Tayyip’in üç büyük itirafı

BİRİNCİ İTİRAF: “Valiler, verdiğimiz talimatlar gereği PKK’ya operasyon yapmadı.”

İKİNCİ İTİRAF: “Cemaatteki (Fetullahçılar) kardeşlerimiz, şimdiye kadar bizden ne talep ettiler de yapmadık?”

ÜÇÜNCÜ İTİRAF: “İstanbul’a ihanet ettik. Bundan ben de sorumluyum.”

Soruyorum, terör örgütü PKK’ya yapılacak operasyonu emirle engellemenin bırakın kamu vicdanını kanatmasını, evsensel ve yerel hukuk önünde bir sorumluluğu yok mudur?

Keza Fetullahçılara her istediğini vermek yine aynı kapsamda değil midir?

İstanbul’a ihanet itirafına yasal müeyyide olmasa da ahlaki yönden bir sorumluluk yok mudur?

Bize göre Tayyip Erdoğan’ın arşivlerde mevcut olan sadece bu üç itirafı bile, 24 Haziran’daki seçimi kaybettirmeye yeterlidir.

ÇİLLER-YILMAZ-AĞAR!

Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve Mehmet Ağar.

Üçünü de yakından tanırım.

Üçünün de zihniyet olarak Tayyip ile uzaktan yakından alakaları yok.

Öyle iken üçü de geçmişte güya merkez sağın lideri iken şimdi Erdoğan’a destek veriyor.

Hakkını yemeyelim, Mesut Yılmaz diğer ikisinden farklı ama o da Saray’a gidip yemeğe katıldı.

Bu üç ismin Tayyip ile ilgili bugünkü tavır ve tutumları ise asla ülke için değil şahsidir.

Kiminin Susurluk derdi var, kiminin parasal hesapları.

Mesut Yılmaz’ı Rizelilikten, Mehmet Ağar’ı eskiye dayanan yakın arkadaşlıktan ötürü biraz olsun anlarım ama Tansu Çiller’i hiç anlayamıyorum.

Öyle, çünkü o Çiller 1989’de Boğaziçi Üniversitesi’ndeki odasında yaptığımız röportajda bana ilk sözü şu olmuştu ki arşivimde var:

- “Siyasete sadece ve sadece siyasal islamla mücadele için gireceğim. Ben o zehre karşı yegane panzehirim...”

Panzehire bak panzehire!

İŞTE ERDOĞAN’I DESTEKLEYENLER

- Birkaç gün önce, “Tayyip Erdoğan karizmatik lider” diyen Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Katzias.

- Münbiç ve Kandil konularında Ankara ile anlaşıp, Rıza Sarraf davası kararını açıklamayan ABD!

- Tayyip’i seçim yapılmadan şampiyon ilan eden Büyük Britanya ile derin medyası.

- Seçim sonuçlarını beklemeden Tayyip’i Almanya’ya davet eden Merkel!

- Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanını Londra’da bağrına basan uluslararası Siyonist tefeci baronlar.

- Türkiye’deki Barzani’ye bağlı aşiretler.

- Susurlukçu Tansu Çiller ile Mehmet Ağar!

BİR OY VE ERDAL İNÖNÜ!

Sakın bir oy ile ne değişecek demeyin, zira bütün yazlıkçılar-tatilciler aynı şeyi söylerse geçmişler ola.

Bu itibarla ne olur, üşenmeyin ve mutlaka seçim bölgenize dönüp oyunuzu kullanın.

Eğer bunu yapmazsanız, bu ülkeye olan borcunuzu ödememiş olursunuz.

Bir oy deyince geçmişten gülümsetecek bir anımızı aktaralım:

1991 Genel Seçimlerinde Erdal İnönü ile Gaziantep’teyiz.

SHP seçim otobüsü şehirde kalabalığın içinde ilerlerken şöför Yalçın’ın panikle sesi duyuldu:

- “Çekil be adam ezileceksin, çekil...”

Erdal İnönü anında şu karşılığı vermişti:

- “Dur Yalçın, ezme adamı. Bir oy, bir oydur...

2 TRİLYON KAYIP

1923-2002 arası devletin harcadığı kaynak ya da para toplamı 734 milyar dolardır.

Ki o kaynakla bu ülkeye Tüpraş’tan Petkim’e, Demirçelik’ten Çimento fabrikaları ve onlaraca baraja kadar abartısız yüzlerce eser kazandırıldı.

2002-2017 arası devletin harcadığı para ise 2 trilyon 94 milyon dolardır... Bu dönemde devletin yaptığı yatırım toplamı ise sadece 80 milyar dolardır...

Soru şu: Kayıp olan 2 trilyon 14 milyar dolar nerededir?