AMATEM’e başvuran 3 ay sıra bekliyor
‘Üç ay bekleyemezler! Eroin kullanan biri üç ayda altın vuruş yapabilir. Ardından süper manşetler... Ne olacak? Bunları okuyup geçeceğiz!’
FARELİ KÖYÜN KAVAL SESİ BONZAİ - 3
Irmak Mete
[email protected]
Uyuşturucu/uyarıcı maddeyle mücadelenin önemli ayaklarından biri de tedavi süreci. Ancak Türkiye’de bunun için yeterli olanak yok. Bağımlılık denildiğinde akla Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma Tedavi ve Eğitim Merkezi (AMATEM) geliyor. Ya da Çocuk Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi (ÇAMATEM)... Ancak bir bağımlının tedavi olmak isteyerek buralara gitmesi halinde yatış için uzun süre beklemesi gerekiyor. Bu süreçte madde bağımlısı vazgeçebiliyor ya da bağımlılık daha ileri bir aşamaya geçmiş olabiliyor. Maddi durumu yerinde olanlar ise pahalı özel hastanelerdeki birimlere gidebiliyor. Bağımlı Yaşam Evleri Gönüllüleri Derneği (BAYEV) bu alanda çalışmak için kurulmuş. Derneğin genç başkanı Nurşah Alagöz’le tedavi olanaklarını konuştuk:
| Sizi tanıyalım. Nasıl çalışma yapıyorsunuz?
Daha önce bir dergide çalışıyordum. Her ay toplumsal bir konu işliyorduk. O dönem bonzai ile ilgili haberler patlak vermişti. Yoğun olduğu bölgelere gittik. İlk deneme 13-14 yaşları deniyor ama biz buralarda 7-8 yaşındaki çocukların da madde kullandığına şahit olduk. Orada 18’ine bir ay kalan bir kız çocuğuyla karşılaştık. Onun hayat hikayesini dinleyince bir rehabilitasyon merkezi kurmaya karar verdik. Yurtdışında rehabilitasyon, yaşam evleri var. Bizde sadece ANATEM, ÇAMATEM ve özel hastaneler var.
MEVZUAT BİLE YOK!
Birkaç arkadaş başvuru için Aile Sosyal Politikalar Bakanlığına gittik. Şu cevabı aldık: bağımlılıkla ilgili bir rehabilitasyon merkezi mevzuatı yok. Biz de araştırdık ve dernek kurmaya karar verdik. Hem bilinçlendirme çalışması yapalım, hem rehabilitasyon çalışması yapalım. Böylece 2014’te derneğimizi kurduk. Yaşam evinde hem çocuk, hem de ailenin iyileşmesi hedefleniyor. Psikologlarımız görüşüyor. Atölyelerimiz var. O yaşam evinden donanımlı, meslek sahibi ve farkındalık sahibi olarak çıkması hedefleniyor. Hatta ailenin durumu da yeterliyse aynı çevreye dönmemeli.
| AMATEM ve ÇAMATEM’de nasıl bir tedavi var?
Buralarda daha çok medikal tedavi uygulanıyor. Bize gelenlerden dinledik. Hepsinin yolu hayatlarında bir ya da iki kez buralardan geçmiş. Bir sonuç alamamışlar. Bağımlılık tedavisi çok komplike bir iştir. Medikal tedavi de rehabilitasyon da psikolojik destek de gerekli. Eski kullanıcıların destek vermesi de önemli. Biri olmayınca aksama yaşanıyor. Devlette sıra gelmiyor. 3-4 ay beklemeleri gerekiyor. Sadece acil durumda gittiyse hemen tedaviye alınıyor. Medikal tedavide, yoksunluk aratmayacak ilaç kullanıyorlar. Biraz psikolojik destek aldıklarını da söylüyorlar. Aktivite alanları var. Kişi 15 gün kadar kalıyor. Birinin bağımlılığı bırakmasından sonra beyninin normale dönmesi bile aylar sürer. Yoğunluk fazla, hastane yetersiz, sayılar artıyor, elemanlar da eksik kalıyor. Buraya bakınca görüyoruz ki eksik birşeyler var.
‘MÜDAHALE AİLE HEKİMİNDEN BAŞLAMALI’
| Uyuşturucuyla mücadelede devlet olanakları ne kadar kullanılıyor?
Bırakın devlet hastanelerini, mahallelerde bulunan aile sağlığı merkezindeki hekimlerin bile bağımlılıkla ilgili bilinçli olması gerekir. Aile hekimleri o aileye ne kadar hakim? AMATEM ve ÇAMATEM’de yatak kapasitesi yeterli değil.
