Tahran Doruğuna öneriler
İşin gerçeği, bugün Türkiye’yi yönetenler Suriye’nin toprak bütünlüğüne kavuşmasını “felâket” olarak niteliyorlar. Asıl felâkete yol açacak olan bu tavırdır.
FELAKET TANIMI
Sayın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “felâket” tanımını değiştirmek için Türkiye’nin çok az zamanı kalmıştır. Kuşkusuz o tanım, aslında Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ındır.
Toprak bütünlüğü, hayatın dışında, içi boş bir söylem değil. Bugün Suriye’nin toprak bütünlüğü, Suriye devleti, Suriye hükümeti tarafından sağlanır. Araziye bakalım, başka bir seçenek yok. Suriye Ordusu, Suriye’yi bütünleştiriyor, bütünleştirecek.
TAYYİP ERDOĞAN VE MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU SEÇENEK GÖSTERSİNLER
İtirazı olanlar, bir seçenek göstersinler. Sayın Tayyip Erdoğan’ın ya da Dışişleri Bakanı’nın seçeneği nedir? Lütfen açıklasınlar, Suriye’nin toprak bütünlüğünü kim sağlayacak?
- ÖSO adındaki Özgür Suriye Ordusu mu?
- Suriye’nin silahlı muhalifleri mi?
- Terör örgütleri mi?
- ABD ordusu, Fransız askeri mi?
- Kim, kim, kim?
Türk milletine bir seçenek gösterilsin!
Suriye devletine itiraz edenlerin bir seçeneği yok!
STATÜKO ARTIK KORUNAMAZ
Çatışmasızlık alanlarını korumak geçici bir çözümdü. Bu statüko sonsuza kadar sürdürülemez. Kaldı ki, varolan statükoyu sürdürmek isteyenlerin başında PKK/PYD/YPG var. Bölünmüşlüğü kalıcı hale getirmek, Türkiye için de tehdittir.
Şartlar olgunlaşmış. Suriye Ordusu ülkesindeki terörü bitiriyor ve Suriye’yi vatan bütünlüğüne kavuşturmanın eşiğine gelmiş. Artık son askerî harekâtlar gündemde.
TÜRKİYE’NİN BÜTÜNLÜĞÜ İÇİN TEK SEÇENEK
Bu durumda Türkiye’nin uygulayacağı tek bir siyaset vardır: Suriye ile el ele vermek, PKK/PYD/YPG dahil Suriye’deki terör örgütlerinin silahlarını yere atmalarını sağlamak, Suriye’deki bölünmeye son vermek, böylece Suriye’nin kuzeyinden ülkemize yönelen bölücü ve yobaz terörünü bitirmek, Türkiye’nin vatan bütünlüğünü güvence altına almak.
Tek seçenek budur. Türkiye’nin bütünlüğü için ikinci bir seçenek yok!
FELAKET SEÇENEĞİ
Diğer seçenek, Suriye’deki bölünmenin devamıdır, PKK’nın otorite alanlarına sahip olmasıdır, ABD’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyinde piyon örgütlerini kullanmaya devam etmesidir. İşte “felâket” kavramını kullanacaksak, felâket budur. Ama dahası var. Tayyip Erdoğan yönetimi, Beşar Esad düşmanlığında direterek Batı Asya’daki müttefikleri Rusya ve İran’dan kopacak olursa, karşılaşacağımız tehditler, daha büyük felâketlere yol açar. O zaman Türkiye, Doğu Akdeniz ve Ege’de yalnızlaşır. Mavi Vatanımız çok ciddî tehditlerle karşı karşıya gelir.
Ama şunu da kesinlikle belirtelim: Türkiye, felâket seçeneğini yeğlemez. O zaman Tayyip Erdoğan yönetiminden kurtulma seçeneği hızla Türkiye’nin gündemine gelir. Elbette demokratik yoldan.
