McKinsey dönüşü!
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, New York’ta, Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) tarafından düzenlenen 9. Türkiye Yatırım Konferansında müjde gibi açıklamıştı.
Konuşurken kendinden çok emindi. “Yeni program bünyesinde kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdik. 16 bakanlıktan temsilcilerin bulunduğu bu ofis, tüm hedeflerimizi ve sonuçlarımızı her çeyrekte kontrol edecek” demişti.
BÜYÜK İŞ HALLETTİĞİNİ SANIYORDU
Bakan Albayrak’ın gezisini izleyenler, “Bakan büyük bir iş başarmış edasında” bilgisi vermişlerdi. “Beni hafife almayın” tavrını anlatmışlardı.
Oysa ki durum çok vahimdi. McKinsey CIA ile de iş yapıyordu. Amerika’yı yakından tanıyanlar bu tür danışmanlık şirketlerinin nasıl çalıştığının tanığıdır. Elde edilen bilgi ve analizlerin bir şekilde CIA’ya da ulaşacağını iyi bilir.
Zaten Amerika’daki birçok danışmanlık kuruluşu ya CIA tarafından kurulmuş, ya da CIA ile bağlantılıdır.
ABD için bu durum sır da değildir, normaldir.
BAKAN FARKINDA BİLE DEĞİL
Anlaşma ile16 bakanlığın tüm mahremi CIA ile de iş yapan McKinsey’e açılacaktı. Ama bakan Albayrak ortaya çıkan vahametin farkında bile değildi.
McKinsey ile anlaşmaya karşı çıkanları “cehalet, hatta vatana ihanetle” suçladı.
Kim bilir belki de kendini, “IMF’siz IMF” modelinin mucidi diye düşünmüştü.
OFSAYTA DÜŞENLER
Bakan Albayrak Erdoğan’ın damadıydı. McKinsey ile yapılan anlaşmadan Erdoğan’ın haberi olmaması düşünülemezdi.
Bu nedenle hemen safını belirleyenler oldu. CIA ile de iş yapan McKinsey’in yanında yer alanlar Albayrak’ın arkasına saklanıp ateşe başladılar.
AKP’li yöneticiler, televizyondaki her konunun uzmanları, yandaş yazarlar, yandaş işadamları...
Bir de Devlet Bahçeli...
Hepsi sıraya dizildiler.
Oysa ki Türkiye McKinsey’i taşıyamazdı.
Bu Erdoğan için de, hükümet için de, AKP için de geçerliydi.
AKP’DE KRİZ
“Ekonomik krizin arkasında dış güçler var, ABD var” derken ABD’li şirketi danışman tutmak izah edilebilir bir durum değildi. Tartışma büyüyünce AKP’de sancı başladı. Aydınlık bu durumu gördü ve cumartesi günü sürmanşetini bu konuya ayırdı.
“AKP’de McKinsey Krizi”
Erdoğan’ın yakın çevresinde bir kanadın, ekonomik kriz nedeniyle Erdoğan’a dayatmalarda bulunduğu bir sır değildi.
Bazı AKP’liler de McKinsey olayını bu çerçevede değerlendiriyordu.
ERDOĞAN PATLADI
Cuma günkü yazımın bir bölümünde, AKP kulislerinde konuşulanlara dayanarak, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelişmelerden pek memnun olmadığını, iplerin her an kopabileceğini” vurgulamıştım.
Gelişme yazdığım gibi oldu.
BİR GÜN SONRA
Bir gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Kızılcahamam’da AKP’nin 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı açılış konuşmasına, McKinsey ile anlaşmayı değerlendirdi.
Erdoğan, Bakan Albayrak’ın müjde gibi sunduğu anlaşma için özetle, “Bakan arkadaşlarımıza söyledim. ‘Bunlardan fikri danışmanlık bile almayacaksınız’ dedim. Gerek yok, biz bize yeteriz. Bu can bu tende oldukça hiç kimse Türkiye’yi yeniden uluslararası kuruluşların denetimine sokamaz” dedi.
BU KADROLARLA EKONOMİ YÖNETİLİR Mİ?
Erdoğan noktayı koydu
İyi de oldu.
Büyük yanlıştan dönüldü.
Ama bu arada McKinsey’le anlaşmaya itiraz edenleri “cahillik ve ihanetle” suçlayan Bakan Albayrak ve onun yardakçıları ortada kaldı.
Türkiye çok kritik günlerden geçiyor. Atılacak her adımın 40 kere düşünülmesi ve ortak akılla karar verilmesi gerekiyor.
Açıkladığı hedefler 10 günde çöken, her hamlesi kısa sürede yerlerde sürünen bir ekonomi yönetimi ile ülke idare edilemez.
Yanlışların faturası giderek yükseliyor..!