Uyuşturucu kumpasından pedofili skandalı çıktı
19 yıldır Hollanda’da tutuklu bulunan Hüseyin Baybaşin’in mahkumiyetine neden olan gelişmelerin perde arkasında, Türkiye’de uyuşturucu işine karışan devlet yöneticileri ve Hollanda eski Adalet Bakanlığı Genel Sekreteri Joris Demmink’in olduğu iddia edildi
19 yıldır Hollanda’da tutuklu bulunan Hüseyin Baybaşin’in avukatlarının 2012’de, yeni delil ve tanık ifadeleriyle başlattığı yeniden yargılama sürecinde önemli bir aşamaya gelindi.
Baybaşin 1998’den beri Holanda’da cezaevinde. Ancak 2006’dan itibaren davanın yeniden incelenmesi için süreç başladı. Yeniden yargılama sürecine ilişkin dosyadaki verilere göre Baybaşin’in mahkumiyetine neden olan deliller çürtülmüş durumda. Ancak Hollanda yargısı, kendi devletinin yöneticilerinin de dahil olduğu bu sahtecilik olayının içinden nasıl çıkacağını bilemediği için süreç sonuçlandırılamıyor. Üstelik Baybaşin hakkında Türkiye’de herhangi bir mahkumiyet kararı da yok. Baybaşin’in Türkiye’deki sabıka kaydı temiz.
BAYBAŞİN HAKKINDAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Hüseyin Baybaşin, 24 Aralık 1995’te Hollanda’da hakkında Türkiye’de arama kararı olduğu gerekçesiyle tutuklanmıştı. Aralık 1996’da serbest bırakılan Baybaşin’in Türkiye’ye iade edilmemesi yönünde mahkeme kararı çıkmıştı. 27 Mart 1998’de Baybaşin bu kez uyuşturucu trafiği iddiasıyla tutuklanmış ve 9 Şubat 2001’de cinayet ve uyuşturucu trafiği suçlarından 20 yıla mahkum edilmiş, 2002’de ise Yüksek Mahkemece cezası müebbete çevrilmişti.
2007 ve 2008 yılında iki ayrı Türk emniyet görevlisi, Baybaşin’in tutuklanmasına neden olan delillerin düzmece olduğuna tanıklık ettiğini beyan etti. Polislerden birisi, dinleme kayıtlarını kendisinin de içinde olduğu bir ekibin yeniden düzenlediğini itiraf etti. 2012’de Hollanda Başsavcılığı, tanıkların dinlenmesi ve Baybaşin’in tutuklanmasına dayanak olan dinleme kayıtlarının yeniden incelenerek davanın yeniden görülmesi için Yüksek Mahkeme’ye tavsiyede bulundu.
Baybaşin, hakkında Türkiye’de yakalama kararı bulunduğuna dair bir interpol arama kararıyla tutuklanmış, daha sonra da tanıkların anlatımına göre düzmece telefon kayıtları dayanak gösterilerek mahkum olmuştu. Baybaşin’in avukatlarının verdiği bilgiye göre, Hollanda’da tutuklanmasına neden olan interpol arama kararının da dayanağı bulunmuyor. Çünkü, yasal zorunluluk olmasına rağmen herhangi bir mahkeme kararı olmadan düzenlenmiş. Baybaşin’in avukatlarının, Hollanda’daki dava için interpol kararına ulaşmak amacıyla Türkiye’deki resmi makamlara başvurusunda da şifahen “böyle bir belgenin bulunmadığı” bilgisi verilmiş, resmen verilen yanıt ise geçiştirme. Adalet Bakanlığı’ndan avukatlara verilen bilgilere göre, 1995 öncesi veya sonrasında Hüseyin Baybaşin hakkında Bakanlık kayıtlarında herhangi bir uluslararsı tutuklama kararı da yok.
DÜĞMEYE BASILIYOR
Hüseyin Baybaşin, Türkiye’de devlet-mafya bağlantıları konusunda yoğun tartışıldığı günlerde Aydınlık’a açıklamalar yapmıştı. Baybaşin’in açıklamaları, Aydınlık dergisinin 18 Mayıs 1996 ve 1 Haziran 1996 tarihli sayılarında yayımlandı. Baybaşin, Çiller ve Ağar başta olmak üzere siyaset ve bürokrasi içindeki birçok kişinin uluslararası uyuşturucu ticaretindeki rollerini ayrıntılarıyla açıkladı.
Baybaşin hakkındaki süreç bundan sonra hızlandı. Hazırlanan senaryoya göre, sözde suçun işlendiği ülke Turkiye, soruşturmanın yürütüldüğü ülke de Hollanda idi. Ancak, Baybaşin’in ne Türkiye’ye iadesini ne de Hollanda’da mahkum olmasını sağlayacak bir delil vardı.
