‘S-400’den vazgeç’ baskısı artacak
Pentagon, 90 günlük sürecin ardından Türkiye’ye F-35 satışına yönelik raporunu ABD Kongresine sundu. Uzmanların görüşüne göre rapordan ilk izlenim olumlu olsa da Türkiye’ye yönelik baskılar F-35 üzerinden devam edecek
ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon), Türkiye’nin satın almayı planladığı F-35 savaş uçaklarıyla ilgili raporunu ABD Kongresine sunduğu belirtildi. F-35’lerin Türkiye’ye gönderilmesi, 90 günlük zaman diliminde bu raporun Kongre’ye sunulması şartıyla ertelenmişti. Uzmanların rapordan ilk izlenimi olumlu olsa da ABD-Türkiye ilişkileri ve siyasi sürecin neler getireceği belirsizliğini koruyor.
S-400 GERİLİMİ VE F-35
Türkiye’ye F-35’lerin teslimatını geciktiren konuların başında iki ülke arasında gerilen ilişkiler ve Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alması vardı. Pentagon’un silah alımının başında olan Ellen Lord, Reuters’la yaptığı söyleşide, Türkiye’nin S-400 hava sistemini almak istemesinin ‘çok sorunlu’ olduğunu ve birçok ABD’li yetkilinin Ankara ile konuyu görüştüğünü ancak Türkiye’nin S-400 alımı konusunda fikrini değiştirdiğine dair işaret olmadığını dile getirdi.
Lord, Kongre’ye sunulacak raporun ise ‘sadece gerçekleri dile getireceğini’, ‘tavsiye vermeyeceğini’ söyledi. Lord hafta başında NATO konferansında yaptığı söyleşide "Bu konuda ne yapılacağına karar vermek için Kongre ile birlikte çalışmalıyız. Kongre ile güçlü bir ortaklık olacak" dedi.
TÜRKİYE NEDEN S-400’Ü SEÇTİ?
ABD, Türkiye’yi S-400 sistemini satın almasının Washington’un yaptırım uygulamasına ve F-35 gibi diğer silah anlaşmalarının durdurulmasına neden olabileceği konusunda uyarmış ve S-400 yerine alternatif savunma sistemleri almasını önermişti. Ancak gerek ABD ve diğer devletlerin bu satışı yapmaya yanaşmaması -Türkiye’yi oyalaması, gerekse de Türkiye’nin acil ihtiyacının karşılama isteğinden dolayı S-400 tercih edildi.
AĞUSTOS AYINDA İMZALANMIŞTI
ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’ye F-35 savaş uçakları teslimatını geçici olarak durduran yasa tasarısını geçen ağustos ayında imzalamıştı. Tasarının yasalaşmasından sonraki 90 gün içinde ABD Savunma Bakanlığının Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin durumuna yönelik bir rapor hazırlaması ve bu rapor sunulana kadar da teslimatın durdurulması öngörülüyordu. Raporun normal süre hesaba alınırsa 12 Kasım’da Kongre’ye sunulması gerekiyordu. Ancak raporun sunulduğunun kamuoyuna açıklandığı tarih 16 Kasım oldu.
Türkiye’ye ilk F-35’in getirilmesinin önümüzdeki yıl, faaliyete geçmesinin ise 2020’de olması bekleniyordu. Ancak ABD Kongresi’nin iki kanadı Temsilciler Meclisi ve Senato’nun üzerinde uzlaşmaya vardığı, Trump’un da imzaladığı 2019 yılı savunma harcamaları yasa tasarısında Türkiye’ye F-35 teslimatının durdurulmasını öngören maddeyle teslimat için Pentagon’un raporunun beklenmesi kararı alınmıştı.
KASIM 2019’DA TÜRKİYE’DE
Türkiye, F-35 projesi için bugüne kadar 900 milyon dolar harcama yaptı. İlk iki F-35A uçağı, 21 Haziran 2018’de teslim alınarak Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girdi. Üçüncü ve dördüncü uçaklar ise Mart 2019’da teslim alınacak. İlk dört F-35, Türk pilotlarının eğitimi için 2020 sonuna kadar ABD’de kalacak. Daha sonra Türkiye’ye getirilecek. 5. ve 6. uçakların ise Kasım 2019’da Türkiye’ye doğrudan teslimi planlandı. 2018-2020 arasında 13’ü pilot olmak üzere toplam 332 personel F-35 eğitimini ABD’de alacak. 2020’den itibaren ise eğitimler, Malatya’da bulunan 7. Ana Jet Üs Komutanlığı Entegre Eğitim Merkezi’nde yapılacak. F-35’lerin ana üssü de burası olacak.
225 SİPARİŞ DAHA ALINDI
Türkiye’nin de program ortağı olduğu F-35 savaş uçaklarının üreticisi Lockheed Martin, Pentagon ve uluslararası müşterilerinden önceki gün 22.7 milyar dolarlık 255 adet daha sipariş daha aldı. Türkiye’nin 24 siparişi de bu listede yer alıyor.
Öte yandan Lockheed Martin, F-35A’nın fiyatını 2020 yılına kadar 80 milyon doların altına indirmeyi planlıyor. F-35A, eylül ayında açıklanan en son sözleşme müzakerelerinde 89.2 milyon dolarlık bir fiyat almıştı. Lockheed Martin, ABD ordusu program ortağı olan İngiltere, Avustralya, İtalya, Türkiye, Norveç, Hollanda, İsrail, Japonya, Güney Kore ve Belçika için F-35’in üç farklı modelini üretiyor.
