22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Paradoks balçığında çırpınan düzen!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

AKP’ye yakın bir Hürriyet yazarı dünkü yazısında, kamuoyu araştırma şirketleriyle konuştuğunu belirterek bazı politik “anket”lerden söz etmişti...
Ona göre, şu günlerde seçim olsa AKP’nin oy oranı yine “yüzde 50” seviyesindeymiş!.. “Adalet yürüyüşü” ve kimi toplumsal olaylara yönelik refleksine rağmen daha da büyümesi gereken CHP’nin oy oranı ise halen yüzde 25 bandındaymış!..
Anket doğru mu, değil mi bilmiyoruz... Kim, nerede, ne zaman yapmış o da net olarak açıklanmamıştı...
Ancak böyle bir anket gerçekten yapılmışsa, üniversiteler, sosyologlar, siyaset bilimcileri ya da halk-siyaset ilişkisi üzerine çalışan ve aralarında psikologların da bulunduğu uzmanlar için tam da araştırma sahasıdır bu sonuçlar...
Çünkü ortada; siyasetin tavrı, icraatların boyutları ve tahribatlarıyla halk nezdindeki gerçekler açısından çok büyük bir çelişki ve çok derin bir paradoks var...
Velhasıl aşağıda özetleyeceğimiz Türkiye tablosunun çerçevesine zerre kadar uymuyor bu tür anketler... Gelin okuyalım;
Son açıklamalara göre Türkiye’de işsizlik oranı yine artmış ve resmi rakamlara göre 3.5 milyonu çoktan aşmış...
Hele de bugünlerde, Motorlu Taşıtlar Vergisi’ne yapılan fahiş zam yüzünden millet burnundan soluyor... Doğalgaz, elektrik ve diğer giderlere yapılan zamlar, çalışanlar ve emeklilerin maaşlarına yapılan sözde artışların iki katını bile geçti...
“TEOG” denilen işkencenin ortadan kaldırılması tam da bugünlerde, ailelerin gelecek endişesini büyüttükçe büyüttü... Bunun üzerine bir de üniversite sınav sistemi değiştirildi ve mantıksız bulunan yeni plan henüz denenmeden gençlerin ve velilerin isyanı başladı...
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “üniversite sınavını kaldıralım” çağrısı ise iktidarın yeni bir planı olarak da algılandığı için, eğitimdeki belirsizliği iyice içinden çıkılmaz hale getirdi...

UZAYDA YAPILAN ANKET Mİ?..

Memleketin kangrenleştirilen dertleri bitti mi peki, ne yazık bitmedi ve bu gidişle de hiç bitmeyecek...
Çevrenize şöyle bir bakınız, sağlık sektöründeki büyük sorunlar, hastane- ilaç giderleri milleti yine bunaltmaya başladı... Hastanede 5 liralık ilaç yazdıran vatandaş reçeteyle gittiği eczaneden 30 liralık fişle çıkıyor!..
Bırakın marketleri, manavları, şarküterileri ve AVM’leri, yoksul yurttaşın mecburen koştuğu pazarlar bile artık el yakıyor... Toplumun gelir düzeyi düşerken, bir yandan zamlar belleri büküyor, diğer taraftan da alım gücü iyice düşen yurttaşlar boş pazar fileleriyle evlerine dönmek zorunda kalıyor...
Velhasıl zam, artan işsizlik, pahalılık ve yoksulu çıldırtan geçim sıkıntısı millete eziyet etmeye devam ederken, devlet milyonlarca Suriyeli’yi barındırmak için de Hazine’yi tüketmeye devam ediyor...
“Suriye” demişken, Şam’la yıkılan ilişkiler yüzünden Doğu ve Güneydoğu’da ekonomik yaşamın tamamen durduğunu, sanayinin çöktüğünü, ithalat-ihracat yapılamadığını ve bu yüzden fabrikalarla AVM’lerin de kapılarına kilit vurduğunu unutmayalım...
İstanbul’da, son 9 ayda kepenk indiren işletmelerin sayısı ise onbinlerle ifade ediliyor... AVM’lerde yiyecek-içecek alanlarının dışında mağazalarda müşteri yok, satılık-kiralık tabaleları artıyor, konut ve otomotiv sektörü de uçuruma giderken, herkes isyanda çaresizce bekliyor...
Çünkü Türkiye’nin her tarafında esnaf kiralarını ödeyemiyor ve hergün onlarca AVM’de yüzlerce işyeri kapanmak zorunda kalıyor... Bu durum işsizliği daha da büyütürken, Türkiye’nin her köşesinde “asayiş” olaylarında da ne yazık ki patlama yaşanıyor...

