21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ne yapmalı dizisi devam ediyor: Birleşmek ya da olmamak

İnsan tükenmez, tüketilemez de; yalnızca dönüşüm geçirir. Elbette bozulmalar olacaktır. Akıllı robotlara bir soru: Rüya görebilecek misin! Ya da Ece Ayhan’ın diliyle, 'Düzayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler?'

Ne yapmalı dizisi devam ediyor: Birleşmek ya da olmamak
A+ A-

Soruşturmamızın gitgide bir forum niteliği kazanması ve çok sayıda katılımcıdan farklı görüşlerin yansıması, aynı zamanda, “tekrarların azalarak akıcılığın arttığı” yönünde değerlendirilirken, “çok ünlü starlar”ın yanıt göndermeyişine ilişkin alaycı kimi yaklaşımlara ise şu yanıt geliyor: Çoban ateşlerinin birleşmesi daha şenlikli, anlamlı, somut ve etkili... Böylece, Hamlet’in olmak ya da olmamak ikilemi, günümüzde, “birleşmek ya da olmamak” seçenekleriyle karşımıza çıkıyor. Bu, sanat ve düşüncenin maddi güce dönüşmesini de simgeliyor.

SORULAR:

Kapitalizmin doğayı ve insan doğasını bozarak ve tüketerek uygarlığı geri dönüşsüz bir yok oluşa sürüklediği savını haklı buluyor musunuz? Özellikle 5G ve Yapay Zekâ (YZ) teknolojilerinde insanlığı anbean denetleme ve sınıfsal tahakküm tehdidinin gizlendiği savına katılıyor musunuz? Bugün insanın yok oluş sürecine sokulduğu bir dünyada sanatçı ve düşünürler ne yapmalıdır?

Ne yapmalı dizisi devam ediyor: Birleşmek ya da olmamak - Resim: 1

ÖZGEN SEÇKİN:

Küreselleşme, vücut bulmak için teknolojiye gereksinim duyar. Bilişim savaşları bu yüzden var; uydularla, akıllı ve pilotsuz uçaklarla, füzelerle vs. olduğu yerden istediği yeri vuran çok yönlü güçlere sahip bir üst akıl bulunuyor artık. Ama şimdilik bunun karşısında olan güçler de var. Burada derinlemesine bir analiz yapmak zor...

Bugün Çin gibi nüfusa sahip ülkeler teknolojik olarak gelişmemiş olsaydı insanı tüketme süreci çoktan başlamış olacaktı ama bu sorun kapitalizm tarafından bugün için dondurucuda bekletilmektedir.

5G en çok diyelim tıp alanında kullanılacak ve dünyanın bir ucundan diğer bir uçtaki bir ameliyatı gerçekleştirecek. Bu bir romantizmden başka bir şey değildir, kapitalist anlayış kâr peşindedir. Bu pahalı yöntemi de ancak zengin sınıflar satın alabilecektir. Aşılar da böyle olacaktır, parasını verebilen sağlığına kavuşabilecektir.

İleri teknolojilere övgü yapılırken insan, sonuçta insan olabilmenin anlamını doğru kavramak zorundadır. Charles Lemert ve Anthony Eliot, küreselleşmenin ve yeni hız çağının bireylerin duygusal hayatlarını dahi zehirleyeceğini, birer kobay hâline gelebileceklerini söylüyor. Emeğin yanında olan sanatçılar, düşünürler ve bilim insanları bu saflaşmayı doğal karşılamalı, kendilerini savaşıma daha donanımlı hazırlamalıdır. Ben büyük bir bütünleşmeyi, örgütsel anlamda birleşmeyi öngörüyorum.

Kördüğüm noktası

Ne yapmalı dizisi devam ediyor: Birleşmek ya da olmamak - Resim: 2

SONGÜL ESKİ:

Sınıf tahakkümü teknolojik gelişmelerden önce de vardı elbet. Denetilirliğin şekli değişti ve alanı genişledi yalnız. Tahakküm, teknolojinin yanı sıra genetik bilimi, ilaç, silah sektörü vb. birçok alanda gücünü yükseltmeye devam ediyor. Dolayısıyla gelecek ve insanlıkla ilgili endişelerimiz de büyüyor. İnsan kendi dahil tükeniş karşısında kendini yeniden oluşturacaktır. Doğal ihtiyaçların tükenişi olmadan ise bunu yapması açıkçası hayal gibi görünüyor. İyi haber şu ki; kaynakların tükenmesi durumunda kapitalizm kendini yenileyemeyecektir.

Yeni bir anlayışla, hiyerarşik olmayan ve tabana dayalı örgütlenme anlayışı gelişmeden, devletler nezdinde oluşacak bir çatışmanın insanlığa bırakın yarar sağlamayı, zarar vereceğini düşünüyorum.

Kovid-19 ise kapitalizmin üzerindeki yükü hafifleteceğinden yeni anlayışın kapitalizme hizmet edeceği de şüphe götürmez bir gerçek...

