Yaptırımlar Rusya’yı değil AB’yi vuruyor
Avrupa Birliği (AB), Ukrayna’yı istikrarsızlaştırdığı ve Kırım’ı ilhak ettiği gerekçesiyle Rusya’ya uyguladığı ekonomik yaptırımları bir altı ay daha uzatma kararı aldı. 2014 yılından bu yana süren yaptırımlara karşı Rusya da Avrupa ürünlerinin Rusya’ya girişini yasaklamıştı.
PUTİN: BATI’NIN KAYBI BÜYÜK
Konuya ilişkin soruları yanıtlayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, kendilerine yaptırım uygulayan Batı ülkelerinin kaybının daha çok olduğunu söyledi. Putin “Uzmanların görüşüne göre, bu yaptırımlardan dolayı Rusya 50 milyar dolar kaybederken, AB 240 milyar, ABD 17 milyar (onlarla zaten fazla ticari ilişkimiz yok), Japonya ise 27 milyar dolar kaybetti”.
Birleşmiş Milletler (BM) özel raportörlerinden İdriss Jazairy’nin açıklamaları da Putin’i doğruluyor: “AB’nin yaptırımları Ruslardan çok Avrupalı şirketlere zarar vermektedir”. Jazairy, Sputniknews’in Fransızca sitesine yaptığı açıklamada “Rusya ulusal üretimini geliştirerek yaptırımların etkisini hafifletmiştir” diyor, Rusya’nın yaptırımları fırsata çevirdiğini söylüyor.
‘YAPTIRIMLARI FIRSATA ÇEVİRDİK’
Putin, aynı konuşmasında, “Onlar bizim pazarımızı kaybettiler. Biz ne kazandık? Biz de beynimizi çalıştırdık, ekonomik ve yüksek teknoloji alanındaki eksikliklerimizi belirledik, konuyla ilgili programlar oluşturduk, bu programlara 667 milyar Ruble yatırım yaptık. Daha önce yapmadığımız ürünleri üretmeye başladık”. Putin bir de örnek veriyor: “Rusya’da hiç deniz motoru üretmemiştik. Hep dışarıdan alıyorduk. Şimdi daha iyisini üretiyoruz.”
Geçen hafta Roma’daydı Putin, Başbakan Giuseppe Conte ile görüştü. İtalya hükümeti, Rusya’ya yaptırımlara açıktan karşı çıkıyor. Rusya-İtalya ticaret hacmi yaptırımlar öncesi (2013) 54 milyar dolarmış, bugün 27 milyar. Putin ile ortak açıklamalarında “Bu yaptırımların ne AB’ye ne de İtalya’ya faydası var. Bu krizden çıkmanın yolu bulunmalıdır” dedi. Putin ise “Biz bir adım atmaya hazırız, esas olarak bu Avrupalı ortaklarımıza bağlı” dedi.
ARKASINDA ABD VAR
ABD Ukrayna krizini kullanarak Avrupa’yı Rusya’ya karşı kışkırtıyor ve yaptırımları dayatıyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov konuyla ilgili İtalyan Libero gazetesine yaptığı açıklamada şunları söylemişti: “Bugün, Washington’un direktifiyle Brüksel bürokratları tarafından dayatılan yaptırımlar, bumerang gibi dönerek Avrupalı üreticileri vurmuştur. Rusya pazarındaki pozisyonlarını kaybetmişlerdir. Halbuki ABD bu yaptırımlardan hiç zarar görmemiştir çünkü zayıf bir ticaret hacmine sahibiz. Sonuç olarak ABD, Rusya ile sorunlarını çözmek için bedeli Avrupa’ya ve Avrupalılara ödetiyor”.
Rusya, Avrupa tarım ürünlerinin birinci ithalatçısıydı. Almanya ve İspanya var bu ülkeler içinde, ama özellikle Fransız tarım ürünlerinin baş alıcısı Rusya. Rusya’nın Avrupa’nın et ve süt ürünlerine koyduğu ambargo, özellikle Fransız çiftçisini vurdu. Fransa, her yıl AB’nin Ortak Tarım Fonu’ndan 11 milyar Euro destek alır. Buna rağmen çiftçi zor durumdadır! Üzerine bir de Rusya Ambargosu gelince, Fransız çiftçisi iflasın eşiğine geldi. Haftada en az 2-3 çiftçi iflas ediyor.
ÇÖZÜM ARAYIŞLARI
AB bu kararı veriyor ama diğer taraftan, Almanya ve Fransa’nın Ukrayna krizini ABD’den farklı bir yaklaşımla ele alıyor olması, Avrupa’nın ABD’den uzaklaşarak Asya’ya yönelişinin bir göstergesi. ABD’nin sorunu askeri saldırganlıkla çözme isteğine karşılık, Almanya ve Fransa diyalog yoluyla çözülmesinden yana. Bunun için 2015 yılında dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’nin inisiyatifiyle Almanya Başbakanı Merkel, Rusya Devlet Başkanı Putin ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko bir araya gelerek bugün “Nomandiya dörtlüsü” diye adlandırılan görüşme sürecini başlatmışlardı.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron G20 Zirvesi’nde Putin ile görüşmesinde konuyu gündeme getirdi ve ağustos sonu yapılacak G7 Zirvesi’nden önce Putin ile görüşeceğini ve kasımda Çin’e gideceğini açıkladı. Macron Atlantikçi yönü ağır basan bir lider ama aynı zamanda AB sözcülüğüne de soyunmuş görünüyor. Bu durum kendisini Atlantik ve Avrasya arasında zikzak çizmesine neden oluyor.
Macron’un G20 Zirvesi’nde hem Çin hem de Rusya’ya sıcak mesajlar vermesi, aynı tarihte Rusya Federasyonu Başbakanı Dmitriy Medvedev’in Fransa Başbakanı Édouard Philippe’nin davetlisi olarak Fransa’da bulunması olumlu gelişmelerdir.