Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı'na ne anlattı?
Araya eski grup başkan vekilleri, Ak Parti'nin hatırlı isimleri girdi ve Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştü. Peki neden bu hatırlı isimler araya girdi? Çünkü ekonominin durumu felaket. Aydınlık sayfalarında sizlere makro veriler özelinde vaziyeti aktarıyoruz. Hoş TÜİK'te ve Merkez Bankası'nda dönen kalem, makam oyunları yüzünden o makro veriler de günden güne güvenilirliğini yitiriyor ama neyse.
Ekonomide alınan tedbirler, kuru baskılama operasyonları dışında, işe yaramıyor. Bunu ben değil Ankara Sanayi Odası Başkanı söylüyor. Başkan Nurettin Özdebir, geçen ay yaptığı açıklamada, Hükümet'in dokuz ayda tam yedi farklı paket açıkladığını hatırlatarak, "Uygulamaya konulan bu paketler ise piyasanın işleyişi ve büyüme üzerinde pozitif bir etki ortaya çıkaramamıştır. Bugün tartışılması gereken uygulamaya konulan bu paketlerin tedavi için uygun olup olmadığıdır" dedi.
SANAYİCİLER DERTLİ VE SUSKUN
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve ekibinin hazırladığı paketlerin işlevsizliği sanayiciler tarafından açıkça dillendirilir oldu. Geçen hafta TBMM gündemine gelen 11. Kalkınma Planı'nı eleştiren bir yazı kaleme aldım. Yazının yayınlandığı akşam mütedeyyin kesimdeki bir iş insanları örgütünün başkanı beni aradı ve şöyle dedi; "Recep bey eleştirmişsiniz ama hiç mi iyi bir şey yok?"
Başkana, "Elbette var ama artık iş niyet boyutunu aştı. Metodolojiyi açıkça ortaya koyan adımlar gerekiyor. Bakınız 2019 kayıp yıl. Krizde miyiz, değil miyiz?" diye sordum. Kendisi de bana "Krizdeyiz, durumlar hiç iyi değil" yanıtı verdi. Bundan birkaç ay önce İstanbul Sanayi Odası Meclisi toplantısındayız. Ak Partili bir sanayiciye dedim ki; "Ağabey işler nasıl? Bu seçim yenileme işi nerden çıktı?" Yanıt; "Ekonomik durum kötü, bu seçim tekrarı iyi bir karar olmadı."
Aynı gün birkaç iş sanayici ve gazeteci ayak üstü sohbetteyiz. Hükümet yanlısı mecradaki bir gazeteci arkadaşımız durumlardan yakınan sanayicilere dönüp; "Hadi biz yazamıyoruz. Siz neden dile getirmiyorsunuz durumu. Reis sizi dinler. Biz baskı altındayız ama sizler varlıklı insanlarsınız, odalarınız, dernekleriniz var" deyince yaşı epey geçkin bir sanayici gülümseyerek şöyle dedi; "Oğlum sen ne diyorsun. İkinci günde maliyecileri dikerler kapıya, iflas ettirirler!"
ERDOĞAN’DAN ÖNCE BEN GÖRÜŞTÜM!
Vaziyet böyle olunca. Hatırlı kimseler devreye girerek eski Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in Erdoğan ile görüşmesini sağladılar. Hürriyet Yazarı Abdülkadir Selvi'den okuduk ki; ekonomi yönetimini damadına emanet eden Erdoğan, azlettiği eski bakanı ile küresel ekonomi üzerine konuştu. Selvi'nin yazısındaki ifadeler şöyle oldu: "Uluslararası sermaye hareketleri ve küresel ekonomi konusunda değerlendirmelerde bulunmuş. Erdoğan verdiği bilgilerden dolayı memnun kalmış. Şimşek’e 'Zaman zaman bir araya gelelim’ demiş. Şimşek de 12 yıl bakanlığını yaptığı Erdoğan’a teşekkür etmiş."