TOPLUMSAL GERÇEĞİN TAKİYESİ!..

Bu ülkede sosyo ekonomik sıkıntılar, terör kaosu, geçim sıkıntısı ve işsizlik insanların belini iyice bükerken gasp, soygun, hırsızlık, haraç ve cinayet olayları tarihte görülmemiş biçimde artıyor...
Diğer yandan, siyasetten de destek alan mafya çeteleri sokaklarda adam vuruyor, işkence yapıyor ve toplumun adalete güveni de sarsıldıkça sarsılıyor...
Devlete en az 10 milyar dolara mal olan Şam politikasındaki gaflet ekonomiyi zaten sarsmışken, Türkiye diğer yandan Kuzey Irak’ta yaşanan kaostan da olumsuz etkileniyor...
İş dünyası için önemli bir pazar olan Irak’ın Kürt bölgesine uçak seferlerinin durdurulması sınır kapılarındaki belirsizliği de artırırken, etrafı ateş çemberi olan ülkemizde toplumsal kaygı giderek büyüyor... Çünkü artık huzurun esamesi bile okunmuyor!..
Ve de tabi ki, bir türlü bitirilemeyen terörün yarattığı kaos da güvenlik güçlerinin tüm çabalarına rağmen ne yazık ki toplumun yüreğini yakmaya devam ediyor...
Bir yandan 200 bini aşkın müridin sorgudan geçirildiği FETÖ, diğer yandan pusudaki IŞİD ve en önemlisi de her gün yeni şehit haberlerine yolaçan PKK saldırıları toplumu germeye devam ediyor...
Söyler misiniz; dünyanın hangi ülkesinde bir yıl içinde terör örgütlerine karşı tam “68 bin 464 operasyon” yapılmıştır acaba?..
Ne yazık ki Türkiye burası... Çünkü İçişleri Bakanının açıklamasına göre, bu operasyonların 40 bini PKK, 25 bini FETÖ, 2 bin 109’u da IŞİD'e yönelik yapılmış...
Bırakın sosyo-ekonomik sorunları, büyüyen diplomasi rezaletlerini, derinleşen Suriye çıkmazını, Irak kargaşasını ve 3 milyonu aşkın sığınmacının ülkenin sorunlarını büyütmesini de, teröre yönelik 68 binden fazla operasyonun yapıldığı bir ülkede huzurdan söz edilebilir mi?..
Evet; AKP’nin artık iktidarda olmaması gerektiğini kanıtlayacak daha onlarca sosyo-ekonomik- diplomatik gerekçeyi bu köşeye yansıtmak mümkün... Örneğin laikliği her gün daha fazla vuran gerici yasalar ve uygulamalar bile başlı başına iktidarı eritecek boyutta değil mi?..
Peki; tüm bu çıkmazlara rağmen AKP’nin halen “yüzde 50” bandında olduğunu köşesinde yazabilen Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi ve benzerleri, sosyolog ve psikologlara bu sonuçların gerekçelerini de sorup köşelerine aktarabilirler mi acaba?..
Birileri, toplumun reflekslerini kemiren derin sosyolojik paradoksun gerekçelerini yazarsa; yoksulluk, işsizlik, zam yağmuru, gelecek kaygısı, terör kaosu ve kitlesel huzursuzluk daha da büyürken, bu milletin neredeyse yarısının hangi kafayla hareket ettiğini de anlamış oluruz!..