23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Efsane değil gençlik önderi

71 Direnişi diye bir efsane yaratan sistem, medyada ve etkinliklerde onlarca yıl bu ‘Deniz Gezmiş’ efsanesini pompaladı. Bir de 68’in devrimci gençlik önderi olarak hakiki Deniz var

Efsane değil gençlik önderi
A+ A-

Ali Karşılayan - Eski DEV-GENÇ Ege Bölge Yürütme Kurulu Başkanı

1968 Türkiye tarihinin en kitlesel öğrenci eylemlerinin geliştiği yıldır. Öğrenci kitlesi demokratik talepler için mücadeleye hazırdı. 1968 baharında Fransa ve Almanya’da öğrenci hareketleri yükseliyordu. Ama hep yanlış yazılır. Türkiye’deki öğrenci hareketi Avrupa’dan ithal edilmiş bir hareket değildir. Türkiye’deki koşullar bu hareketin maddi zeminini hazırlamıştır.

68 gençlik hareketinin başarılı olması temel özellikleri şunlardır:

1-Gençlik kitlesinin bağımsızlık ve demokrasi taleplerini, demokratik üniversite taleplerini dile getirmesi

2-Halkın meşru bulduğu bir eylem biçimini hayata geçirmesi nedeniyle halkın desteğini kazanması

3-Güvenilir bir devrimci önderliğe sahip olması

BİRLEŞTİRME USTASI

Ankara’da FKF Genel Merkez yönetimi üniversite işgallerini başlatma kararı aldı. O tarihte Doğu Perinçek FKF Genel Başkanı idi. İlk işgal 10 Haziran 1968 günü Ankara Hukuk Fakültesi’nde ve Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde başladı. Deniz Gezmiş İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisidir, FKF üyesidir ve Doğu Perinçek’in arkadaşıdır. FKF Genel Merkezinin kararı uygulanır ve 12 Haziran 1968 günü İşgal Komitesi Başkanı Deniz Gezmiş olarak öğrenciler İstanbul Üniversitesi ana binayı işgal eder. Bütün gençlik birlik halinde. O zaman Deniz’in bulduğu bir slogan vardı, “Sağ sol yok, Boykot var !” Bu slogan sağ ve solun varlığını yok saymıyor. Deniz, gençlik kitlesini birleştirme ustasıdır, çeşitli guruplarla görüşür, ittifak yapar, birleştirir ve eyleme geçirir.

Demokratik Üniversite eylemleri 10 Haziran’da Ankara’da başlıyor ve 25 Haziran günü büyük zaferle sonuçlanıyor. Türkiye, 15 gün büyük öğrenci hareketiyle sallanıyor. Taleplerimizin çoğu kabul ediliyor.

TÜRK BAYRAĞIYLA EN ÖNDE

1968 Gençlik Baharı’nın son eylemi İstanbul’da 6. Filo erlerinin denize dökülmesidir. 15 Temmuz 1968’dde İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önlerine demirleyen ABD 6. Filosu, üniversite gençliğinin büyük protesto gösterileriyle karşılandı. 17 Temmuz günü polis İTÜ Gümüşsuyu Öğrenci yurdunu bastı, öğrencileri yataklarından kaldırıp vahşice dövdü, Vedat Demircioğlu’nu pencereden attı. Bu olay üzerine Deniz Gezmiş’in başında bulunduğu bir gurup öğrenci Dolmabahçe’ye inerek 6. Filo erlerini denize attı.

1 Kasım 1968’de Deniz Gezmiş bir grup devrimci gençle birlikte Samsun’dan Mustafa Kemal yürüyüşünü başlatıyor. Yürüyüşün en önünde Deniz büyük bir Türk bayrağı taşıyor. Aslında bu yürüyüş 10 Kasım’da Ankara’da büyük bir mitingle sonuçlanacaktı. Mitingi DEV-GÜÇ olarak bilinen Öğrenci Birlikleri düzenlemişti. Bu eylemi örgütleyenlerin başında Doğu Perinçek vardı. MİT’in bir dizi provokasyonu ve çeşitli tertiplerle miting iptal edildi. Deniz ve diğer arkadaşlar Anıtkabre çıkıp defteri imzaladılar.

ABD PROVOKASYONU

1970 yılı, Deniz Gezmiş için karar yılı ve kararsızlık yılı olarak bilinir. Devrim için nasıl bir eylem çizgisi izlenecek, tartışılan buydu.

1969 Haziran boykotlarından sonra Alpaslan Türkeş’in lideri olduğu MHP’nin ülkücü gençliği içinden yetiştirilen “Komando”ların silahlı saldırıları başladı. 1969 Haziran sonu, Deniz Gezmiş Filistin’e gitti orada gerilla kamplarında silahlı eğitim aldı, 1 Eylül 1969’da geri döndü. Eylül ayından itibaren devrimci öğrenci liderleri silahlı saldırılarda öldürüldü. 23 Eylül 1969 günü Deniz Gezmiş, en sevdiği arkadaşı Taylan Özgür ile birlikte İstanbul Öğrenci Birliği kongresi için İstanbul’a geldi. Polis Deniz Gezmişi yakalamak için okulu bastı. Deniz yakalandı, Taylan Özgür kaçarken Beyazıt Meydanında özel görevli bir sivil polis tarafından vurularak öldürüldü. Bu olay Deniz’i çok etkiledi. Aralık ayında peş peşe Mehmet Büyüksevinç, Battal Mehetoğlu öldürüldü.

