Erdoğan, Ülker'i çok önce sildi!
Ülker'in 1 Nisan reklam filmiyle başlayan tartışmanın asıl nedeni ne? Gerçekten şirket üzerinde FETÖ şüphesi var mı? Yoksa Ülker ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arası 'ortaklık' tartışmasıyla mı açıldı? Aydınlık.com.tr bu soruların yanıtını İş dünyası kulislerinde aradı.
Özel Haber
Türkiye'nin en büyük gıda şirketlerinden Ülker'in 1 Nisan'a özel hazırlattığı reklam filmleri son günlerin en çok tartışılan konu başlığı haline geldi. "Kardeşlerin birbirleriyle olan tatlı rekabeti"ni konu alan reklam filmlerinde aslında üstü kapalı "darbe", "bombalı saldırı" ve "suikast" mesajları verildiği iddia edildi. Ülker, reklamın yayına verildiği andan kısa bir süre sonra hükümete yakınlığıyla bilinen sosyal medyada hesapları ve yazarların hedefi haline geldi. Bunlara bazı AKP milletvekilleri de katıldı.
'ÜLKER'E FETÖ OPERASYONU ŞART'
Hükümete yakın yazarlardan Fatih Tezcan, Tiwetter hesabından "Ülker'e FETÖ operasyonu şart' dediğimde bana deli demişlerdi. Bence esas delilik bu tehdit videosunu 'gofret reklamı' sanmaktır" diyerek Ülker'in patronu Murat Ülker'i hedef aldı. Tezcan'ı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut izledi. Star Yazarı Cem Küçük de, "Bu reklam tam anlamıyla bir rezillik. Hesaplaşma günü ne demek!" şeklinde paylaşımlarda bulundu. Aile Bakanı Betül Sayan Kaya'nın da ''Ülker'' etiketiyle 15 Temmuz ve 16 Nisan konulu mesajlar paylaşması dikkatlerden kaçmadı.
ÜLKER, İLK AÇIKLAMASINDA KİMİ KASTEDİYOR?
Tartışmanın alevlenmesiyle birlikte geçen cumartesi sabahı Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker Twitter hesabından reklam filmiyle ilgili ilk açıklamasını yaptı. Ülker, mesajında "Yurt dışındayım. Şimdi duydum. Haber verenlere teşekkürler. Kumpası kuranlar hakettiklerini bulacaklar. Milletimizin yanındayız" ifadelerini kullandı. Daha sonra bir Twitter kullanıcısının Ahmet Özal'ın resmi üzerine "Babamı Ülker çikolatalı gofret öldürdü" diye yazan esprili bir mesajı üzerine "Yok artık" diye yazarak paylaştı.
'TAMAMINI AÇIĞA ALDIK'
Ardından Ülker Grubu'ndan yazılı açıklama geldi. Açıklamada "1 Nisan şakalarını konu alan seri reklam filmlerimizin birisi ile ilgili şirketimize ve markamıza yönelik akıl almaz, mesnetsiz bir karalama kampanyası başlatıldı... Aslında, Ülker’i hedef almış gibi görünmekle birlikte, haksız itham ve iftiralarla; devletine, milletine ve ülkesine bağlı saygıdeğer vatandaşlarımızı da tahrik etme ve hasmane tutum almaya zorlamayı amaçlamıştır. Maalesef bu tarifsiz çirkin yaklaşım memleketimize zarar vermektedir" ifadeleri kullanıldı. Ülker'den yapılan açıklamanın sonunda "Ayrıca şirketimiz tarafından konu ile ilgili kapsamlı bir soruşturma başlatılmış olup, ilgili kişilerin tamamı açığa alınmış olup, ihmali ve/veya kastı olan herkes hakkında idari tedbirlerin yanı sıra suç duyurusunda da bulunulacaktır" denildi.
'KUMPAS'I KİM KİME KURDU?
Açıklamadaki son ifadeler "Ülker grubu da reklam filminde kasıt olabileceğini düşünüyor" yorumlarına neden oldu. Ancak aynı açıklamanın başındaki "Akıl almaz, mesnetsiz bir karalama kampanyası" ifadelerinden "Bizi özellikle hedef alıyorlar" anlamı çıkartıldı. Murat Ülker'in ilk açıklamasındaki "Kumpası kuranlar hakettiklerini bulacaklar" ifadesinin kastı da tam olarak anlaşılamadı. Ülker "kumpas"la neyi kasdetti? Reklamı hazırlayanlar mı Ülker' kumpas kurdu, yoksa bazı çevreler reklam bahanesiyle Ülker'e mi kumpas kurdu?..
HÜKÜMET BASINI AMBARGO UYGULADI
Ancak Ülker'in hükümet çevrelerince hedef alınması bu reklam filmiyle başlamadı. Aydınlık.com.tr'nin ekonomi kulislerinden ulaştığı bilgiye göre gerginlik daha eskiye uzanıyor. Hükümet basını 15 Temmuz öncesi de bir takım haberlerle Ülker'i hedef tahtasına oturtmuştu. Ülker'in bağlı olduğu Yıldız Holding'in İngiliz bisküvi devi United Biscuits'i satın alarak, sınırlarını yurtdışına taşıması bazı çevrelerde "Murat Ülker korktu, parayı yurtdışına kaçırdı" şeklinde değerlendirilmişti. Hükümet medyasının "amiral gemisi" konumundaki grubun gazete ve TV'lerinde özellikle 15 Temmuz'dan sonrası Ülker'e ambargo uygulandı. Ülker yurtdışı seyahatlerine ve özel toplantılarına hükümete yakın basın mensuplarını da davet edip kendini anlatmaya çabalasa da yeterli olmadı. Dünya ölçeğinde kendi alanının ilk 5 firması içinde yer alan Yıldız Holding'in çok önemli "yatırımları" ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine başlattığı "istihdam sözleri" dahi söz konusu basın organlarında ya görmezden gelindi ya da kısa haberlerle geçiştirildi.
