Milleti soyanları af mı edeceksiniz?
Bilindiği üzere MHP Genel Başkanı, A. Çakıcı isimli bir mahkûmu bahane ederek akla ziyan bir af tartışmasını başlatmıştı. Şimdi de 19 Mayıs 2018’e kadar işlenen suçlar için (bazı suçlar için istisna getiren) af niteliğinde bir “ceza indirimi” yasa teklifini TBMM’nin gündemine getirdi.
Ülkede, ağır yolsuzluk-kayırma, ahbap-çavuş kapitalizmi, partizanlık, off-shore’lara para kaçırma, kara paraların aklanması gibi vahim birçok iddianın ayyuka çıktığı bugünlerde, Bahçeli’nin bu af niteliğindeki yasa teklifi çok manidar doğrusu.
AKP ise “istemem yan cebime koy” der gibi “mahcup” ama istekli bir tavır sergiliyor bana göre. Neymiş efendim; devlet kendisine karşı işlenen suçları affedebilirmiş, ama şahıslara karşı işlenen suçları affetmemeliymiş. Tam bir saçmalık.
Devlet dediğinizi oluşturan millettir. Milletin parasını çalan, tüyü bitmemiş yetimin hakkını gasbeden, ihalelerde yolsuzluk yapan, rüşvet veren ve alan, komisyon alan, ihalelere fesat karıştıran, usulsüz kredi ve zimmet suçunu işleyen, hırsızlık ve yolsuzluk yapanlara af, devlete karşı yaptıkları için mümkündür sonucu çıkar bu sakat anlayıştan hâlbuki.
AKP, iktidarında yapıldığı iddia olunan ağır ihale ve kredi yolsuzlukları, kayırmacılık ve partizanlık iddiaları, haksız iktisap ve haksız zenginleşme iddiaları, şeffaf ve objektif bir biçimde soruşturulmadan, Katar’a, Malta’ya ve off-shore merkezlerine kaçırıldığı iddia olunan paraların izi sürülmeden, yani demokratik hukuk devleti ilkeleri içinde bu iddiaların üzerine gidilmeden çıkarılacak af, hırsıza, rüşvetçiye, zimmetçiye, komisyoncuya yarar. Bir dönemi yargısız aklamaya hizmet eder.
Bunları kader kurbanı olarak niteleyemeyiz ve asla da nitelememeliyiz.
AKP-MHP ittifakı, yani sözde Nato milliyetçileri ile laiklik karşıtı-ümmetçi zihniyetin ortaklığı, ülkenin onca ağır ekonomik sosyal ve siyasal sorunu orta yerdeyken, hırsızlık, yolsuzluk yapanları, Hazineyi soyanları, ihalelere fesat karıştıranları, kayırmacıları, rüşvetçileri, zimmetçileri adaletin önünde kaçıracak, kurtaracak ve cezalarını indirecek kumpaslar peşinde herhalde.
Kamu vicdanı da, ahlak da adalet de bunu kabul etmez. Bu hem ayıptır, hem yazıktır, hem de günahtır.
MHP’nin yöneticileri devlete karşı işlenen suçları sadece terör ve bölücülük suçlarıyla sınırlayarak, devleti ve Hazineyi soyanları, rüşvetçileri, ihaleye fesat karıştıranları ve her türden yolsuzluğu, devlete karşı işlenen suçlar olarak görmüyorlar ya da görmek istemiyorlar herhalde.
Öyle yağma yok. Böyle bir kasaba kurnazlığına geçit verilemez. MHP’ye “alan da kaçan mı?” diye sorarlar. Bu işin hesabını ne millete, ne vicdanlara, ne de Allah’a karşı veremezsiniz, veremeyeceksiniz!