Berlin PKK'nın üzerini çiziyor

Alman devlet kanalı ARD’de, 26 Ekim’de yayınlanan bir haber programında, ABD’nin PKK’yı nasıl yönettiği ele alındı. Panorama isimli programda, PKK’nın Suriye’nin kuzeyinde ABD önerisiyle isim değişikliğinden, PKK/PYD’ye gönderilen Amerikan silahlarına değin ayrıntılar Alman kamuoyuna anlatıldı. Haberde, Almanya’nın PKK konusunda ABD’den bağımsız hareket ettiği belirtildi.

‘ŞİRKET İSMİNİZİ DEĞİŞTİRİN’

Stefan Buchen ve Karaman Yavuz’un hazırladıkları haber, PKK’nın faaliyetlerini Suriye’nin kuzeyine genişlettiğini belirterek başlıyor. Muhabirler, “Farklı isimler kullanıyor, ama herkes buradaki güçlerin PKK olduğunu biliyor” diyor. PYD’nin Rakka’da çekilmiş videolarını “kana susamış propaganda videoları” olarak adlandıran haber, PKK’nın “fetih harekatında yalnız olmadığını” ekliyor ve şu ifadeyi kullanıyor: “Kürtler bunu tek başına başarmadı. Yanlarında büyük bir güç vardı; ABD. Yani emperyalist dünya gücü ABD.”
“Amerikan Özel Kuvvetleri, burada antiemperyalist PKK’nın müttefiki” ifadesiyle devam eden haber, sözü ABD’nin dünya çapındaki özel harekatlarına komuta eden General Raymond Thomas’a veriyor ve Thomas’ın 21 Temmuz’da ABD’de katıldığı bir açık oturumu ekrana taşıyor. Alman Devlet Televizyonu Thomas’ın şu ifadelerini aktarıyor:
“2015’te doğrudan PKK’nın lider kadrosuyla görüştüm. Onlara ‘Arkadaşlar, şirket adınızı değiştirmeniz gerekiyor’ dedim. Bir gün sonra bana dediler ki: ‘Bizim adımız artık Suriye Demokratik Güçleri’. Demokrasi kavramını bir şekilde yeni isme sokmak bana dahiyane bir fikir gibi geldi.”
ARD’nin haberine yerleştirilen konuşma görüntülerinde, konferansta gülündüğü duyuluyor.

‘PKK’LILAR BİZİM YERİMİZE ÖLÜYOR’

Ayrıca Thomas, ittifaktan ABD ordusunun karlı çıktığını ifade ediyor ve ekliyor: “Onlar binlerce kayıp verdiler. Biz ise sadece iki askerimizi kaybettik.”
Program, ABD-PKK ittifakına ilişkin ABD Ortadoğu Kuvvetleri Sözcüsü Albay Dillon’ın açıklamalarıyla devam ediyor. ARD ekibi, Dillon’a, PKK’ya hangi silahları verdiklerini soruyor. Dillon’ın yanıtı ise şöyle: “Her türlü araç ve gereci verdik: ulaşım araçları, silahlar, havan topu, bomba yüklü araçları
imha etmek için gereken silahlar. Ayrıca müttefiklerimize mühimmat da verdik.”
ARD ekibi Dillon’un sözlerini şöyle yorumluyor: “Düşmanımın düşmanı dostumdur. Amerikan albayını gerisi ilgilendirmiyor.”
Dillon, neden Marksist olduğunu iddia eden bir örgütle ittifak yaptıklarını ise “Savaş meydanında siyaset buharlaşıyor” sözleriyle yanıtlıyor.

İTTİFAKI GİZLİYORLAR

Alman Devlet Televizyonu haber ekibi sonra kamerayı PKK’nın Suriye’deki temsilcilerinden Sinem Muhammed’e çeviriyor ve Muhammed’in “sosyal bir devrimden bahsettiğini, Amerika ile ittifakını ise gizlediğini” belirtiyor.
ARD ekibinin “Neden bu konferansta ABD ile askeri ittifakınızdan bahsetmediniz sorusuna” ise Muhammed, “sormadılar ki” yanıtını veriyor. Alman gazeteciler üsteliyor: “ABD dünyanın bir numaralı kapitalist imparatorluğu. İttifakınızda bir sorun görmüyor musunuz?” Sinem Muhammed’in Arapça yanıtı ise şöyle:
“Hayır. Biz Kuzey Suriye’de sosyal bir alternatif yaratıyoruz. Kapitalist moderniteye karşı bir alternatif yaratıyoruz.”
Alman gazeteciler tekrar sıkıştırıyor: “Ama bu hedef için dünyadaki en büyük kapitalist güçle beraber çalışıyorsunuz”. Muhammed’in haberdeki yanıtı ise kısa: “Sadece askeri anlamda.”

‘ALMAN SOLU İŞBİRLİĞİ İÇİNDE’

ARD haberi sonra merceği Alman soluna çeviriyor ve şu ifadeyi kullanıyor: “Alman solcuları hala bir yandan PKK ile dayanışma gösteriyor ama diğer yandan emperyalizme karşı mitingler düzenliyor. Bu ikisi birbirine uyuyor mu?” Haberin devamında miting esnasında Alman solcuları ile röportaj yapılıyor. “Hem emperyalizmi protesto ediyor, hem de Amerika ile işbirliğini savunuyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi” sorusuna göstericiler “Evet bu bir çelişki, haklısınız. Ama şu an gerekli” yanıtını veriyor.
ARD’nin Panorama programı haberi metin halinde internet sitesine de koymuş. Alman Devlet Televizyonu’nun haberin sonuna koyduğu yorum ise şöyle:
“Almanya’da ve Avrupa’daki solcu çevreler için neredeyse Rojava yeni bir Küba, PKK ise yeniden doğan Vietcong. Ama işte arada bir fark var. Fidel Castro ve Ho Chi Minh, ABD’nin emperyalizmine karşı durarak ayakta kaldılar. Rojava ise varlığını ABD’ye borçlu. Che Guevara resimleri ve orak-çekiç flamalarıyla yürüyen PKK sempatizanı Alman, Amerikalılarla işbirliği zorunluluk sayıyor, ama hayale de kapılmıyor: Sana ihtiyaçları bitince seni çöpe atarlar.”