TÜRKİYE’YE GÖÇÜ ÖNLEMEK
Suriye Ordusunun yapacağı askerî harekât nedeniyle bölge halkının Türkiye’ye göç edeceği kaygısı var. Bu kaygı elbette önemlidir. Ancak göçü önlemenin yolu da Suriye ile işbirliğidir.
Suriye-Türkiye-Rusya-İran devletleri ve orduları arasındaki işbirliği, harekâtın hızla kesin sonuç almasını sağlar. Dahası bu büyük güç karşısında terör örgütleri silah bırakmak zoruna kalır. Ayrıca yaşayan halka güvenceler verilir ve göç mümkün olduğu kadar önlenir.
Tayyip Erdoğan yönetiminin şu andaki siyaseti, göçü önlemiyor. Çünkü Terör Örgütlerini ve Silahlı Muhalifleri direnme konusunda cesaretlendiriyor. Harekâtın şiddet boyutunu kışkırtıyor. Dolayısıyla Suriye Ordusunun zaferinden sonraki göçü de büyütüyor. ABD ve Fransa’nın istediği de budur.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bugün Tahran Doruğunda Beşar Esad düşmanı bir çizgi izlerse, yalnız kalır ve göçü önlemeye değil, göçü büyütmeye hizmet eder. Ancak Astana Üçlüsü, Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda kararlı bir tavırda birleşince, silahlı direniş kırılır, böylece Suriye Hükümetinin bölgedeki kitleyi kucaklaması koşulları da yaratılır. Türkiye-İran-Rusya Üçlüsünün, Suriye Hükümeti üzerinde etkili olmasının yolu da budur.
SURİYE’DE BARIŞÇI ÇÖZÜMLERİ DESTEKLEMEK
Tayyip Erdoğan yönetimi, geçmişte ABD ve İsrail ile birlikte Suriye’de iç savaşa yol açan ayaklanmaları destekledi, açıkçası Suriye’ye terör ihraç etti. Bunu hesabını sormuyoruz, önümüze bakıyoruz. Ancak kuşkusuz o dönemden kalan bazı sorunları da görmek durumundayız. AKP iktidarı, işbirliği yaptığı çeşitli Suriye örgütlerini ortada bırakamıyor. Onları korumak istiyor.
Burada çözüm, o örgütlerin Suriye’de bir toprak parçası üzerinde egemenliklerini korumak değildir. Çözüm, Suriye hükümeti ile anlaşarak yaraları saracak önlemlerin alınmasını sağlamaktır. Zaten Suriye Hükümeti, bugünkü başarı noktasına aynı zamanda af uygulamalarıyla geldi. Bir kısım ÖSO birliklerinin de arkada kalan süreçte Suriye Ordusuna katıldığını biliyoruz.
TAHRAN MASASINDA TÜRKİYE SİYASETİ
Bizim Vatan Partisi olarak, Tahran Doruğuna katılan Sayın Cumhurbaşkanının dikkatine sunduğumuz öneriler şunlardır:
1. Türkiye, İran ve Rusya’nın oluşturduğu Astana Üçlüsü, Suriye’nin toprak bütünlüğünün en etkin, en hızlı, mümkün olduğu kadar derin yaralara yol açmayacak yöntemlerle sağlanması için Suriye Hükümeti ve Ordusu ile her alanda kararlı bir işbirliği uygulamalıdır.
2. PKK/PYD/YPG’nin teslim olması konusunda uygulamaya yönelik kararlı bir çözüm hayata geçirilmelidir.
3. Göçün önlenmesi amacıyla, Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütlerinin teslim olması ve Silahlı Muhalefetin de silahlarını bırakması için çok yönlü çalışma yürütülmelidir.
4. Suriye Hükümeti ve Ordusunun, af dahil geçmiş dönemin yaralarını saracak uygulamalara girişmesi için sonuç alıcı çalışmalar yürütülmelidir.
5. ABD ve İsrail’in Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindeki askerî varlığını, üslerini ve dayanaklarını temizlemek için, kısa, orta ve uzun süreli bir planda anlaşılmalıdır.