Hollanda Adalet Bakanı Winnie Sorgdrager ve yardımcısı Joris Demmink ile geçmişte Baybaşin’in uyuşturucu kaçakçılığını birlikte yaptıkları yönünde suçladığı tarihlerde, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ile Başbakan Tansu Çiller, Hollanda Adalet Bakanı Sorgdrager 1997 yılı başında Hollanda’da görüştü. İddiaya göre, görüşmede, dönemin Başbakanı Çiller’in, Baybaşin’in kendisini suçladığı için “susturulmasını” istedi ve “Demmink dosyası”nı masaya sürdü.
DEMMİNK DOSYASI
Joris Demmink, Hollanda’da Adalet Bakanı’ndan sonra Bakanlık’taki en üst düzey yetkiliydi. Baybaşin’le ilgili gelişmelerin hızlandığı günlerde bir çok kez Türkiye’ye geldi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ait 25 Aralık 2012 tarihli bir bilgi notunda, Demmink’in 1995-1999 arasında 10 kez Türkiye’ye geldiği saptanıyor. Bilgi notu, Baybaşin’in avukatlarının Hollanda’daki yeniden yargılama için yaptıkları başvuru dosyasında yer alıyor. Bu yıllar, Baybaşin hakkında Hollanda’da mahkumiyet kararının kesinleştirildiği döneme denk geliyor.
Demmink hakkında o dönemde “Romanya ve Çek Cumhuriyeti’nde pedofili suçu işlediği” yolunda haberler çıkıyordu. Demmink’in 1995 yılı sonu veya 1996 yılı başında Türkiye’ye geldiğinde, önceden beri bilinen zaafı, Hollanda’da Baybaşin davasının Türkiye’dekilerin istediği şekilde sonuçlandırılması için kullanıldı. Demmink’in, Türkiye’deyken yaşı 16 yaşından küçük iki erkek çocuğa cinsel istismarda bulunduğu hem mağdurların, hem de o dönemde Demmink’i korumakla görevli Türk emniyet görevlilerinden birinin ifadesiyle sabit. Türk Emniyetçi, çocuğu kendilerinin Demmink’e götürdüklerini, kaldıkları oteli ve birçok başka ayrıntıyı ifadesinde anlattı.
DEMMİNK İLE İLGİLİ HOLLANDA VE TÜRKİYE’DE DAVA AÇILDI
Hollanda Adalet Bakanlığı Müsteşarı Joris Demmink hakkında hem Hollanda’da hem de Türkiye’de dava açıldı. Demmink hakkındaki iddialar ABD Kongresi’nin gündemine bile geldi. Mustafa Y. ve Osman B. adlı iki Türk, 12 ve 14 yaşlarındayken Türk polisi tarafından götürüldükleri otel odasında Demmink’in tecavüzüne uğradıkları iddiasıyla Eylül 2008 ve Mayıs 2010’da Rotterdam savcılığına suç duyurusunda bulundu. Mustafa Y. 2008 yılındaki suç duyusundan sonra Türkiye’de üst düzey bir polis görevlisi tarafından tehdit edildiğini ve işkenceye maruz kaldığını iddia etti. 2012 yılında da da Lahey Savcılığı’na şikayette bulundu. Olay, M.Y. ve O.B.’nin avukatı tarafından ABD Kongresi’nin Helsinki Komisyonu’na da götürüldü.
Lahey Mahkemesi, 22 Nisan 2014’te Türkiye’ye başvurarak, bazı tanıkların ifadelerinin alınması için adli yardım talebinde bulundu. Adalet Bakanlığı 8 Ağustos 2014’te verdiği cevapta, Türkiye’de Demmink hakkında yapılan başvuruyla ilgili olarak verilen zamanaşımından kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı gerekçe göstererek adli yardım talebini reddeti.
SON BAŞVURU YANIT BEKLİYOR
Lahey Mahkemesi Hollanda hukukuna göre bu tür suçlarda zamanaşımı olmadığı gerekçesiyle 17 Ekim 2014’te ve 12 Mayıs 2015’te Türkiye’den adli yardım talebini yineledi. Son başvuruya henüz yanıt verilmiş değil.
ÖLÜM LİSTESİ
1990’lı yılların ortasında Tansu Çiller’in devlet içindeki kolluk güçleri ve çete unsurlarıyla kurduğu Özel Örgüt’ün hazırladığı bir liste ortaya çıktı. O dönemde bu işlerin tam da göbeğinde yer alan eski MİTçi Mehmet Eymür, yıllar sonra bu listede yer alan kişilerin “pasifize edilmeleri” için üst makamlardan emir alındığını Ankara’daki faili meçhuller davasının görüldüğü mahkemede açıkladı.
“Pasifize edilecekler” “Kürt mafyası” olarak tanınan kişilerdi. İddia, bu kişilerin PKK ile bağlantılı olduğuydu. Listedeki kişilerden birisi de Avrupa’da adı uyuşturucu ticaretine karıştığı konuşulan Hüseyin Baybaşin’di. Ancak Lice’de köklü bir aile olan Baybaşin’ler PKK ile her zaman mesafeliydi. Zaman zaman örgütün doğrudan hedefi de olmuştu.