Servet Cömert kumandan ve önder

Bazı kişilerin yaşam çizgileri öldükten sonra daha da belirginleşir. Onların bıraktığı izler, bizleri sürekli olarak tarihi hakikatlere doğru çeker. İşte 24 Mayıs 2014 günü 71 yaşında kaybettiğimiz Servet Cömert böyle bir kumandandı ve hâlâ görevini yapmaya devam etmektedir.

HER ZAMAN KARARGÂHTA HER ZAMAN ÖNDER

Servet Cömert, uzun yıllar Türk Ordusuna hizmet ettikten sonra Tuğgeneral rütbesiyle emekli oldu. Emekliliğinde de Türk Ordusu’na hizmetini sürdürdü. Harp Akademisi’nde öğretmenlik görevi üstlenerek kurmay subaylara eğitim verdi. “Jeopolitik ve Türkiye’nin Yer Aldığı Yeni Jeopolitik Ortam” başlıklı kitabı, Harp Akademileri Komutanlığı Yayınları içinde yayımlandı. Çeşitli dergilerde savunma siyasetleri konusunda uyarıcı yazıları çıktı. Ermeni soykırımı yalanına karşı mücadelenin öncüleri içinde yer alarak, Talat Paşa Komitesi’nin çalışmalarına etkin bir şekilde katıldı. Servet Cömert, emperyalizmin bölücü saldırılarına cevabın ancak örgütlü verilebileceğini düşünerek 2006 yılında İşçi Partisi’ne (Vatan Partisi) katıldı. İşçi Partisi’nde Ulusal Strateji Merkezi Başkanlığı ve Genel Başkan Yardımcılığı görevlerini üstlendi.

Servet Cömert’in son yıllarında birlikte çalışma olanağı buldum. Onu yakından tanımadan bende yarattığı izlenim, Atatürkçü kumandan davranışıyla, bulunduğu her yerde ağırlığını hissettirmesi ve “şimdi ne söyleyecek” beklentisini yaratmasıydı. Yakın çalışma içinde bunun, insanın merakını sürekli harekete geçiren derin bir birikimden kaynaklandığını gördüm. Zaman zaman çalışmalarını paylaşmasından ve özellikle askeri tarih üzerine yaptığımız sohbetlerden büyük keyif alırdım. Kendisinden hiç söz etmezdi. Onun kendisiyle ilgili anlatmadıklarını, arkasından kaybettiğimiz Partimize üye yaptığı devre arkadaşı Emekli Albay Necati Çankaya bana anlatırdı. Necati Çankaya, onun kumandanlığından, güven veren kişiliğinden, Kemalist devrimci kararlılığı ile ünlendiğinden, arkadaş sevgisiyle uzun uzun söz ederdi.

ERGENEKON TERTİBİNE KARŞI MÜCADELEDE EN ÖNDE

Servet Cömert’le yaptığımız sohbetlerde, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı’nda, Kafkas Muharebelerinden çıkarımlar yapmaya önem verirdi. Askeri harekat içinde çıkan problemleri, savaş alanını canlandırarak örneklerle anlatır; özellikle komuta birliğinin parçalanmasının ve milli bir siyasi merkezin olmayışının belirleyici olduğunu, bu nedenle de halkın kazanılmadığı sonucunu çıkarır; Kurtuluş Savaşı’nın bu dersler ışığında kazanıldığını belirtirdi. Jöntürk geleneğinin bir devamcısı olarak kumandanlıkla halk önderliği kavramlarını kendi şahsında birleştirmişti. Onu tanıdıkça Kemalist Devrim’in ordu ve halk içinde kök salan gücünü görürdünüz. Onu, ordu içinde örnek bir kumandan yapan ve Vatan Partisi’nin siyasi programıyla birleştiren bu derin tarihsel birikimdir.

