08 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bireycilik arttıkça maddeye alan açılıyor

Madde kullanan ya da kullanmaya aday gençleri tanımak için bağımlılık alanında çalışan Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Defne Tamar Gürol’la görüştük

Bireycilik arttıkça maddeye alan açılıyor
A+ A-
Irmak METE

FARELİ KÖYÜN KAVAL SESİ: BONZAİ - 2

Irmak Mete
[email protected]

Madde kullanan ya da kullanmaya aday gençleri tanımak, ailelerin üzerine düşen görevleri ortaya koymak için bağımlılık alanında çalışan Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Defne Tamar Gürol’la görüştük. Bağımlılık Tanı ve Tedavi Merkezi (BATEM)’in de kurucusu olan Gürol, uyuşturucu kullanımını hepimizin bildiği bir masalla örneklendiriyor: Fareli Köyün Kavalcısı... Gürol’un sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

| Uyuşturucu/uyarıcı madde kullanımı neden gençlerde bu kadar yaygın?

Gençlik dönemi çok kırılgan ve hassas bir dönem. Genç, anne babasıyla o çocuksu bağlardan kopacak ki birey olsun. Bu dönem gençlerin anne babalarını küçümsedikleri, beğenmedikleri bir dönem. Bunu yapmak zorundalar çünkü onlardan başka türlü ayrılmalarının imkanı yok. Çocuksu bağlardan nasıl ayrılacak, biraz öfkeli, biraz asi bir tutum içinde olmak zorunda. Bu evre hem biyolojik, hem psikolojik olarak kırılgan bir evre. İnsan gelişiminin doğal dönemeçlerinden biri. Bazı gençler için daha sancılı oluyor.

Gençlik dönemi birçok şeyin ilk kez denendiği dönem. İlk kez kız arkadaşı, erkek arkadaşı oluyor. Arkadaşlarıyla aileden ayrı sinemaya gidiyor. İlk kez kafede oturuyor. Maddenin etkilerine karşı yeteri kadar bilgiyle donanımlı değilse, merak ettiği şeylerden biri oluyor. İlk alkol kullanımı, ilk madde denemesi bu yaşlarda oluyor. İlk madde kullanım yaşı düştükçe, bağımlılık gelişme riski de artıyor.

‘HEDEFLERİ OLMALI AMA TEOG GİBİ DEĞİL’

| Madde kullanımı neden bu dönemde arttı?

Çünkü değerler sisteminde bir farklılık var. Çocuklar büyürken fedarkarlığı, dürtülerini ertelemeyi, vazgeçmeyi, iyilik yapmayı, iyi olmayı öğreniyorlar mı? Bunları öğrenmedikleri için bağımlı oluyorlar demiyorum. Değerler sistemini altüst eden bu postmodernizm çağında bireycilik, kişisel haz, kişisel başarıya odaklanmış bir birey için madde, biyolojik olarak arayıp da bulamadığı bir şey. Çaba harcayarak, ürün çıkartarak elde ettiğimiz hazzın biyolojik bir sonucu var. Ödül merkezinden dopamin salgılanıyor ve bir haz alıyoruz. Ama öbürü ne yapıyor? Gidiyor bir maddeyi kullanıyor ve seninkiyle karşılaştırılmayacak bir dopamin salgısıyla karşılaşıyor. Asıl bağımlı olunan şey o. Kısa yoldan kolayca ulaşıyor. O sırada bir olumsuz sonuçla karşılaşmıyor. Giderek bu pekişiyor ve bağımlılık gelişiyor.

| Bir gencin bu hazza ihtiyacı olmaması için yerini neyle doldurmuş olması gerekiyor?

Gençlerin doyum sağlayacakları başka alanlar oluşturulmalı. TLB’nin ‘yaşa’ kampanyası önemliydi. Bilim, sanat, spor, tarih... Aslında başka yollarla bu doyum doğal olarak sağlanıyor. Mesele, bu olanaklara ulaşıp ulaşmamak.

Gençlik döneminde kendilerini geliştirdikleri birtakım ergen gruplarında olmak bu ihtiyacın doğmasını önler. Bir takım ülkülerinin, hedeflerinin olması da... Ama TEOG gibi hedefler değil.

| Risk faktörleri neler?

Herkes bağımlı olabilir. Bazı riskli durumlarda madde kullanmaya geçmeden müdahale mümkün olabilir. Örneğin dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, davranış bozukluğu gibi durumları olan çocuklar eğer tedavi edilmezlerse bağımlıklık gelişmesi ihtimali artar. Örneğin hiperaktivite bozukluğu olan bir çocuğa müdahale edilmezse, derslerden kopar, akademik başarısı düşer, giderek arka sıralara atılan bir çocuk haline gelir. Okulla bağı gevşer. Sonuçta kendini, daha haylaz bir alt grubun içinde bulur. O grubun içinde madde kullanma riski artar.