LRIP olarak adlandırılan düşük oranlı imalat 12, 13 ve 14 paketini içeren siparişte Türk Hava Kuvvetleri için de 24 adet F-35A Lockheed Martin tarafından üretilecek. Bu paketin teslimat süresi ise 2020’de başlayacak. Paketin son uçağı 2022’de teslim edilecek. 255 adet uçaktan 149’u üç yıllık süre içinde Türkiye’nin aralarında olduğu uluslararası müşterilere, 106’sı ise ABD’ye teslim edilecek.
‘TÜRKİYE’Yİ BAĞIMLI HALE GETİRECEK’
Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, Aydınlık’a yaptığı değerlendirmede, "S-400’le ilgili konu fark ederseniz bir süredir soğutuldu. Ama bu raporun Kongre’ye verilmesiyle birlikte tekrar S-400/F-35 kavgası başlayacak" ifadelerini kullandı. "Türkiye’ye yönelik S-400 konusundaki baskının devam edeceğini söyleyen Karataş, şöyle devam etti: "Rapora da baktığımızda F-35’lerin verilmesinde bir sıkıntının olmadığını görüyoruz. Zaten eğitimler de devam ediyor. Ama ABD keşke F-35’leri vermese. Çünkü küresel silah sermayesinin istediği şekilde F-35’ler Türkiye’yi ABD’ye daha çok bağımlı yapacaktır. Çünkü musluğun başı onlarda. Hizmet alımını Amerikan şirketinden yapıyorusunuz. Bu şirket size parça verirse verir, vermezse vermez."
‘KARAR TRUMP’UN ELİNDE’
F-35 üzerine çalışmalar yapan Savunma Sanayi Araştırmacısı Turan Oğuz’a göre de ilk izlenimler uçağın teslimatına yönelik ‘olumlu’ ama ABD’den değişen sürecin ne getireceği konusunda kesin hükümlerde bulunmak mümkün değil. Oğuz, şu görüşleri dile getirdi: "Pentagon’un silah alımının başında olan Ellen Lord, açıklamasında, özetle ‘biz gereken raporu verdik ama bir değerlendirme yapmadık’ diyor. Bu rapor şimdi komiteye gidecek ve daha sonra Senato’yla birlikte bir değerlendirme yapılacak. Bundan sonra ise Trump’un önüne gidecek ve Trump’un kararı belirleyici olacak. Trump, burada F-35’leri vermeyelim de diyebilir. Sadece F-35 değil, F-16’nın yedek parçalarından tutun bir sürü ABD üretimi savunma sanayi ürünü kullanıyoruz. Bunlara ilişkin de bir ambargo kararı çıkabilir. Ama ilk açıklamalardan olumsuz bir sonuç çıkmaycağı izlenimim daha ağır basıyor."
‘TEMEL AMAÇ S-400’DEN VAZGEÇİRMEK’
"Sürece baktığımızda son günlerde olumlu rüzgarlar esiyor olsa da ABD’nin ve başındaki Trump’un tutumları değişebiliyor" diyen Turan Oğuz, şunları ekledi: "ABD’nin şu anda temel amacı Türkiye’yi Rusya’dan alacağı S-400 hava savunma sisteminden vazgeçirmek. Hatta bir Temsilciler Meclisi üyesi bunu iki gün önce dile getirerek, ‘Türkiye S-400’den henüz vazgeçmedi, bu yüzden değişen bir şey yok. Bizim için tercih edilemeyecek bir durum’ ifadelerini kullandı. F-35’in üretici şirketi Lockheed Martin’in tutumu ise ‘bize siyasi ve kanuni olarak verme demedikleri sürece, biz veririz’ diye okunabilir. Pentogan’daki F-35 Program Ofisi de benzer görüşlerde."
‘ALTERNATİFLERİMİZ VAR’
‘Türkiye’nin ortak üretim programından çıkartılmadan F-35’ler ambargo uygulanabilir mi’ sorusunu da yanıtlayan Oğuz, şunları söyledi: "Türkiye’nin programdan çıkartırılması için bütün üyelerin ortak bir karar alması gerekiyor. Bu bir defa işin teknik tarafı. Diğer taraftan Türkiye’yi çıkartırlarsa alternatiflerimiz de var. Bir de şöyle bir durum var, Türkiye’nin F-35’e dair yaptığı her üretim ikincil üretici konumunda. Yani F-35 için gereken her şey zaten ABD’deki şirketlerde üretiliyor. Bir de haricen Türkiye gibi dışarıdaki şirketlerde üretiliyor. En az iki kaynağı var her şeyin. Ama Türkiye’nin çıkması demek, muhtemelen 3 ila 6 ay programın geriye atması demek. Çünkü Türkiye’nin yaptığı üretimleri başka bir yere verecekler, o bir iş yüküdür. Onu karşılayana kadar belli bir zaman lazım."
‘KARARIN HIZLI ÇIKMASI LAZIM’
"Bu süreç ne zaman tamamlanır belli değil" diyen Turan Oğuz, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Çünkü bunlar siyasi oyunlar. Şimdi Temsilciler Meclisi Demokratlar’da, Senato Cumhuriyetçiler’de ve bu durum her türlü siyasi çekişmeye açık hale getiriyor süreci. Belki Trump’un önüne bile gelmeyebilir. Ama biz programa aynen devam ederiz, çünkü durdurma süreci rapor teslim edilene kadardı. Dolayısıyla durdurma süreci de kalktığı için kararı bir an önce vermeleri kendi yararlarına olur."