22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Troyalı Ayneyas, Roma İmparatorluğu’nu kuracaktı

Yaşar Atan

Yaşar Atan

Eski Yazar

A+ A-

“Latin ozan “Vergilius; birçok tarihçiye ve sanatçıya konu ve esin kaynağı olan Aeneis adlı destanını bitiremedi.

Bu destan; Troya yakılıp yıkıldıktan sonra, Troyalı Ayneyas’ın yeni bir krallık kurmak üzere giriştiği İtalya yolculuğunu anlatıyordu. Böylece Vergilius; Roma İmparatorluğu’nun geçmişini Troya’ya dayandırmakla, Batı uygarlığının, Anadolu uygarlıklarından kaynaklandığını çok belirgin olarak ortaya koymuş oluyordu...”

Gerçekten de iyi yürekli Troya kralı Priyamos, Ayneyas’ın amcası olurdu. Çoban Anhises de Ayneyas’ın babası... Ayneyas’ın çocukluğu, amcası kral Priyamos’un ünlü oğulları Hektor ve güzel Helena’yı Yunanistan’dan kaçırıp getiren Paris’le birlikte geçti...

TANRILAR BİLE ONUN KAVALINI DİNLERDİ

Ayneyas’ın babası Anhises; eskilerin İda Dağı dedikleri Edremit yakınlarındaki binbir pınarlı Kazdağları’nda çobanlık ediyordu. Sürülerini otlatırken sık sık kavalını çalar, ezgiler söylerdi. Bunları duyan o güzelim ormanların geyikleri, ayıları, hatta bu dağların doruklarına konuşlanıp Troya’daki savaşları çıkarlarınca yönlendiren tanrılar bile ona kulak kesilirlerdi...

Troyalı Ayneyas, Roma İmparatorluğu’nu kuracaktı - Resim : 1

Paris, güzel Helena ve Hektor (ayakta)

Kazdağları’nın eteklerinde koyunlarını, sığırlarını otlatırken onun kavalıyla yaktığı ezgileri dinleyen güzellik tanrıçası Afrodit de, onu büyük bir tutkuyla sevmeye başladı. Bir tanrıçanın ölümlü birini sevip onunla aşk yaşaması sık görülen birşey değildi. O yüzden çoban Anhises’e olan tutkusunun başını döndürdüğü bir sırada tanrıça Afrodit, bütün kadınsı hünerlerini kullandı onunla birlikte olabilmek için!.. Tanrılar Ülkesi Olimpos’tan inip Kıbrıs’taki tapınağına gitti apartopar. Orada letafet tanrıçaları Harites’ler, onu bir çoban kızı gibi birgüzel giydirip kuşattılar... Artık bir bayram günündeymiş gibi süslenip püslenen aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit, doğruca çoban sevgilisi Anhises’in yaşadığı Kazdağları’na gitti. Onu çok iyi tanıyan ve seven kurtlar, ayılar, geyikler de hemen bir çeşit “hoş geldin alayı” oluşturdular; ardına takıldılar! Tanrça Afrodit çok sevdiği binbir pınarlı Kazdağları’ndaki bütün bu canlıların üstüne aşk kıvılcımları saçtı... Onlar da hemcinsleriyle hemen dağılıp ağaçlar arasında gözden kayboldular...

TANRIÇA AFRODİT KAZDAĞLARI’NA GELDİ

Sonra da Afrodit, bütün alımlılığıyla salına salına çoban Anhises’in eğreti kulübesine girdi. Buncasına güzel bir kızı aniden karşısında gören Anhises de haliyle çok şaşırdı. Gözlerini ovalaya ovalaya kendine geldikten sonra, böylesi bir güzelliğin ancak tanrıçalarda olabileceğini söyledi konuğuna. Köylü bir gençkız kılığındaki tanrıça Afrodit de, onun bu sözlerini yalanlamaya çalıştı: “Ben sıradan bir kızım,” dedi tanrıça Afrodit. “Troyaca dilini bilmemin nedeni, sütannemin Troyalı olması yüzünden... Birgün gençkızlar korosunda şarkı söylerken tanrı Hermes beni büyüleyip bu dağa bıraktı ve bu dağda Anhises adlı bir çobanla evlenmemi istedi. O sensen, beni al; güzel çocuklarımız olsun!..”

Bu sözlerden sonra Anhises’le birlikte geçirdikleri gecenin sabahında Afrodit, çoban sevgilisine; “Ben tanrıça Afrodit’im,” diye gerçeği açıklamaya başladı. “Ama korkma; benden doğacak erkek çocuğun bakımını beş yaşına dek Kazdağları’ndaki perikızları üstlenecek. Ve o çocuk ilerde büyük bir halkın; Romalıların atası olacak! Ama sakın bu birlikteliğimizi başkalarına söyleme! Yoksa tanrıça Hera hem çocuğumuzun, hem de senin başına binbir kötülük yağdırır!..”