Ailede bağımlı bir bireyin varlığı genetik bir yatkınlık oluşturmaktadır. Çocuğun içinde bulunduğu ailenin özelikleri önemlidir. Aile içinde iletişimin yeterli olmaması, aile içi şiddet, anne baba denetiminin çok gevşek ya da aşırı sıkı olması... Erkeklerde madde kullanımı daha yaygındır. Çünkü kız çocuklarının üzerinde daha fazla denetim vardır.

Akran grupları risk etmeni de oluşturabilir koruyucu etmen de olabilir. Ergenlik döneminde akran etkisi artar. Toplumsal normların benimsendiği gruplarda, ergen de bu normları benimser. Tersi durumda madde kullanımı da dahil ama bununla sınırlı olmayan davranışlar benimsenebilir.

| Peki koruyucu faktörler neler?

Aile bağlarının kuvvetli olması. Okulların gençlere doyum sağlayacak olanaklar sağlaması; belediyelerin spor, sanat, oyun parkları gibi olanaklar sağlaması, devletin madde kullanımını önleme, tedavi ve rehabilitasyonuna yönelik sağlam bir politikasının olması...

‘MADDEYİ SEÇMEK HAYATINDAN VAZGEÇMEK’

| Madde kullanımının evreleri neler?

Herkes önce merak eder, dener. Hiçbir madde tek kullanışta bağımlılık yapmaz. Sonra bir kısmı devam etmez. Bir kısmı ara sıra karşısına çıktıkça kullanmaya başlar. Madde kullanmak sosyal çevrede de bir değişiklik yaratır. Madde kullananlar ‘herkes kullanıyor’ der. Evet onun etrafındaki herkes kullanıyordur. Çünkü madde kullananla, kullanmayan bir arada olamaz. Madde etkisinde olmayan biri için madde etkisinde olan birinin yanında durmak çok sıkıcıdır. Tam tersi madde etkisindeki kişi de yanında ayık birini istemez. Giderek kullananlarla bir çevre oluşmaya başlar.

Bazıları için bu süreç devam eder. Öyle bir noktaya gelir ki artık normal hissedebilmek için, herhangi bir şey yapabilmek için madde kullanmaya başlar. Bu bağımlılık evresidir.

Hayatımız seçimlerden oluşuyor. Madde kullanmayı seçmek hayattan vazgeçmek demektir. Mesela 25 yaşına geldiğinde bir bakıyorsun, senin yaşıtların meslek sahibi olmuş, hayatta kendilerini var edecek birşeyler yapmış. Sen lise diplomanı bile alamamışsın, bir meslek edinememişsin. 50 yaşında madde kullanmaya başlandığında bunun vereceği zararla 15 yaşında kullanmaya başlandığında vereceği zarar aynı olmuyor. Maddeyi 25-30 yaşında bıraktığı zaman tutunabileceği bir dal oluşturamamış, arkada birçok yıkımın olduğu, sudan çıkmış balık gibi oluyor.

‘HERKESİN ÖLDÜĞÜ MASAL!’

| Neredeyse terör kadar can kaybına neden olan bir konudan bahsediyoruz. Devletin önleme ve tedavi konusunda nasıl bir politika belirlemesi gerekiyor?

Devlet programıyla, gençlerin maddeyle ilgili algıları şekillenebilir. Toplumun maddeye karşı duruşu belirlenebilir. Risk altındaki gençlere yönelik okullarda çalışma yapılmalı. Bu çocuklar okuldan ayrılıp, sistem dışına da çıkabiliyor. Mümkün olduğunca sistem içinde tutmak gerekli. Bunlara yönelik birtakım projeler yapılmalı. Biz geçen sene risk altındaki gençlere yönelik 12 oturumdan oluşan harika bir önleme programı hazırladık. Güngören ilçesinde uygulandı, iyi sonuçlar aldık. İki gün önce yazdım, ‘Devam ediyor mu?’ diye sordum. Rafa kalkmış.

Tedavi yaygınlaştırılmalı. Hasta bekleme süreleri, yatış bekleme süreleri, poliklinikte hastaya ayrılan süre düzenlenmeli. Tedavi daha iyi planlanlanmalı ve rehabilitasyon olanakları geliştirilmeli.

Geçenlerde bir arkadaşımla Fareli Köyün Kavalcısı nasıl bir masal diye konuşuyorduk. Fareli Köyün Kavalcısı bütün çocukların öldüğü bir masal... Madde de o Fareli Köyün Kavalcısı’ndaki kaval sesi gibi. Çocuklarımızı büyütürken, duydukları her kaval sesinin peşinden gitmemeleri için onları bilgilendirmek zorundayız. Hayatın içinde öğretmeliyiz doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü ayırt etmeyi...