Şimşek, şimdilerde uluslararası bir şirkette danışmanlık görevi yapıyor. Geçen günlerde İstanbul'da düzenlenen bir toplantıda ben de kendisiyle sohbet etme fırsatı buldum. Ekonomi konusunda oldukça bilgili ve deneyimli bir isim olan Şimşek, işi dolayısıyla zamanının büyük kısmını yurtdışında geçirmek zorunda kaldığından söz etti. Şimşek, Türkiye ekonomisine ilişkin "siyasi yorumlara neden olacağı için sanırım” değerlendirmede bulunmaktan kaçındı. Selvi'nin yazısını okuyunca Şimşek'in bir grup gazeteci ve iş insanının yer aldığı şirket toplantısında ısrarlı sorularımız üzerine bizlere aktardığı küresel ekonomiye ilişkin değerlendirmeleri sizlerle paylaşmak istedim.
İKTİSAT KİTAPLARI BAŞTAN YAZILMALI
Sohbetimiz sırasında Şimşek, küresel borçluluk oranlarının oldukça yüksek olduğunu ve bu ortamda geçen dönemlerdeki faiz seviyelerini küresel ekonominin kaldıramayacak durumda olduğunu ifade etti. Yani borçluluk o kadar yüksek ki, FED ve onu izleyecek merkez bankaları faizleri eski normal seviyelere çekmeye kalksalar bu borçlar döndürülemez bir hale gelir!
Mehmet Şimşek, dünya ekonomisinin bilinmeyen bir haritada ilerlediğini, bu nedenle geçmiş iktisat teorilerinin geçersizleşmeye başladığını ve yeni iktisat kitaplarının yazılması gerektiğini de dile getirdi.
Küresel sermaye hareketleri konusunda ise Şimşek, paranın gelişmiş ekonomilere doğru yöneldiğinin son dönemde uluslararası verilerde de açıkça görüldüğünü, risk iştahının azaldığını, güvenilir varlıklara yönelimin revaçta olduğunu vurguladı.
Şimşek’e ABD ekonomisinde bir resesyon bekleyip beklemediğini sorduğumda, şimdilik bir resesyon öngörülmediğini ancak 2008 küresel finansal kriz hatırlandığında o dönemde iktisatçıların çoğunun bir kriz öngörmediğini hatırlattı. Ancak genel itibarıyla Şimşek’in söylediklerini toparlayınca kafamda “küresel ekonomide işler tıpkı ülkemizde olduğu gibi hiç de iyi gitmiyor” şeklinde bir intiba oluştu.
AHİRETİMİ KURTARAYIM!
Şimşek’in Cumhurbaşkanı’na da bize anlattıklarından farklı bir şey anlattığını sanmıyorum. Belki Albayrak kaptanlığındaki ekonomi yönetimine ilişkin de bir takım görüşler iletmiştir kim bilir!
Şimdilerde ekonomi ile ilgili olumsuz konuşanın ağzına kürekle vuruyorlar malum. Pazar sabahı yandaş basındaki bir kalem YouTube’da ekonomi yorumu yapanları açıkça hedef alarak “Yalancı Çobanlar” gibi yakışıksız bir ifade kullandı. O kişiler arasında benim de kur tahminlerimi abartılı bulduğum hatta bir video çekerek eleştirdiğim ve bazı ekonomi değerlendirmelerine çokça siyaset bulaştırdığı için nesnel bulmadığım bir iki isim de var. Fakat Atilla Yeşilada gibi, Cüneyt Akman gibi, Nasrullah Ayan gibi öteden beri takip ettiğim dostlarım da var. Kaldı ki bu isimler ekonomideki acı tabloyu ortaya koyup, bunun getireceği tehlikelere yine öteden beri dikkat çekiyorlar. Neredeyse dörtte üçü zapturapt altına alınmış geleneksel medyada özgürce görüşlerini dile getiremediklerinden tecrübelerini alternatif kanallardan kamuoyu ile paylaşan, halk tarafından itibarları tescillenmiş ekonomi yorumcularının bu şekilde hedef tahtasına oturtulması ve hatta “yalancı” ilan edilmesinin garabeti bir yana tıpkı zamanında Akit gazetesinin Danıştay üyelerini hedef göstermesi gibi bir rezil yayıncılık söz konusu. Kaldı ki ekonomideki acı tabloyu ortaya koymak yerine sabahtan akşama “her şey çok güzel, ekonomi uçuyor” yayınları yapanlar en âlâ “yalancı çobandır” diyerek ahiretimi kurtarmış olayım.