Oğlu dağa kaçırılan Şahap Çetinkaya içini Aydınlık'a döktü
Hacire Ana'nın eylemi, evlatlarını PKK’ya kaptıran diğer analara umut oldu. Dün sabah saatlerinde Çetinkaya ailesi, ardından üç aile daha 'Çocuklarımızı dağa, PKK’ya gönderdiniz, geri getirin' diye HDP’nin kapısında dayandı.
Diyarbakır HDP il binası çocuğunu PKK’ya kaptıran ailelerin isyan kapısı oldu. Daha geçen hafta Sur ilçesinden Hacire Akar, “Çocuğumu dağa kaçırdılar, PKK’ya verdiler, geri getirene kadar buradayım” diyerek beş gün dört gece HDP kapısında nöbet tuttu. HDP’liler Hacire Anayı itip kaktılar, gazetecilere bağırıp çağırdılar ama beşinci günün sonunda oğlu Mehmet geri geldi. Anası “işim bitti” diyerek çocuğunu aldı evine götürdü. Hacire’nin eylemi, evlatlarını PKK’ya kaptıran diğer analara umut oldu. Dün sabah saatlerinde Çetinkaya ailesi, ardından üç aile daha “Çocuklarımızı dağa, PKK’ya gönderdiniz, geri getirin” diye HDP’nin kapısında dayandı.
POLİSE BAŞVURDULAR
Diyarbakırlı Şahap ile karısı Feyziye Çetinkaya, 17 yaşındaki oğulları S.’yi dağdan geri getirmek için HDP’nin kapısına dayandı. S., 30 Ağustos Cuma günü sabah evden çıkmış, akşam gelmemişti. S. bir süredir HDP’ye gidip geliyordu, “O halde PKK’ya teslim etmişlerdir” şüphesiyle polise başvuran aile haklı çıktı. Gencin Mardin-Dargeçit sınırından Suriye’ye geçirildiği belirlendi. Telefonla ulaştığımız acılı baba Şahap Çetinkaya, içini Aydınlık’a döktü, hem ağladı hem anlattı.
‘BU YOL YOL DEĞİL’
“Geçmiş olsun” diye söze başladık, ne olduğunu sorduk. Telefondaki ses, belki ağlamaktan belki acıdan kavrulmuş gibiydi, koyu bir Kürtçe aksanla konuşmaya başladı:
“Cuma günü sabah 7-8 gibi evden çıktı, cuma günü kayboldu. Aradık, aradık, telefonu çalmaz oldu. Polisi aradık, takip ettiler, Mardin Midyat’a kadar gelmiş, Suriye’ye geçmiş. Telefonunu kırıp atmışlar.” Peki, neden HDP kapısında arıyorsun oğlunu Şahap kardeş? Çünkü, çocuk HDP’ye gelir gidermiş. Haftada birkaç gün orda yattığını bile bilirlermiş. Bacısı, anası, babası, hepsi “S. bu yol doğru yol değil” derlermiş, dinlemezmiş. Sonra? Baba Şahap devam etti: “Tamam baba gitmeyeceğim, futbol oynayacağız. Akşama maç var, maç sonrası dönerim, dedi, yine gitti. Bunlar biliyordur yerini, geri getirsinler oğlumu. Nasıl götürdülerse öyle getirsinler.”
YALAN SÖYLÜYORLAR
Telefonda soruyoruz, “Ne biliyorsun HDP olduğunu? PKK başka, dağ başka, HDP başka... Sen kapıya dayanınca, bizimle ilgisi yok, demediler mi?” Şahap Çetinkaya’ya bu soru pek ağır geldi:
“HDP’den başka kimse bunlara yardım etmez. Tabii buraya geldi. Üç kez geldi, burada yatmış. Yürüyüş yapmış, hepsini burada öğrenmiştir. Beni keriz yerine koyuyorlar. Haberimiz yok, diyorlar, yalan söylüyor şerefsizler. Daha önce de geldim ben buraya, bırakın oğlumu, dedim. Bana ‘Burada ne işin var’, derlerdi. Çocuğu kendi emellerine kurban ettiler. Bunların çocuğu yok mu? Öyle partiseverse, dağseverse kendi çocuğunu göndersin. Ayrımcılık da değil bunların yaptığı, zulüm yapıyorlar. “
ELEKTRİK OKUYORDU YARIM KALDI
Baba Şahap Çetinkaya, 11 çocuk sahibi. Köyde yaşıyormuş, zaman zaman inşaatlarda çalışırmış. S’nin büyüğü iki ağabey daha var, başka illerde çalışıyorlar, ekmeklerinin peşinde. Ya S.?