Kaos ve darbe ortamı yaratmak isteyen ABD, devrimci gençliği silahlı mücadeleye zorluyordu. Ardından ideolojik saldırı başladı. Ant yayınları Latin Amerika’da faaliyet gösteren şehir gerillası örgütlerinin propagandasını yapmaya başladı. Carlos Marigela’nın kitabı kapağı kurşun delikli olarak devrimci gençlerin cebindeydi. Devrim teorisinin temeli olan halk desteği yaratmaya, kuvvet toplamaya gerek olmadığı, küçük gerilla gruplarının silahlı mücadelesiyle devletin yıkılacağı söyleniyordu. Buna Öncü Savaş diyorlardı.

Elbette sadece bu propaganda ile Deniz Gezmiş gibi gençlik liderlerini ikna etmek mümkün değildi. Türkiye İşçi Partisi devrimci gençliğe sırtını dönmüştü. Devrimci saflarda bir karışıklık vardı. Deniz Gezmiş’in çok istemesine rağmen, o gün MDD hareketinin lideri Mihri Belli devrimci bir parti kurulmasına razı olmadı. Öte yandan Doğan Avcıoğlu, Devrim Gazetesi ile 27 Mayıs modeli bir iktidar planını açıklamıştı. 9 Mart 1971 tarihini belirleyen “Sol Cunta” gençleri teşvik ediyordu.

Bu açıdan gençlerin ateşli eylemlerine ihtiyaç vardı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin başındaki Amerikancı generaller, ABD “ Savaş Doktrinleri’ nin kılavuzluğunda, devrimci gençliği hatalı yollara saptırıp kitlelerden kopararak ezmek için tertipler içindeydi.

DEVRİMCİ MANTIĞA DİRENMEZDİ

Bu ortamda Deniz’e dostça uyarılar yapıldı. En büyük dostu ve arkadaşı Doğu Perinçek şöyle diyor: “Bir seferinde benim Hukuk Fakültesindeki odama geldiler. Girdiği çizginin bir çözüm olmadığını, önemli bir hata içine girdiklerini söyledim. Uysal bir şekilde dinledi. Karakteri öyleydi. Devrimci bir mantığa direnmezdi. Söylediklerimi mantıken kabul etmekle birlikte ‘Bir de böyle deneyelim bakalım, olmazsa bu da bir deneyim olur’ dedi.” ( Doğu Perinçek, Arkadaşım Deniz Gezmiş sayfa:92)

Son 30 yıldır, sistemin medya organlarında ve 68’i anma toplantılarında, 1970 yılı sonu ve 1971 başına kadar geçen üç aylık bir zaman dilimindeki Deniz Gezmiş anlatılır. Bir de 68’in devrimci gençlik önderi olarak hakiki Deniz Gezmiş var. Bu Deniz Gezmiş’i hep unutturmak istediler. 71 Direnişi diye bir efsane yarattılar. 1965 yılında Türkiye İşçi Partisi’nin Üsküdar İlçe Örgütüne üye olarak siyasi mücadeleye giren Deniz Gezmiş, öğrenci kitlesinin devrimci mücadelesinin başında olan bir Deniz Gezmiş var. Deniz Gezmiş, Türk Devriminin emekçiler tarafından işçi sınıfı önderliğinde tamamlanmasını savunuyordu. Kendisiyle yapılan ve 1969 sonunda DEVRİM gazetesinde yayınlanan röportajda, önümüzdeki hedefi şöyle tanımlıyordu: “Kemalist Devrimi tamamlamak”.

MİT’İN YALANLARI VE GERÇEKLER

MİT yıllar boyu şöyle yalanlarla devrimciler arasına nifak sokmaya çalışmıştır. Güya Deniz Gezmiş, Doğu Perinçek’e hasım hatta düşmanmış. Deniz, Doğu Perinçek’i devrime ihanet ettiğini düşündüğü için silahla vurmuş, Doğu Perinçek’in bacağı o yüzden sakat kalmış. Ne yazık ki bu yalanlara devrimci arkadaşlar da inandı. Gerçekler hiç öyle demiyor. Gerçekler belgelere dayanıyor. Güneş balçıkla sıvanmıyor. Doğu Perinçek ile Deniz Gezmiş’in dostluğu, yoldaşlığı 1968’de başlar, Deniz Filistin’e gidip geldikten sonra da, THKO’nun bir neferi olarak yakalandıktan sonra da cezaevine konulduktan sonra da ölünceye kadar devam eder.

Deniz Gezmiş 1971 yılının 16 Mart günü Gemerek’te yakalandı, 17 Mart’ta Ankara Merkez cezaevine getirildi. 25 Mart 1971: Deniz Gezmiş ve Hüseyin İnan Ulucanlar Cezaevinden Doğu Perinçek’e vekaletname gönderdiler. 8 Nisan 1971: Deniz Gezmiş, Doğu Perinçek’ acele telgraf çekti. ACELE GEL dedi. 9 Nisan 1971: Doğu Perinçek Deniz ve Hüseyin ile ayrı ayrı görüştü. Deniz ile görüşmesi 2,5 saat. Deniz ve Yusuf açlık grevi yapıyorlar, kendileri adına basın açıklaması yapma görevini Doğu Perinçek’e veriyorlar. 10 Nisan 1971: Doğu Perinçek, Deniz Gezmiş ve Hüseyin İnan’ın sözcüsü olarak basın açıklaması yapıyor ama hiçbir gazetede çıkmıyor, sadece Proleter Devrimci Aydınlık yayınlıyor.

Son Dakika Haberleri