ÇOBAN ANHİSES DİLİNİ TUTAMADI

Ne var ki bir süre sonra çoban Anhises; bir sohbet toplantısında dostlarıyla yarenlik ederken dilini tutamadı; tanrıça Afrodit’le Kazdağları’ndaki çoban kulübesinde güzel bir gece geçirdiğini ağzından kaçırıverdi!.. Bu açıklamayı anında duyan tanrıça Afrodit de, haliyle küplere bindi öfkesinden: Hıncını almak için onu anında hem kör etti, hem topal!

Troyalı Ayneyas, Roma İmparatorluğu’nu kuracaktı - Resim : 2

Tanrıça Afrodit ve oğlu Ayneyas, Kazdağları’nda

.Bununla birlikte Afrodit; bu ölümlü çobandan doğurduğu oğlu Ayneyas’ı her zaman; özellikle Troya savaşları sırasında hep esirgeyip korudu... Bir keresinde Ayneyas, Yunanistanlı yağmacı orduların en ünlü savaşçılarıyla çarpışırken çok ağır yaralandı.

Troyalı Ayneyas, Roma İmparatorluğu’nu kuracaktı - Resim : 3

Tanrıça Afrodit, yaralı oğlu Ayneyas’ın yanında

Bunun üzerine Afrodit, tanrı Apollon’un yardımıyla onu apartopar savaş meydanından uzaklaştırdı! Hatta bu çatışma sırasında yaralanan kendi elinden bile tanrısal kanlar aktı!… Apollon ve diğer tanrılar, Ayneyas’ın biran önce iyileşmesi için elbirliği ettiler. Çünkü onun ölmemesi gerekiyordu...Tanrı Poseydon da zaten cümle aleme açıkladı bunu:

“Yazgısı kurtulmaktır Ayneyas’ın.

Tohum ekmeden, iz bırakmadan ölmeyecek o!

Güçlü Ayneyas kral olacak Romalılara,

Ve kral olacak çocuklarının çocukları da!..”

On yıl süresince Yunanistan’dan gelen yağmacı ve işgalci ordulara geçit vermeyen Troya surları; içi asker dolu hileli o ünlü Tahta At’ın bir tanrı armağanı olduğu gerekçesiyle kente alınmasıyla düştü… İşte Troya yağmalanıp yakıldığı bu sıralarda tanrılar; çoban babasını da yanına alıp İtalya’ya doğru yelken açması ve orada yakılıp yıkılan Troya’nın eşi olacak yeni bir krallık kurmasını buyurdular Ayneyas’a. Bu yüzden Ayneyas, daha yeni yeni ellenip ayaklanan oğlunun elinden tuttuğu ve babası kör ve sakat Anhises’i de sırtına aldığı gibi, doğruca Kazdağları’na sığındı. Tanrıça Atena’nın birzamanlar gökyüzünden Troya’ya düşen Palladyon adlı tahtadan heykelini de yanına almayı unutmadı!

Troyalı Ayneyas, Roma İmparatorluğu’nu kuracaktı - Resim : 4

Ayneyas, babası ve çocuğuyla Kazdağları’ndan ayrılırken

Sonra da bir yelkenliyle, Yunanistanlı kral Odisseus’un savaş sonrası ülkesine dönüşü sırasında gemisiyle izlediği aynı yolu izleyip Sicilya’ya yaklaştı. Tam sahile çıkacakken babası sakat Anhises yorgunluktan son soluğunu verdi... Bu arada kopan ürkünç bir fırtına, onu tek başına, Kartaca kıyılarına sürükleyip götürdü! Kartaca kraliçesi güzel Alissa da, kumsalda baygın baygın yatarken gördüğü bu yabancıyı, büyük bir konukseverlikle konağına alıp götürdü... Yaralarını iyileştirdi. Giydirdi kuşattı. Haliyle Ayneyas da Troya’da olup bitenleri, bu yolculuk sırasında başından geçenleri bir bir anlattı güzel Alissa’ya...

Ve Ayneyas güzel Alissa ile günlerini geçirmeye başladı...

oOo

Mitolojiyle ilgilenen okurlarımız için son çıkan kitabımız:

Troyalı Ayneyas, Roma İmparatorluğu’nu kuracaktı - Resim : 5

HOMEROS’UN İZİNDE – İLYADA ÖYKÜLERİ

(Boyalı Kuş Yayınları)