Babası anlatıyor: “Elektrik (Meslek lisesi) okuyordu... Bu sene bitirdi, sınava da girdi. Bu parti marti her neyse gitti geldi, beynini yıkadılar. Seni kandırıyorlar, ayrıl, dedim. ‘Ayrıldım’ dedi...”
Nereden buldu bunları, diye merak ediyoruz. “Sizinki Kürt köyü mü? HDP mi hakim? Onlardan mı etkilendi” diye soruyoruz. “Bizim köy, düz arazidedir, dağdan hiç kimse yoktur. Polise haber verdik, inşallah bulacaklar.”
Yine merak ediyoruz bu HDP’liler hiç mi insafa gelmediler, bu adamcağıza “Yok kardeş, bizim dağla PKK’yla ilgimiz yok” diyemediler mi? Nasıl davrandılar? Bizimki tam bir cehalet örneği oldu. Meğer Şahap Çetinkaya daha önce defalarca gelmiş, içeri almamışlar. Ama dün, “içeri gel, konuşalım” dediyseler de, Şahap babanın artık karnı tok, bize dedi ki “İçeri girmedim. Bu şerefsizler ne derlerse yalandır. Çok geldik, bu kapıyı çaldık. Hiç açan olmadı. Şimdi mi konuşacaklarmış?”
BELEDİYEDE DAĞDAKİLERE İŞ VAR
Baba Şahap Çetinkaya, telefon konuşmamızda belediyedeki duruma da değindi: “Çocuklarım için iş istesem, yok derler. Bin kişi çalışıyor, bir iş yok ortada. Bizim köyde de herke bilir, dağdakilere iş verirler ancak” dedi. Dağla bu kadar sıkı bağları var yani dediğimizde ise ekledi: “Var tabii, her yerle bağlantıları var. İsterlerse çocuğumu getirebilirler. Hangi saat isterlerse getirebilirler. Örgütle bağlantılıdırlar. Polis de uğraşıyor, inşallah çocuğum gelecek.
‘DİYARBAKIR'DA GENÇ BIRAKMADINIZ’
Çetinlaya ailesinin fertlerinden Aysel Bozkurt, HDP’lilere şöyle isyan etti: “Senin oğlun dağa gitsin, bakalım sen oturuyor musun, oturuyor musun? Bizim canımız gitmiş, senin umurunda mı? Gönderdiniz, yalan mı? Kaç tane genç toprağın altında. Diyarbakır’da genç bırakmadınız, ya cezaevinde ya toprağın altındalar. Başlarım sizin Kürdistan davanıza. ‘Fakir fukaranın çocuğu dağa, ben koltuklarda.’ Alıştınız insanları dağa göndermeye. Size verecek çocuğumuz yok, getirin. Bunların çocukları lüks okullarda okuyor. Yeter artık toprağın altı genç doldu, nereye kadar? Çocuk dağa gönderilmiş, hepsi de biliyor.”
HDP KEPENK KAPATTI
Diyarbakr’da ailelerin eylemlerinin büyümesi üzerine HDP İl Başkanlığı binasnın kepenkleri partililerce kapatldı. Öte yandan anne Çetinkaya’nn oturma eylemi srasında HDP il binasının camını kırmak istemesi sonucu partililerle aile bireyleri arasnda yaşanan arbede polisin müdahalesi ile sona erdi.
AİLE SAYISI HER GEÇEN SAAT ARTIYOR
Hacire Ananın açtığı yol, çocukları HDP tarafından dağa götürülen çocukların aileleri için ışık oldu. Dün sabah Çetinkaya ailesinin başlattığı oturma eyleminin ardından çocuklarının PKK tarafından kaçırıldığını iddia eden baba Ömer Tokay ile anne Remziye Akkoyun da HDP il binası önüne gelerek Çetinkaya ailesinin oturma eylemine destek verdi. İlerleyen saatlerde HDP İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan ailelerin sayısı dörde yükseldi.