Üç ay bekleyemezler! Eroin kullanan biri üç ayda altın vuruş yapabilir. Ardından süper manşetler! Ne olacak? Bunları okuyup geçeceğiz. Milletvekilliği 18 yaşa iniyor ama o köprüaltında yatan çocukların yaşları da o kadar. Kurtarılmış bir gençliğimiz olacak ki bizi temsil edebilsin. Ama bu çocuklar giderek ölüyor. Kendilerini bile temsil edemiyorlar.
| Madde kullanmış biri nasıl belli oluyor?
Gözbebekleri büyüyor. Zombi hali denilen halde olabiliyor. Ya da aşırı enerjik olabiliyor. Yemek, özellikle tatlı yemek isteyebiliyor. Aileler bazen anlayamıyor. Bize tedaviye gelenler bile en olmadık yerlerine maddeyi saklayarak geliyor. Eşofman iplerinin olduğu kanala koymuş mesela.
| Size başvuranların yaş grupları hakkında bilgi verebilir misiniz?
15’le 40 yaş arası diyebiliriz. Son bir yılı çıkardığımızda binin üzerinde kişi bize başvurdu. Sakarya, Antalya, İstanbul, gelenler ağırlıkla bu illerden.
Genel olarak madde kullanımı konusunda sağlıklı bir sayısal veri yok. Bir şeyin miktarını bilmezsek neyle uğraştığımızı da bilmeyiz. Kaç bağımlı var? İstatistikler çıkıyor ama adli vakalardan, hastane başvurularından çıkıyor. Halbuki başvurmayanlar da var.
‘BAĞIMLILIK BİR BEYİN HASTALIĞI’
| Madde vücuda nasıl tahribat veriyor?
En büyük tahribatı beyine veriyor. Zaten bağımlılık bir beyin hastalığı diyoruz. Ömür boyu devam ediyor. Nüksetme tehlikesi var. Örneğin ‘metanfetamin’ maddesi, çene kaslarının erimesinden dişlerin dökülmesine, cildin yaşlanmasından saç dökülmesine kadar etkiler bırakıyor. Alıştıktan sonra eroin yoksunluğu ciddi krizlere yol açıyor, kişinin ciddi eklem ağrılar başlıyor, uykusuzluk, titreme, ateş oluyor.
| Sizce yasal yaptırımlar yeterli mi?
Bir çocuk ya da genç madde kullandı. Hapse atılsın, cezası artsın deniyor. Cezaevlerine kapattınız. Çıkınca ne yapacaklar? Gidip yine kullanacaklar. Tecrit çözüm değil. Önemli olan beynini temizlemek. Boşlukları nasıl dolduracağını öğrenmeli. Ufak yaşta bir çocuk tek başına torbacı olamaz. Burada çocuklar kullanılıyor. Bir hastam şunu söylemişti: Çocuklar araç, gençler hedef. Şimdi hedef değişmeye başladı. Çocuklara kaymaya başladı. Raporlarda ilk kullanım 15-16 deniyor. Ama 2014’te 8 yaşında bir çocuğun madde kullandığını gördüm. Yani ‘erken yaşta kullanılmıyor’ denemez.
‘TÜRK FİLMİ DEĞİL GERÇEK HAYATLAR’
| Ekleyeceğiniz bir şey var mı?
Gerçek hayat hikayeleri paylaşıldığında insanlara Türk filmi gibi geliyor. En acısı da bu. Bunlar ne yazık ki yaşanan şeyler. Senaryo hep aynı. İçinden şanslı olanlar kendilerini kurtarıyor. Ailenin, eğitimcilerin, medyanın bu konuya çok dikkat etmesi gerekiyor. Medyada birçok kişi bu konuyla ilgilenmeye çalışıyor. İstedikleri şey şu: bize çarpıcı bir hayat hikayesi bulun. Tamam seni anlıyorum, dikkat çekmen lazım ama ihtiyaç bu değil. Artık güçlü bir ses oluşturup çözüme gitmek istiyor. İnsanların ihtiyacı olan şey çözüm ve bir umut ışığı.
‘ÇOCUK FARKINA VARMADAN ÇANTASIYLA OKULA SOKUYOR’
| Bir genç ya da çocuk maddeye nasıl ulaşıyor?
Ailelerin ve gençlerin anlattığı bir yöntem var. Torbacılar, ufak çocukların çantalarına onlara hissettirmeden maddeyi koyuyorlar. Daha büyük çocuklar ‘Mavi çanta ya da şu tipteki çanta’ diye tarif edilen çantaya ulaşıyor. Böylece küçük çocuk farketmeden maddeyi okula sokmuş oluyor. Başka bir olay anlatayım. Bir mahallede balkon altında bir ağaç var. İki kişi geliyor. Ağaca poşetle bir şey bağlıyor. Arkadan malı kim sipariş ettiyse o gelip ağaçtan söküp geri gidiyor.
