S-200, 300, 400, 500... Rus füzeleri 'askeri dokunulmazlık' sağlıyor
İsrail Hava Kuvvetleri’nin, 17 Eylül 2018’de Suriye’nin kuzeyinde, Lazkiye vilayetindeki hedeflere saldırısı sırasında Suriye hava savunmasının fırlattığı S-200 füzeleri, içinde 15 kişinin bulunduğu Rus İl-20 askeri keşif uçağını düşürmüştü.
Rusya, olaydan İsrail’i sorumlu tutmuştu ve Suriye’ye S-300 füze sistemini kurmuştu.
İsrail, bu gelişme üzerine saldırılarını durdurdu.
Sadece bir kez, 20 Ocak 2019’da, Suriye’deki İran Devrim Muhafızları'na bağlı özel güç Feylak el-Kudüs'e ait hedeflere füze saldırısı düzenledi.
Suriye resmi ajansı Sana, Golan ve Şam yakınlarına yönelik saldırıların S-300 füze savunma sistemiyle engellendiğini bildirdi, füzelerin imha görüntülerini paylaştı.
Rusya Savunma Kontrol Merkezi de, Suriye askeri hava savunmalarının, İsrail hava saldırıları sırasında 30’dan fazla seyir füzesini ve güdümlü bombayı imha ettiğini açıkladı.
Uzmanlar büyük oranda haklı çıkmıştı, Almaz Antey Rus Savunma Şirketi’nin S-300/400 füzeleri dünya üzerinde en etkili füze sistemleriydi.
Gerçi Gazeteci Nerdun Hacıoğlu’nun bildirdiğine göre(*), İsrail 20 yıl önce Rusya’nın Kıbrıs Rum kesimine sattığı S-300 bataryalarını, Yunanistan’ın izniyle Rodos adasında inceleyerek, bu sisteme karşı koymak üzere elektronik önlem şemaları geliştirmişti.
Ancak, Rus askeri uzman İgor Korotçenkov, Kıbrıs Rum kesimine satılan S-300 ile günümüzdeki sistem arasında yerden göğe kadar fark olduğunu belirterek, “Modernize edilen S-300, tıpkı bir üst model S400 gibi hayalet uçakları radarında görme özelliğine kavuştu. Dolayısıyla Suriye’ye havadan yaklaşan tüm uçaklar görülecek. Ateş açılıp açılmayacağına ise Rusya komutanlığı duruma göre karar verecek” diyordu.
Anlaşılan o ki, Suriye; Libya ve Irak’ın aksine, ABD-İsrail-Suudi koalisyonu saldırısından, Rus S-200 ve geliştirilmiş S-300 füzeleri sayesinde kurtulmuştu.
VENEZUELA’DA DA S-300 VAR
Suriye yalnız değildi.
Venezuela’nın ABD’nin topyekün saldırısından kurtulmasının ardında da S-300 füzeleri vardı.
Venezuela’daki S-300’leri ortaya çıkaran da İsrail Savunma Danışmanlık Şirketi, ImageSat International (ISI) oldu.
İsrail gözetleme uydusundan alınan görüntülerde, Venezuela ordusunun S-300 füzeleriyle bir tatbikat düzenlediği anlaşılıyordu.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Venezuela’daki Bolvarist Chavezci Sosyalist Hükümeti devirmek için, 30 yıl sonra göreve yeniden getirdiği Latin Amerika kasaplarından Neocon Elliot Abrams da bu bilgiyi doğruladı.
ABD’nin “Venezuela Özel Yetkili Temsilcisi” Abrams, Maduro yönetiminin elinde geliştirilmiş (Antey 2500 tip) S-300 füzelerinin bulunduğunu açıkladı.
Muhtemelen bunların önemli bir kısmı, Rus askeri nakliyat uçaklarıyla son 2 ay içinde getirilmişti.
Fort Russ haber sitesinden Joaquin Flores’in bildirdiğine göre, Venezuela’nın elinde 6 adet S-300 bataryası bulunuyordu ve bunların her biri 25 savaş uçağını hedefine alabiliyordu.
Hedefleri vurma yüzdesi ise yüzde 85-90’a varan yüksek bir orandaydı.
Aynı anda 150 Amerikan savaş uçağı saldırsa bile, Venezuela hava kuvvetlerinin buna yanıt verme ve yaklaşık olarak 130’unu vurma yeteneği vardı.
Abrams işte bu yüzden Venezuela’ya askeri bir harekat planları olmadığını söylüyordu.
Brezilya ve Kolombiya da aynı sebepten askeri seçeneği devre dışı tuttuklarını açıklıyordu.
S-300 sistemleri 4. ve 5. nesil Amerikan savaş uçaklarına karşı etkili.
Bu uçakların arasında, 4. nesil olarak bilinen F-16, F-14, F/A-18 ve beşinci nesil F-35’ler de bulunuyor.
ABD’nin elektrik sistemlerine (bunun içinde S-300 sistemlerini elektrik kesintisiyle felce uğratma çabaları da mevcut) sabotajları, Maduro’nun silahlı dronlarla vurulma planlarının arka planında bu çaresizlik yatıyor.
Ormanda savaş eğitimli olan Venezuela ordusu da buna güvenerek, Amerikalılara “gelin isterseniz size Güney Amerika’nın Vietnamı’nı yaşatalım” diyebiliyor.
ERDOĞAN’IN MOSKOVA’DAKİ S-400 MESAJI
Türkiye’deki pek çok Atlantikçi veya şüpheci uzman ve gözlemciler, AKP’nin en nihayetinde Rus S-400 füzelerini almaktan vaz geçeceği görüşünde ısrarcıydı.
