Güneşli günler göreceğiz çocuklar...
Türk Edebiyatının en önemli şairlerinden Nazım Hikmet Ran'ı ölümünün 54. yıl dönümünde anıyoruz
15 Ocak 1902 yılında Selanik'te dünyaya gelen Nazım Hikmet, ilk şiiri Feryad-ı Vatan'ı 1913 yılında kaleme almıştır. Mekteb-i Sultani'de (şimdiki adı Galatasaray Lisesi) öğrenim görmeye başlayan Nazım Hikmet, bir aile toplantısında yazdığı kahramanlık şiirini okuması ile Bahriye Nazırı Cemal Paşa tarafından keşfedildi. Bahriye Mektebi'ne giderek öğrenimini başarı ile tamamladı. Mezuniyetinin ardından Hamidiye gemisinde stajyer subay olarak göreve başladı. Bir süre sonra bazı nedenlerden dolayı ordudan ayrıldı.
Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra Moskova'da Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'nde Siyasi Bilimler ve İktisat bölümü okudu. İlk şiir kitabı 28 Kanunisani'i Moskova'da yayınladı. Ardından Türkiye'ye dönerek Aydınlık Dergisi'nde çalışmaya başladı. Dergide yazdıkları şiir ve yazılardan ötürü hakkında 15 yıl hapis istendi. O sırada Sovyetler Birliği'ne gitti. 1928 Af Kanunu ile cezası kaldırıldı. Tekrak Türkiye'ye dönerek Resimli Ay dergisinde yazılar yazmaya başladı. 1938 yılında burada da yazdıklarından dolayı 12 yıl hapis cezası aldı.
1951 yılında Bakanlar Kurulu tarafından Türk vatandaşlığından çıkarıldı.
3 Haziran 1963 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Nazım Hikmet, “23 Sentlik Askere Dair” şiirini şu üç dizeyle bitirir:
Çalışkan milletim,
her millet gibi büyük
Türk milleti.
Nazım Hikmet, 1954’te Budapeşte radyosundan Türk milletinin Atlantik sistemi içinde yüz yüze geldiği tehdidi şöyle anlatır: “Teşekkül eden bir millet, yaşayan bir millet ölmez. Türk milleti denilen bir millet, Türkiye halkı denilen bir halk! Bu halkın yok olması imkânsızdır. (...) Bugün yapılan terör, Türk milletine karşıdır. Ve Türk milletini imha etmek için, yok etmek için yapılan terördür. Türk milleti yok olmaz. Binaenaleyh her şeye rağmen Türk milleti yaşayacaktır. Ve her şeye rağmen biz, İkinci Milli Bağımsızlık Savaşı’ndan muzaffer çıkacağız.”