Fareli Köyün Kavalcısı’nın eleştirisini yaparken aslında maddenin de o kaval sesi gibi olduğunu unutmamak lazım. Kavalın sesinden büyülenip peşine takılırsan, kendini nehirin dibinde bulursun. Fareli Köyün Kavalcısı’nın peşine takılıp gidenin bu ülkenin geleceği olduğunu unutmayalım.

Önce aile örnek olacak’

Gürol, önleme ve tedavi sürecinde önemli rolü olan ailelerin nasıl bir tavır sergilemesi gerektiğini şöyle sıraladı:

| Aile kendi davranışlarıyla örnek olacak. Söyledikleri ve yaptıkları aynı olacak.

| Aile değerleri olacak. Çocuğuna ‘yasadışı bir şey yapma’ derken kendi kırmızı ışıkta geçmeyecek. ‘Kaynanamla kavga ettim bir sakinleştirici içeyim’ demeyecek. Hayata dair çözümleri bizim üretmemiz gerektiğini, mesajlarını, kendi davranışlarıyla gösterecek.

| Makul kuralların olması önemli. 8 yaşıdaki bir çocukla, 12 yaşındaki bir çocuğun yapabileceği aynı değil. Yaşına uygun özgürlük ve sorumluluk alanı ona tanınmalı. Kurallara uymamanın sonuçları önceden belirlenmeli. Makul ve tutarlı olmalı.

| Ailelerin, çocukların ergenlik döneminde arkadaşlarını tanımaları, anne babalarıyla tanıştırmaları önemli. Yaşına uygun denetlemeler hep sürebilir.

| İlk kullanımla bağlılık gelişmesi arasında bir dönem var. Anne baba farkında olursa duruma el koyabiliyor. Bağımlılık, gelişmeden durdurulabilir. Bazı anne babalar için çocuğunun madde kullanabileceğini kabul etmeleri çok zor olabiliyor. Aile içinde bir inkar süreci yaşanabiliyor. Bu sırada gençte bağımlılık gelişebiliyor. Oysa ne kadar erken bir dönemde madde kullanımına müdahale edilirse, madde kullanımının olumsuz etkilerinden korunma miktarı o derece artıyor.

| Anne baba ile ilişkilerin sevgi, saygı, şefkate dayalı olması, anne babaların çocuklarına karşı kendi sorumluluklarını alabilmelerine izin veren bir tutumlarının olması gerekir.

| Anne baba kendi davranışlarıyla örnek olacak. Anne baba orada olacak. Büyütürken onun duygu ve düşüncelerini duymaya hazır olacak. Tutarlı olacaklar. Kararlı ve adil olacaklar.

MADDEYE KARŞI KOYMAK İDEOLOJİK BİR DURUŞTUR’

|‘Ben iradeliyim. Kullansam da duracağım yeri bilirim’ diyenler oluyor. İrade yeterli mi?

Bunca yıldır, ‘bağımlı olayım’ diye maddeye başlayan kimseyi tanımadım. Herkes, ben bağımlı olmam, diye başlar. Burada önemli olan denememek. Maddenin bir ideolojisi de var. Madde kullanımı kişinin karar verme yetisini bozan, düşünmeyi etkileyen, davranış ve algısını değiştiren bir yaşam tarzıdır. Madde kullanımı bir ülkenin geleceğini ipotek altına alır. Maddeye karşı durmak aynı zamanda ideolojik bir karşı duruştur.

İrade biyolojik bir olaydır. Karar verebilme yetisiyle ilgilidir. Birtakım risk faktörleri ve birtakım koruyucu faktörler var ama bunların hiçbiri kesin değil.

SİSTEME YARAYAN HABERE DİKKAT!’

Medyaya da uyarıda bulunan Gürol, madde kullanımını kanıksatan yayınlara dikkat çekerek şunları söyledi: Haberlerde şunun altını çizmemek önemli: Herkes kullanıyor algısı, maddeyi

Yazı dizisinin 1. bölümü: 8 bin torbacı 200 bin içici

Bireycilik arttıkça maddeye alan açılıyor - Resim : 1

Yazı dizisinin 3. bölümü: AMATEM’e başvuran 3 ay sıra bekliyor

Bireycilik arttıkça maddeye alan açılıyor - Resim : 2

Yazı dizisinin 4. bölümü: Bütün hayatını bir saniyeye değişme!

Bireycilik arttıkça maddeye alan açılıyor - Resim : 3

Son Dakika Haberleri