Kadim insanlık enerjisi

Ne yapmalı dizisi devam ediyor: Birleşmek ya da olmamak - Resim: 3

EKREM KAHRAMAN:

İnsan tükenmez, tüketilemez de; yalnızca dönüşüm geçirir. Elbette bozulmalar olacaktır. Özellikle de tarihsel kırılma anlarında. Çok tanrılı dinler sürecinde gerçekleştiği söylenen Nuh Efsanesi, Babil Efsanesi vb. bunun en tipik örnekleridir. Ne var ki insan da insanlık kavramı da günümüze kadar dönüşüp evrilerek gelmiştir. Gelecekte de öyle olacaktır.

İnsanlaşmasının tarihi –hem ideolojik, hem felsefi, hem teknolojik, hem de tarihsellik bağlamında– içerisinde art niyetli süreçlerin de yer aldığı bir tarihtir. Ne var ki asıl tarihi, tahakküme karşı konumda olanlar sanatla, kültürle, siyaset, ideoloji, bilim ve teknoloji vb. yollarla yazmaktadır.

İnsanlığın “yeni bir ortaçağa sokulması” niyetindeki herhangi bir “küresel oligarşi”nin gelişmede önderliği ele geçirebileceği görüşünü biraz abartılı buluyorum. Kadim insanlık enerjisi ve idealleri maddi güce dönüştükçe oligarşinin projesi durdurulabilecektir.

Bana kalırsa felsefe ve sanatın –buna kültür de eklenmelidir– insana karşı sorumluluk duygusunun yanı sıra, sıradan insanın da kendisine karşı büyük sorumlulukları vardır. Kanımca asıl belirleyici olan da insanın insanlık tarihine karşı sorumluluğudur. Bu ise kesinlikle düşünsel, sanatsal, kültürel katkılarla birlikte bilgi, bilim ve teknolojik vb. üretim katkılarıyla gerçekleşecektir.

Tehdit YZ’nin hizmet ettiği sınıftan gelir .

Ne yapmalı dizisi devam ediyor: Birleşmek ya da olmamak - Resim: 4

AYDAN AY:

Kaygılanmakta haklıyız; çünkü: “Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser.” Bu sistemde talep, insanın gereksinmelerine değil, sermayenin birikim ve kâr güdüsüne göre belirlenir. Kapitalist toplumun dinamizmi, sürekli yeniliklere bağımlıdır. YZ, Marx’ın teknoloji ve otomasyona dair anlattığı ve öngördüğü şeylerin çağdaş versiyonudur...

Harvey, “Umut Mekânları” kitabında, “Geleceğin anahtarını elinde tutan, silahın değil, insan zihninin gücüdür” der. Çok uzun sürmeden insanüstü zekâyla donatılacaktır YZ... Bu olasılık, Stephen Hawking’i bile kaygılandırmıştır. Nick Bostrom da, önümüzdeki yüzyıl içinde YZ yönetiminde bir kıyamet yaşayabileceğimizi dile getirmiştir.

Bilimkurgu yazarı Charles Stross ise, “Bana göre şu anda görülen ya da gelecekte görebileceğimiz yapay zekâlar tehlikeli olabilir. Ama bunun tek sebebi bu yapay zekânın hizmet ettiği insanlar olur," der.

David Harvey, gerçek anlamda doğal felaket diye bir şey olmadığını, felaketi insanın yarattığını söyler: “Koronavirüs neoliberal yağmacılığa karşı doğanın bir intikamıdır. Virüsler sürekli değişiyor; ancak bir mutasyonun hayatı tehdit edici hale geldiği koşullar insan faaliyetlerinin ürünüdür.”

Asıl soru, salgınların hangi amaç ve süreyle etkin olacağında, insanın bu süreyi nasıl atlatacağında düğümleniyor. Postmodern algıya göre, modern ideolojiler ve klasik anlatılar geçerliliğini yitirmiştir. Oysa düşünür ve sanatçı, yaşamı an’la sınırlamaz; dün, bugün, yarın çizgisi üzerinde geleceğe taşır.

'Vakitsiz Üsküdarlıyız abiler!'

Ne yapmalı dizisi devam ediyor: Birleşmek ya da olmamak - Resim: 5

ZAFER YALÇINPINAR

Endüstri 4.0 söyleminin en güçlü yöntemsel kazanımı olarak lanse edilen “yapay zekâ” (AI) üzerine konuşacaksak, bu çoklu değişken / üretken algoritmalı otomasyon biçimini sonuç / karar kümesi açısından ikiye ayırmamız gerekiyor: Yani, yapay zekâ uygulamalarının niceliksel alandaki etki ve başarılarını, niteliksel alandaki etki ve başarılarla –ya da niteliksel alanda, çoğunluk; tutarsızlıklarla– karıştırmamak gerekiyor. Konunun bu noktası çok önemlidir! ...

Bir soru da benden, akıllı robotlara: “Selam robot! Evet, düşünebiliyorsun, karar verebiliyorsun, hemen hemen her şeyi kartezyen sistemde haritalayabiliyorsun, analiz edebiliyorsun ve modelleyebiliyorsun. Fakat soruyorum, dahası semantik olarak vurguluyorum sana: Rüya görebilecek misin!” Ya da Ece Ayhan’ın diliyle şöyle sorayım: “Düzayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler?”

Bu sorunun cevabı henüz verilmemiştir! İnsan evlâdı da, yapay zekâ da verememiştir. Sonuç şudur: “Ayıptır söylemesi vakitsiz Üsküdarlıyız abiler!” DEVAM EDECEK

Son Dakika Haberleri