalır.”

Son Dakika Haberleri