Hatta pek çoğu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, 8 Nisan’daki Moskova ziyaretinde Rus lider Putin ile bu konuyu görüşeceği ve S-400 almamanın bir tür formülünü bulacağını iddia ediyordu.
Ancak Erdoğan, ABD’nin tüm tehdit ve şantajlarına rağmen, Putin ile görüşme sonrası S-400’leri almakta kararlı oldukları mesajını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz S-400 konusunda yol haritamızı zaten çizmişiz, bu saatten sonra bize 'Vazgeç' diyenler demek ki bizi tanımıyorlar. Biz sözleşmeyi yaptıysak, o iş bitmiştir. Bu, bizim egemenlik hakkımızdır ve kendi tasarrufumuzdur" ifadelerini kullandı.
Putin de, sadece S-400’ler değil, askeri ve teknik alanda işbirliği için imkan bulunduğunu ve iki ülkenin yüksek teknoloji askeri araçları müşterek bir şekilde üretebileceğini söyledi.
Türkiye için Rusya’dan S-400 füzeleri almak çok önemli.
Suriye ve Venezuela gibi “askeri dokunulmazlık” ve “saldırı bağışıklığı” getirecek bu füzeler bize.
Doğu Akdeniz’den, Irak ve Suriye’nin kuzeyinden, hatta yeni NATO üyeleriyle Karadeniz ve Balkanlardan yönelebilecek tehditlere karşı ‘Avrasya hava saha korumasına’ sahip olacağız.
Sadece NATO ve Atlantik boyunduruğundan kurtulmak değil, aynı anda bunun somut bir gereği de S-400’ler.
Vladimir Putin’in Moskova’daki o sözlerinde F-35’lere Rus alternatifi iması da vardı.
Bunun ne olduğunu Global Research sitesinden Stephen Lendman açıklıyor.
Lendman, Putin’in ‘yüksek teknoloji askeri araçlar’ ifadesiyle, 5. nesil Rus savaş uçağı Sukhoi-57’leri kastettiğini belirtiyor.
Düşman radarlarına görünmezlik özelliğine sahip son model SU-57E tipi uçaklar 45 milyon dolar iken, F-35’lerin tanesi 100 milyon dolar.
Rostec Şirketi Genel Müdürü Viktor Kladov, tipi 5. nesil uçakların dış ülkelere satımına Putin’in onay verdiğini söylemişti. Türkiye de F-35’leri alamaması halinde bu uçaklara talip olabileceğini Rus tarafına iletmişti.
S-400’LER DÜNYANIN EN İYİSİ
Lendman, S-400 füze sisteminin dünyadaki en ileri savunma sistemi olduğunu söylerken, bunu sadece Rus değil Çin Askeri uzmanlarına da dayandırıyor.
S-400’lerin ilk alıcısı olan Çin Halk Kurtuluş Ordusu, bu füzelerin alçak ve yüksek irtifada 250 mil (400 kilometre) menziliyle, uçak, balistik füze ve diğer tüm hava hedeflerini yok etme kapasiteleri olduğunu bildiriyor.
Ayrıca S-400’lerin elektronik harbe karşı koyma özelliği de var.
Türkiye, 2017’de bu füzeleri (ve halen geliştirilmekte olan S-500 versiyonlarını da) alma taahhüdünde bulundu.
ABD ise işin başından beri Türkiye’yi her fırsatta ve her ölçekte tehdit ediyor.
Ekonomik yıkım ve yaptırımlar, NATO’dan çıkarmak, parası ödenmiş F-35’leri teslim etmemek, PKK terörüne desteği artırmak, Erdoğan’a ve TSK’ya yönelik farklı tehditler, benzer biçimde Rum-Yunan-İsrail-Fransa-İtalya Doğu Akdeniz tehdit konsorsiyumu vs.
Cem Gürdeniz Amiralimizin okumanızı hararetle önereceğim son yazısında(**) da çarpıcı bir biçimde ortaya koyduğu, teamüllerin aksine Türkiye’yi açıkça ismini zikrederek düşman konumuna yerleştiren ABD tatbikat ve savaş senaryoları da buna dahil.
Türkiye artık ABD nezdinde düşman ülke.
ABD de Türkiye için artık dost ve müttefik değil, düşman bir emperyalist güç.
Bu, iç siyasetten vareste bir durumdur.
Küresel gelişmelerin getirdiği bir mecburiyettir.
Bu durumu her hangi bir iktidar değişikliği veya seçim sonucu değiştiremez.
Ankara’nın bundan sonra yapması gereken, nasıl Rusya ile birlikte çalışıyorsa, Venezuela’ya yardım elini uzattıysa, aynı şekilde ABD-İsrail tehdidi altındaki Suriye ve İran ile işbirliğini kurmak ve geliştirmektir.
Emperyalizme karşı, benzer tehditler altındaki Rus, Arap ve Fars dostlarımızla Bolivarist, Atatürkçü cephede mutlak surette buluşmalıyız.
ABD’nin “sarımsak görmüş vampir” gibi korktuğu S-400’ler, bu cephenin adeta sembolü oldu.
KAYNAKLAR
https://tr.sputniknews.com/rusya/201904081038676515-turkiye-rusya-isbirligi-toplantisi-sona-erdi/
(**) https://www.aydinlik.com.tr/dogu-akdeniz-de-ikinci-sevr-ve-hayali-turk-amerikan-deniz-savasi-cem-gurdeniz-kose-yazilari-nisan-2019