Milli füzenin Balyozcu mimarı
Türkiye ve Çin işbirliğinde yürüyen Bora Silah Sistemi Projesi tamamlandı. Projenin mimarı eski Balyoz tutuklusu Emekli Tümgeneral Beyazıt Karataş sistemin tüm ayrıntılarını Aydınlık’a anlattı
Tevfik Kadan
[email protected]
2009 yılında Çin ile imzaladığımız ortak füze yapım projesinin Kasırga ve Yıldırım’dan sonraki üçüncü fazı olan Bora Silah Sistemi Projesi tamamlandı. Teknoloji transferi yöntemiyle üretilen füzenin 300 kilometre menzili bulunuyor. Türkiye ve Çin işbirliği ile ROKETSAN’ın yükleniciliğinde üretilen satıhtan-satıha füzeler, Lazer GPS gibi önemli üstünlükler taşıyor. Türkiye’nin askeri gücüne önemli bir katkı sunacak olan bu uzun menzilli füze projesinin mimarı ise Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Emekli Tümgeneral Beyazıt Karataş.
ABD’Yİ İŞARET ETMİŞTİ
Karataş, 2009 yılında Milli Silahlanma Direktörü olarak Çin’de askeri işbirliği görüşmelerini yürütmüş, ardından iki ülke arasında füze anlaşması imzalanmıştı. O dönem görüştüğü Çinli bir yetkili, kendisini, “Türkiye bu füzeleri almaya kalkarsa, ABD bunu aldırmamak için her türlü engellemeyi yapacaktır” diye uyarmıştı.
Türkiye, Çin ile füze anlaşmasını imzaladı. Karataş kısa süre sonra Balyoz kumpasıyla tutuklanarak Silivri’ye gönderildi. Ardından projede çalışan isimler sırasıyla tasfiye edildi. Böylece o dönem menzili bin kilometreye çıkarma hedefi konulan füzeler, hala 300 kilometreyi aşabilmiş değiller. Önceki gün yayınlanan Bora haberlerinde ise tüm basın açıkça Çin’i sansürlediler. Çünkü Bora projesinin ortak yürütüldüğü Çinli CPMIEC şirketi, aynı zamanda iptal edilen hava savunma sistemlerini üreten şirketti. Aydınlık ise hakikatin üstüne gitti ve saklanan gerçeği ortaya çıkardı. Emekli Tümgeneral Beyazıt Karataş, projeye dair tüm ayrıntıları Aydınlık’a anlattı.
ÇİN’LE MÜŞTEREK YÜRÜTÜLEN BİR PROJE
Karataş’ın değerlendirmeleri şöyle:
“Bu, Çin’le beraber müşterek yaptığımız füze projesinin 3. fazıdır. Bizim Çin’den almaktan vazgeçtiğimiz hava savunma sistemlerini de üreten CPMIEC şirketiyle ortak ürettiğimiz bir füze. Bu füze, Kasım 2009’da imzalanan anlaşmaya göre, Kasırga ve Yıldırım’dan sonra üçüncü faz olarak üretildi. 2014 yılında Karadeniz’e doğru atışı yapılarak test edildi. Bugünde tamamlanarak Silahlı Kuvvetlere teslim edildiği anlaşılıyor.
Bu füzeler karadan karaya çalışıyor. Bora’nın hassasiyeti diğerlerinden daha iyi. Bunun üzerine Lazer GPS’te konuldu. Dolayısıyla ortak teknoloji transferi ile yaptığımız bu füze, yaklaşık 300 km menzilli ve hassas vuruş kabiliyeti hepsinden iyi. Şuanda en uzun menzilli füzelerimiz bunlar.
ABD, ÇİN FÜZELERİNDEN RAHATSIZ
ABD aynı firmadan hava savunma sistemi almamıza karşı çıkıyor. Bunun arkasından uzaya uydu göndermeyle ilgili, menzili daha uzun füzeler geliştirme konusunda, milli imkanlarımızın geliştirilmesine yönelik bir proje olduğu için Çin’den alınacak hava savunma füzelerini engellediler. Bu almayı düşündüğümüz hava savunma füzesi, şu anda Kasırga-Yıldırım-Bora’yı yaptığımız şirketle aynı. Dolayısıyla eğer biz Çin’den hava savunma füzesini almış olsaydık, Çin, bizi teknoloji transferi sayesinde daha ileri bir seviyeye taşıyacaktı. Bu hava savunma sistemleri Rusya’nın S 300’lerinin muadiliydi. Şuanda Çin Hava Kuvvetleri’nde de kullanılıyor. Daha önemlisi, Bora gibi projelerin devamı niteliğinde olacaktı. Bunun arkasından da uzaya uydu atmak için daha uzun menzilli roketler alacaktık.
300 KM’DEN FAZLASI YASAK
Türkiye 1997 yılında Füze Teknolojisi Kontrol Rejimi’ni imzaladı. Bu rejim, üye ülkelerin füze üretiminde kullandığı materyelleri ihraç ve ithal usullerini kontrol altında tutuyor. Yani ‘Kendi kendine dışarıdan teknoloji transferi ile 1000 kilometre menzilli füze yapamazsın’ demek oluyor. Uluslararası kısıtlamalar var. Devletler, 500 kilogramın üzerinde savaş başlığı taşıyan, 300 kilometreden fazla menzile sahip füzeleri diğer devletlere satmamakla yükümlüdürler. Daha fazlası için dışarıdan alım yapamazsınız. Bu yüzden dışarıdan teknoloji transferi ile önce 300 kilometreye kadar füzeyi yapacaksın, ondan sonra milli olarak geliştirirsen kimse birşey demiyor. Ama sana daha büyük bir füzenin parçalarını vermezler. Egemen güçler kendilerini güvence altına almak için oturup böyle bir anlaşma yapıyorlar, sonra füze kontrol rejimi diye gelip seni kontrol ediyorlar. Dünyada böyle bir tekel var. O yüzden eğer birşey yapmak istiyorsan, milli yapacaksın.”