Bir hastamız 10 yaşında ufak ufak madde kullanmaya başlamış. ‘Nasıl temin ettin’ diye sorduğumuzda şunu söyledi; ‘Sıra arkadaşımın babası torbacıydı.’ İnsanlar kendi çocuklarını da alıştırıyor. Bir kızımız sevgilisi aracılığıyla maddeye başlıyor. Yeni çıkmış bir madde, internet sitesinden evlerine kadar kargoyla geliyor. Zayıflama ilacı adı altında bir şekilde maskelenerek geliyor.
| Madde kullanımı hangi kesimde ağırlıklı görülüyor?
Önceden maddi durumu yetersiz aileler, aile sorunu olan çocuklar diyebilirdik ama artık net ayrım yapmak zor. Ülkede genel bir mutsuzluk var. Boşluklarımızı dolduramıyoruz. Boşluklar çoğalıp, yerine doğru şeyler dolmayınca bunu yaşıyoruz. Öyle profillerle karşılaştık ki bir kıstas yapmayı doğru bulmuyorum. Çünkü herkes hedef. Çünkü burada bir ticaret ve sıcak para var.
‘ÇOCUĞUNUZUN HARÇLIĞI BİRDEN ARTARSA DİKKAT!’
Hasan Bayraktar, sigara, alkol ve kumar bağımlılığını bıraktıktan sonra başkalarına da örnek olmak için kolları sıvamış. Bu amaçla İstanbul’un en eski semtlerinden Balat’ta Maviay Derneği’ni kurmuş. Dernek Başkanı Bayraktar, altında ATV aracıyla sokak sokak dolaşıyor. Özellikle aileler ve çocuklara bağımlılığı anlatıyor. Semtin her tarafına derneğin afişlerini asıyor, el broşürleri dağıtıyor. Bayraktar, Balat’ta tek başına yaptığı çalışmaları anlattı:
“Yetişkine gidiyorum, içkiyi sigarayı bırakmak için hep bahaneleri var. Farkettim ki buna hiç başlamamak önemli. Ben de çocukları bilinçlendirmeye karar verdim. Önce bir etüt merkezi kurdum. Ama merkezi kapatmak zorunda kaldım. Şimdi de bir ATV motorum var. Cihazımı takıp anons yapıyorum. Çocuklarla ailelerle konuşuyorum. Aileye şunu diyorum; ‘Çocuk harçlığının 3-5 liradan 15 liraya çıkarılmasını istiyorsa, dikkat et, maddeye para yetiştirmeye çalışıyor olabilir. Çocuğun arkadaşları varken birden arkadaş grubunu değiştiriyorsa, çocuğun gözü kırmızıysa, çok durgunsa, derslerinde düşüş varsa ilk evreler olabilir. Bu konuda uyarıyoruz. ÇAMATEM’e yönlendiriyoruz.
“AMATEM’e gitmek istemeyenler oluyor. Çünkü AMATEM’in bahçesinde bile satış yapılıyormuş. Bir madde bağımlısı anlattı; ‘Telefon numaramı ağaç kovuğuna sokuyorum. Torbacı numaraları topluyor. Kim kaç liralık istiyorsa aynı yere dağıtıyor.’ Bakar mısınız sanki ilaç dağıtıyor.
“Balat’ta her köşe başında madde kullanan çocuk görebiliyorsunuz. Aileler satıcılara bir şey yapamıyor. Pasifler, korkuyorlar. Torbacıları görüyorum. Beni görünce elindekini saklayıp, ‘çok güzel iş yapıyorsun ama benim de işim bu’ diyor. Ceza ağır değil ki. Yakalanınca ‘ben içiciyim’ diyor.”
‘TÜRK GENÇLİĞİNİ YOK ETME POLİTİKASI’
“Torbacı çocuğu ‘anakuzusu’ diye aşağılar ki içsin. Önce bedava verir, sonra para ister. Bonzai uyuşturucu değil, zehir. Bu Türk gençliğini yok etme politikasıdır. Devlet el atmalı. İki üç AMATEM var diye devlet kenara çekilemez. Bir dönem nasıl her mahalleye Verem Savaş Dispanseri açıldıysa öyle merkezler açmalı. Anaokulundan bu işi anlatmaya başlayacaksın.
YEŞİLAY’A SİYASET BULAŞTI
“Yeşilay’ın gönüllüsü oldum. Muharrem Balcı zamanında iyidi. Sonra işin içine siyasiler girdi. Sayın Cumhurbaşkanının kızı Esra Hanım da yönetime girdi. Sonra milletvekili gitsin, bakanlar gelsin, Sepetçiler Kasrı bir karşılama yerine döndü. Bir gün çocuklar için balon istedim, vermediler. Ben de kızdım ve ayrıldım. Sonra Mavi Ay’ı kurdum.”
Yazı dizisinin 1. bölümü: 8 bin torbacı 200 bin içici
Yazı dizisinin 2. bölümü: Bireycilik arttıkça maddeye alan açılıyor
Yazı dizisinin 4. bölümü: Bütün hayatını bir saniyeye değişme!