Tokat’ta hortlatılan Mustafa Sabri 1927’de neler yazmıştı
O hain adamın adını Tokat’ta bir okula verdiler ya... Bu yeni bir ihanet değil. 2007’de adına vakıf kurmuşlardı. O günlerde Mustafa Sabri denilen bu haini, Güneş Gazetesi’ndeki köşemde yerden yere vurmuştum.
Türk yurdu Tokat’ta bir Türk düşmanı adına vakıf kurmak, bu haini yüceltmek de ne oluyordu?
Tepki artınca geri adım atılmıştı.
O, işgalci emperyalistlerle işbirliği yaparak ülkesine ihanet eden okumuşlar kesimindendi. Anadolu’da başlatılan Kurtuluş Savaşı’nı boğmak için padişaha baskı üstüne baskı yapan bir düşman propaganda elemanı gibi çalışmıştı. Bunun gibi hainlerden oluşan 150 kişi, yeni Türk devleti tarafından sürgüne gönderilmişlerdi... Yani Mustafa Sabri ünlü “Yüz Elilikler” listesinin tepesinde bulunan isimlerdendi. Aslında Türk kökenli olan Mustafa Sabri, Arapçı zihniyetle yetiştirildiğinden Türk düşmanı olup çıkmıştı. Bu adam Türkleri, “Allah’ın kahrettiği, kötü, yok olmuş ahali” olarak aşağılıyor. Kalan az kısmı ise yırtıcı hayvana benzetiyor. Sürgün olduğu İskeçe’de 1927 yılında yazdığı şiirde bunlar var:
“Badema; şahit olsun işte cihan
Yalnız Müslüman ve insan
Olarak kalmak üzere, Türklükten,
Şeref ve izzetimle istifa ediyorum
Allah’ın huzurunda!...
Oh, hürriyetim tamam işte!...
(...)
Çoğu makhur ve münderis ahali;
Azı kahir ve müfteris hayvan
Denecek kavme intisabı nasıl
Red ve inkar ederse, elhasıl
Ben de ayniyle reddedip Türk’ü,
Tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme
Beni Türk milletinden addetme”
(Badema: Bundan sonra. Makhur: Allah’ın kahrettiği; aşağılanmış olan. Münderis: İzi, nişanı kalmamış olan. Müfteris: Yırtıcı. Kahir: Zorlayıcı. İntisab etmek: Bir yere bağlanmak. Elhasıl: Kısacası. Addetmek:Saymak.)
SÜNNİ DİN ADAMLARI BÖYLE
Tarih acı bir gerçeği gösteriyor: Yüksek düzeydeki Sünni din adamları, tarih boyunca emperyalistlerin propaganda elemanı gibi çalıştılar. İslam dünyasının her yerinde... Bugün de aynı çizgi devletlerin tepesine çöreklenmiş halde. Suudi Arabistan kaynaklı şu haber bunu en açık biçimde gösteriyor: “Suudi Arabistan Müftüsü ve Ulema Heyeti Başkanı Abdülaziz Al-i Şeyh verdiği fetvada Hamas hareketini terör örgütü ilan etti. İsrail’le savaşmanın caiz olmadığını belirtirken Hizbullah’a karşı İsrail ordusuyla iş birliği yapılabileceğini de savundu.”
Görüyorsunuz, adam güya Müslümanlara yol gösteriyor. Ama yaptığı ABD’ye ve İsrail’e hizmet... Müslümanların Ortadoğu’da sömürgecilere karşı direnişini kırmak için böyle haince görüşler ortaya atabiliyor. Görüyoruz ki Kutsal Topraklar’a hükmedenler Türkiye düşmanları ile el ele gidiyor...
Artık İslam kardeşliği veya mezhep dayanışması diye bir şey kalmamıştır. Bu ajanlaşmış adamların elinden İslam dinini kurtarmak, aslında daha alt düzeydeki din adamlarımıza, özellikle de imamlara düşüyor. İmam kardeşlerimiz Arapçılık’ı bırakıp Türk töresine sarılırlarsa bu açmaz kolayca kırılacaktır.
***
Bir sözümüz de Memur Sen denilen sendikanın başındaki Ali Yalçın’a: Efendi, milletine ihanet eden, Kurtuluş Savaşı’na karşı çıkan Mustafa Sabri’ye arka çıkarak yerini belli etmiş oluyorsun. İslam dinini sömürgecilere hizmet etmek için kullananlarla aynı yolda yürümekten utanmıyor musun?
ODATV’ye TARİH NOTU: Çarşamba günkü haberde, ODATV, Mustafa Sabri’yi, Atatürk hakkında idam kararı veren Osmanlı şeyhülislamı olarak tanıttı. Mustafa Sabri her türlü hainliği yaptı ama o kararı veren isim Şeyhülislam Dürrizade Abdullah’tır. Dürrizade’nin Kuva-yı Milliyecilerin katledilmesini dinin gereği sayan 5 Nisan 1920 tarihli fetvasına dayalı olarak da Kürt Mustafa (Nemrut Mustafa) Paşa başkanlığındaki askeri mahkeme idam karını almışt ır. Tarih de 11 Mayıs 1920’dir. (Ayrıntılar ve fetvalar “Muaviye’den Erdoğan’a DİN VE SİYASET” adlı çalışmamızda bulunuyor.)