22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeni silahlarla yeni dünya savaşı

Evren Devrim Zelyut

Evren Devrim Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Küresel ekonomi ve siyasetin büyük bir dönüşüm geçirdiği günlere şahitlik ediyoruz. Tam da bu noktada Amerikan yönetimi, eski siyasi, askeri ve ekonomik denklemlerin Rusya ve Çin tarafından büyük bir hızla değiştirildiğini görüyor. Bu yüzden de, on yıl içinde Amerika’yı geçecek doğulu ekonomilerin yükselişini engellemek için umutsuzca bir çaba sergiliyor.

ABD, özellikle Çin ekonomisindeki büyümeyi kendi geleceği açısından tehdit olarak görüyor. Bu amaçla Çin’e karşı gümrük vergileri silahını kullanarak hem yerli üretimini artırarak Amerikan işçisine iş yaratmayı, hem de Çin ürünlerini daha az tüketerek Çin ihracat gelirlerine darbe vurmak istiyor. Bu taktik doğrultusunda Amerika ve Çin karşılıklı olarak 150 milyar dolarlık gümrük vergisiyle birbirlerini tehdit ediyorlar.

Tarafların geçen hafta Pekin’de yaptığı görüşmelerden somut bir anlaşma çıkmaması, hatta son olarak Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in ABD'nin ticaret politikasını 'kısa vadeli' ve 'bencil' olarak tanımlaması bu ihtilafın dozunun önümüzdeki günlerde artacağını gösteriyor.

G7 TOPLANTISINDAKİ BÜYÜK KAVGA

ABD ve Çin arasındaki yüksek tansiyon devam ederken, küresel ticaretin kurallarının yazıldığı önemli toplantılardan biri olan G-7 Liderler Zirvesi’nin 44.’sü Kanada'nın Quebec City kentinde yapıldı. Amerika’nın korumacı politikalarının gölgesinde yapılan bu toplantıda tarafların çok sert sözlerle birbirlerine saldırdığı görüldü.

Trump’ın bu zirvede yaptığı konuşmaya dayanarak önümüzdeki dönemde küresel ticaretin ne yöne gideceğini görmemiz mümkün. Konuşmadaki can alıcı kısım şöyle: "Diğer ülkelerden, Amerikan ihracat mallarının piyasalarına adil ve eşit bir şekilde girmesini sağlamalarını istiyoruz. Biz ülke olarak geçen yıl ticarette 807 milyar dolar kaybettik. Bu gülünç ve kabul edilemez. Bu işten onlar değil bizim liderlerimiz suçlu. Aslında kendi ülkeleri için çok iyi olan ancak ABD için çok kötü olan bu çılgın ticaret anlaşmalarını imzalatmayı başardıkları için başka ülke liderlerini tebrik ediyorum ama bu günler artık geride kaldı."

Tabii Trump böyle dedi diye ne bir orta sınıf yaratmayı planlayan Çin yönetimi ne de Avrupalılar geri adım atacak. Bu saatten sonra Amerikalılar Çinlilerin bir kap pirinçle doyacağını sanıyorsa büyük bir hata yapıyorlar demektir. Zira kuvvetle olasılıkla göreceğimiz tablo verimli üretime dayalı, kaliteli malların çarpışacağı bir ticari savaş olacaktır.

TÜRKİYE İÇİN ZOR GÜNLER KAPIDA

Trump, küresel anlamda korumacılığın artacağı, ekonomilerin ihracat yeteneklerinin sınanacağı oldukça sert bir döneme işaret ederken, Türkiye’nin yaklaşan bu zorlu günlere ne kadar hazır olduğunu düşünmek gerekmez mi?

Türk ihracat yapısında markadan ve teknolojiden uzak, ithal hammadde olmadan üretimi mümkün olmayan ilkel mal bileşimleri ile, karşımıza dikilecek gümrük duvarlarını, ticari zorlukları nasıl aşacağız?

Başka bir deyişle, Türkiye liberal rüzgârların estiği, malların geçişlerinin kolay olduğu dönemlerde bile kendi yapısal sorunlarından dolayı büyük cari açıklar verirken, şimdi buna bir de dış kaynaklı olumsuzluklar eklenince ne olacak?

Cevap basit: Cari açık, rekor kıracak, kurlar başını alıp gidecek, işsizlik aratacak, kuru, kontrol için faizler artırılacak, bu durum sermaye maliyetini artırdığı için yatırımlar azalacak, işsizlik derinleşecek.

Ülkemizin ekonomi ve siyasi politikalarının yapılmasına talip olanların, ticari silahların kullanılacağı 3. Dünya Savaşı’nı görüp ne yapılması gerektiğini şimdiden belirlemesi şart. Yoksa Osmanlı Devleti’nin son döneminde olduğu üzere yarı sömürge bir ülke haline gelebiliriz.