İkinci Ergenekon saldırısında komutanımızın kararlı dimdik duruşunu, hemen Parti’ye koşup, “görevleri konuşalım” demesini, dün gibi hatırlıyorum. Ergenekon tertibine karşı mücadelenin en ön saflarındaydı. Sağlık sorunlarına bakmaksızın her gün sabah toplantılarına katılır, fikirleriyle mücadelenin yönlendirilmesine önemli katkılar yapardı. Eylem adamıydı. Bastonuna dayana dayana yürüyüşlerin en önünde yer alır, zorlanmasına rağmen disiplinli tutumunu değiştirmezdi. Ergenekon tertibi ona da vurdu. Harp Akademisi’ndeki derslerine bu dönemde son verildi.

KİBARLIĞI VE DEĞERBİLİRLİĞİ

Servet Cömert, tanığım en kibar insanlardan biridir. Komutanımızın halkçı, saydam ve sevecen kişiliğinden kaynaklanan doğal bir kibarlığı vardı. Karşılaştığı kişilerin mutlaka hatırını sorar, ayırmaksızın herkese aynı saygılı tutum içinde yaklaşırdı. Sohbetlerde ve toplantılarda karşısındaki fikirlere değer verir, toplantılarda uzun uzun notlar alır, çoğu kez dinledikten sonra konuşmayı tercih ederdi. Bu değerbilirlilik, sadece günlük hayattaki insan ilişkileri içinde değil, aynı zamanda insanlığın ürettiği her şeyi korumaya özen göstermek şeklinde de kendini gösterirdi. Kitap alışverişlerimizde kitapları nasıl korumaya çalıştığını görürdüm.Tarihi il binamızda bazı pencerelerdeki çerçevelerin değiştirilip yenilenmesine şiddetle tepki gösterdi. Öncü Parti’nin tarihsel değerleri korumada da öncü olması gerektiğini söylerdi.

GÖREV BİLİNCİ VE ÇALIŞMADAKİ TİTİZLİK

Servet Cömert’in fikri derinliğini görev bilincinden anlardınız. Küçük büyük, üstlendiği her göreve çok önem verir, ciddiyetle uzun uzun hazırlık yapardı. Zaman zaman fikrimi sorardı. Onun için görev, ne olursa olsun, büyük bir tarihi hadisenin bir parçası olmaktı. Bu tarihsel bakış, yaptığı görevlere bir derinlik, bir başka boyut katmasını sağlardı. Onun mütevazılığı ve sadeliği içinde o görevin keskin hatlarını hissederdiniz.

Kurumsal çalışmadaki titizliği görev bilincinden kaynaklanırdı. Bir asker olarak sağlıklı kurumsal çalışmayla başarının geleceğini bilirdi. Bu nedenle kurumsal ve kolektif çalışmadaki eksikliklere sürekli dikkat çekerdi. Bir kurmay olarak askeriyede ve toplumsal hayatta karargah çalışmasının tayin edici olduğunu belirtirdi.

KEMALİST DEVRİMİ TAMAMLAMAK

Servet Cömert’ in son konuşması Ergenekon şehidi Prof Dr. Uçkun Geray’ın ölümünün dördüncü yıldönümünde mezarı başında yaptığı konuşmadır. Bu konuşma bir mücadelenin ruhu ve hedefleri üzerine bir yaşam özeti gibidir. Hatırladığım kadarıyla Servet Cömert bu konuşmasında, Uçkun Geray’ın yaşamı üzerinden insanlığın büyük mücadelesine değiniyor, yeni insanın yaratılmasında Uçkun Geray’ların öncülüğünü belirtiyor, büyük bir insanseverlik içinde insanlığını sınıfsız topluma doğru ilerlediğini belirtiyordu. Mezar başında onun konuşmasını dinlerken, Kemalist devrimci bir subayın, Kemalist Devrimleri koruma ve tamamlama savaşı içinden yeni ufuklara uzanan bilgeliğini yüreğimde hissetmiştim.