'CEMAAT'LE İŞİMİZ YOK'
Ülker'de "FETÖ yapılanması olduğu" iddiaları da dönem dönem ortaya atıldı. Murat Ülker geçmişte bu iddialara bir kaç kez yanıt verdi. Murat Ülker, geçen yıl Ağustos ayında, Sabri Ülker'in basında çıkan "Cemaatle işimiz yok, irtica ile ilişkimiz yok" demeçlerini yeniden paylaşmıştı.
Eylül ayında Londra'da yapılan bir basın toplantısında da kendisine yöneltilen “Grubunuzda da FETÖ temizliği yapıldı mı?” sorusu üzerine Ülker, “Bizim işimiz gıda. Biz çok hijyenik bir şirketiz ve her zaman bize söylenenleri yapıyoruz. İstiyoruz ki, iş yerimizde sadece bizim işimiz yapılsın. Başka bir faaliyetle zaman kaybedilmesin. Kimsenin de böyle şeylere bizde vakti olmaz” yanıtını vermişti.
FETÖ'DEN ATILANLAR ÜLKER'E DÖNECEK Mİ?
Hürriyet Yazarı Vahap Munyar 'ın köşesinde yer alan bilgiye göre, Ekim ayında yine İngiltere'deki bir toplantıda, Murat Ülker, grup çatısı altındaki şirketlerde 50 bin personelin çalıştığını belirterek, “Bunlar arasından birkaç çalışanımız FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alındı, sonra tutuklandı. Tüm haklarını ödeyip ilişkimizi kestik. Daha sonra bu kişiler takipsizlik kararıyla serbest kalınca dönmek istediler. Henüz karar vermiş değiliz” dedi.
Kasım ayında ise Sabah Gazetesi'nde çıkan bir köşe yazısına danayanarak yapılan Oda TV haberinde Ülker'in FETÖ operasyonlarında el konulan Kaynak Holding ile ilişkili olduğu iddiası yer aldı. Bunun üzerine Murat Ülker yine Twitter hesabından "Alnımız ak" mesajı verdi.
Ülker, 15 Temmuz sonrası yabancı iş ortaklarıyla Türkiye'ye yatırım sözü verdiyse de hükümete yakın cenaha bir türlü yaranamadı. Hatta Çalışma Bakanı'nın katıldığı bir Şok Market açılışında istihdam sözü vermesine rağmen Ülker'e karşı tavır değişmedi.
Hatırlanacağı üzere bir hacker grubu 15 Temmuz'dan sonra Erdoğan'ın damadı olan Enerji Bakanı Berat Albayrak'a ait olduğu öne sürülen e-posta hesabındaki mesajları yayımlamıştı. O mesajlarda Ülker'i hedef alan bazı yazışmalar yer alıyordu.
'ERDOĞAN ORTAK OLMAK İSTEDİ ÜLKER İZİN VERMEDİ'
Kulislerde konuşulan başka bir konu daha var. Ülker'in hedef alınmasının farklı bir sebebinin olduğu, Hükümet-Ülker geriliminin altında çok farklı bir neden olduğunu savunanlar da var. İddialara göre Ülker ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın arası uzun zaman önce açıldı. Çünkü yıllar önce Ülker'in toptancılığını yapan şirkete Erdoğan'ın da ortak olmak istediği fakat Ülker'in buna karşı çıktığı öne sürülüyor. İddiaya göre ikili para konusunda anlaşamadığı için ortaklık kurulamadı. Ülker'e zamanında aldırılan bazı arsaların daha sonra ederinin altında sattırıldığı, bu yüzden de Erdoğan ile Ülker'in arasındaki ilişkinin iyice gerildiği öne sürülüyor. İkili arasında gerginliğe neden bir başka konu da 2012 yılına uzanıyor. Ülker, Koç ve Malezyalı UEM Group’tan oluşan konsorsiyumun 2012'de kazandığı 5.7 milyar dolarlık Türkiye’nin en büyük ikinci özelleştirmesi olan köprü ve otoyol ihalesi, 2013 Şubat ayında iptal edildi. İhalenin reddedilmesine, hükümet cephesinden yapılan bazı taleplerin konsorsiyum tarafından kabul edilmemesinin neden olduğu iş dünyasında konuşulan iddialar arasında. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Ülkerlerin eski dünürü olması da hükümet çevrelerinde sık sık hatırlatılıyor.
ÜLKER İNGİLTERE'YE Mİ YERLEŞİYOR?
Yine yapılan bazı değerlendirmelerde ise Ülker'in, hükümetin şirketlere yönelik baskılarından korunmak için "Kraliçe'nin pastacısı" olarak tanınan United Biscuits'i satın alarak Kraliçe'nin koruması altına girdiği söyleniyor. Hatta Ülker'in İngiltere'de büyük bir ev aldığı ve buraya taşındığı iddia ediliyor. Murat Ülker'in sık sık yurtdışına çıkması ve uzun süre kalması, bu iddiaya dayanak olarak olarak gösteriliyor. Ülker ise uzun süreli yurtdışı gezilerine, "Şirket faaliyetlerinin takibini yapmak için" çıktığını belirtiyor. 1 Nisan reklam filmiyle yeniden gün yüzüne çıkan tartışmanın nasıl sonuçlanacağını bekleyip göreceğiz.