22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sarraf davası, AKP’nin korkusu!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Sarraf davası, yeni bir aşamaya girdi. Rıza Sarraf artık sanık değil. Önceki gün davanın hâkimi Richard Berman net olarak açıkladı. Davanın tek sanığı Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla.
Adı geçen 3 bankanın ikisi devlet bankası.
Yani yargılanan Türk devleti.
Peki, Rıza Sarraf ne?
Olayı başından beri takip eden New York Times muhabiri Benjamin Weiser’e göre “potansiyel tanık!”

DAVA PLANLANAN ŞEKİLDE İLERLİYOR

Başından beri şu noktaya dikkat çektik. ABD devlet olarak kullanacağı davaları genellikle “New York Eyalet Güney Bölge Mahkemesi”nde açar. Sarraf davasının da aynı mahkemede açılması davanın Türkiye’ye karşı kullanılacağının işaretiydi.
Öyle de oldu.
Sarraf’la anlaşılması, ABD’ye kaçırılması, itirafçı olması, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı’nın tutuklanması, Türkiye’nin hedef tahtasında konulması, Türkiye’nin diz çöktürülmeye çalışılması...
Her şey planlanan şekilde ilerliyor.
Aydınlık’ın Sarraf’ın kaçırılmasından hemen sonra yazdıkları tek tek doğrulanıyor.

AKP’NİN TAVRI

AKP Sarraf davasında başından beri yanlış yerde duruyor. Türkiye’yi savunmuyor. Sadece kendini kurtarmaya çalışıyor.
Nasıl mı? Tek tek sıralayalım:
* Sarraf’ın FBI’la temasa geçmesini seyretti.
* Sarraf ABD’ye kaçırılırken uyudu.
* AKP’de olaya sevinenler vardı.
* Hatta bazıları sürece destek verdi.
* Olayda sorumlu olanların üzerine gitmedi.
* Zor durumdaki komşusuna destek verdiğini söyleyemedi.
* “ABD ambargosuna uymak zorunda değilim” diyemedi.
* ABD’yle Sarraf pazarlığına girişti.
* Taviz vererek Sarraf’ı alma yolunu seçti.
* Sarraf’ı ABD’lilerle takas edebileceğini sandı.
* Sarraf konusundaki zaafını hissettirdi.
* Bu tavrı ABD’nin elini güçlendirdi.

TELAŞ

Şimdi telaş ve korku içinde. Üstelik AKP sözcüleri bu telaş ve korkularını dışa yansıtıyorlar. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın... açıklamaları bunu açıkça gösteriyor.
“ABD ambargosu Türkiye’yi bağlamaz. İran’a yönelik ambargoyu deldik diye Türkiye’yi yargılayamazsın. Senin ‘uzun kol yargı yetkini’ tanımıyorum” resti çekemiyorlar.
Sarraf’ın itiraflarını ve vereceği ifadeleri etkisiz hale getirmenin yollarını arıyorlar. Ön alarak durumu idare etmeyi planlıyorlar.
Sarraf üzerinden İran’a aktarılan paradan alınan komisyonların açığa çıkmasından endişeliler. Bu nedenle de krizi çok kötü yönetiyorlar. Daha doğrusu yönetemiyorlar.
Olaya Türkiye cephesinden tepki vermeyince bocalıyorlar.
***
YALANLAMA MI DOĞRULAMA MI?

Abdullah Gül’ün Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki aşiret reisleriyle buluştuğunu yazmıştım. Gül’e yakın isimler iddialarımı yalanlamışlar.
Kanal D muhabiri Seçil Özer iddialarımın peşine düşmüş. Gül’ün yakın çevresiyle görüşmüş. Gül’ün yaklaşık bir ay önce eski Şanlıurfa Vekili Faruk Bayrak’ın daveti üzerine Şanlıurfa’ya gittiğini, akşam saatlerinde de bir yemeğe katıldığını bildirmişler. Yaklaşık 100 kişinin olduğu yemekte bazı aşiretlerin liderlerinin de yer aldığını ifade etmişler. Sonra da şunları söylemişler:
“Herhangi bir aşiretin lideriyle özel, gizli bir toplantı yaptığımız doğru değil. Seyahate siyasi bir kılıf biçilmeye çalışılmamalı. Seyahatin böyle bir maksadı yoktu ama Gül’e Urfalıların yoğun bir ilgisi vardı, bu ilgi yüzünden atağa geçti yorumları yapıldı.”
Sizce bu açıklamalar yalanlama mı, doğrulama mı?
Gül yakınlarının “Urfalıların Gül’e yoğun ilgisinden söz etmesine” vurgu yapmaları da dikkat çekici.

AKP’YE DE BİLGİ VERMİŞLER

Bu arada, kaynaklarımla ve Gül’ün faaliyetlerini yakından takip eden AKP’lilerle yeniden görüştüm. Doğu ve Güneydoğulu aşiret reisleriyle görüşmelerin Şanlıurfa ziyaretiyle sınırlı olmadığında ısrarlılar.
İsimler de verdiler. Ama şimdilik adlarının deşifre edilmesini istemediler. Çünkü bu isimlerden bazıları daha sonra Erdoğan’ın yakın çevresiyle de bir araya gelmişler. Ayrıntılı bilgiler vermişler!..