Zalimlere adalet olmaz
CHP’nin aylardır propagandasını yaptığı adalet kavramını yeniden düşünün.
O çok konuşulan yürüyüşü… Son Çanakkale etkinliğini…
Yeni CHP’nin lideri Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği bu konunun içinde, “Adalete gerçekten ihtiyacı olan mazlumları” bulamazsınız.
O yürüyüş de Çanakkale toplantıları da toplumun zalimlerini kurtarmaya yöneliktir.
Bunu pek açık biçimde, Y-CHP liderinin konuşmalarında gördük.
Adalet üstünden varmaya çalıştığı iki hedefi vardı:
*15 Temmuz darbesine kalkışıp da sonrasında tutuklanan FETÖ’cüleri kurtarmak…
*PKK’lı milletvekillerini hapisten çıkarmak.
BELGELER ORTADA
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz tutuklamalarından sonra şiddetle adaletçi oldu. Çünkü kendisine bu görev verildi.
O; Wikileaks belgelerinde adı geçen birisidir. 1 Mart 2003 tarihinde TBMM’de reddedilen ünlü tezkerenin suçlusu olarak Deniz Baykal’ı gören ABD, Sorosçu Kılıçdaroğlu’nu uygun bulup CHP’nin başına getirmiştir. O da gelir gelmez hem Fethullahçılardan hem de PKK’cılardan elemanları parti yönetimine almış; CHP’yi değiştirip Amerikan yörüngesine sokmuştur.
Şu an CHP’de Atatürkçü, laik, antiemperyalist yönetim yoktur… Bu çizgide olanlar süs biberi gibi CHP tabanını kandırmak için partide tutulan üç beş kişiden ibaret hale gelmiştir. Yani Atatürk’ün CHP’sinin yerini Sorosçu CHP almıştır.
BOP’TA YER ALDI
Kılıçdaroğlu ve Y-CHP’si ile ilgili iddialarım yeni değil. 2014’ten beri bunları yazıyorum. Ayrıntılarını “Muaviye’den Erdoğan’a DİN VE SİYASET” adlı kitabımın ilgili bölümünde 3 yıl önce de gösterdim.
Kılıçdaroğlu eliyle CHP’nin değiştirilmesinin bir Amerikan planı olduğu yenilen BOP’ta da görülüyor. Amerikan derin devleti; CHP ve MHP gibi köklü ve güçlü partileri, “Ilımlı İslamcı Parti” diye destekledikleri AKP’ye yardımcı hale getirmek için Türkiye’de operasyonlar yaptı. Kılıçdaroğlu işte bu plan gereği CHP’nin tepesine konduruldu.
Bu yüzden de AKP’nin Türkiye’yi gericileştirmesine sessiz kalarak laikliğin yıkılmasına ortak oldu.
Çünkü Amerika laik ve milliyetçi değil gerici bir Türkiye istiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu da Devlet Bahçeli de bu plana göre hareket ettiler; ediyorlar.
Bahçeli milliyetçiliği çökertiyor, Kılıçdaroğlu laikliği…
ADALETİ KİMLERE İSTİYOR?
Kılıçdaroğlu’nun adalet istediği kesim pek belli… Adana mitinginde, CHP’lilere “Burada!” diye bağırttığı Ahmet Altan ve benzerleri CIA propaganda elemanları için istiyor adaleti.
Halbuki onlar Nemrut kadar zalimdiler. Ergenekon’da, Balyoz’da ve öbür kumpas davalarda adaletin yerle bir edilmesinde Erdoğan’a koçbaşı oldular.
Ordumuzun içine sızıp CIA ile birlikte darbe yapmaya kalkışan hain askerler için istiyor adaleti…
Fetullah Gülen’e tapan dört binden fazla o zalim savcı ve hakim için istiyor adaleti.
Her gün askeri, polisi, korucuları hatta sivilleri katleden, Türkiye’yi parçalamak peşindeki Kürdistancı PKK’nın siyasal uzantıları için istiyor adaleti.
Böylece, adalete gerçekten ihtiyacı olanları kandırıp bu zalimleri onların gömleği altında saklamaya uğraşıyor.
YAŞAYAN BENİM
Gerçekçi olalım: Kılıçdaroğlu bugün yargıyı kötülerken eskisine tek laf etmiyor. Bugün mahkemelere düşen belgeler gösteriyor ki önceki yargı Fethullah Gülen’e Allah gibi tapan, onun gizli haberleşme sistemini kullanan yargıç ve savcının eline düşmüş. Bizzat benim başıma gelenler de bunun canlı örneği… Atatürk ve cumhuriyet dönemine iftira atan Rasim Ozan Kütahyalı adlı Taraf elemanını eleştirdim diye, hemen ceza kesti FETÖ’cü yargı. O Taraf Gazetesi’ni CIA’nın kurdurduğunu bilmeyen var mı?
Yine Erzincan Cumhuriyet Savcılığı’nı basıp başsavcıyı gözaltına aldıran Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal’ı eleştirdim diye 2012’de iki ayrı mahkemeden ceza bindirdiler. Önce İstanbul Bakırköy’de 14 ay hapis, sonra Antalya’da 7 bin TL para cezası… Şimdi bu Osman Şanal FETÖ üyeliğinden tutuklu…
FETÖCÜ YARGI DAHA MI ADİLDİ?
Yargıyı ele geçiren bu savcı ve yargıçların 4 binden fazlası saptanıp bir kısmı tutuklanmış büyük bölümü de meslekten atılmış.
Bunlar zalimlerin padişahları idiler.
Eski yargıyı yönlendiren FETÖ’cüler, CIA elemanları ve FETÖ’cü polis şefleri ile birlikte tuzak davalar açarlar, kendi yargıçları da insanları vicdansızca mahkum ederdi.
Onların temizlenme aşamasındayız. Yargı bugün o döneme göre çok daha bağımsızdır.
Bunun örneğini, hakkımda açılmak istenilen birçok davanın İstanbul Basın Savcılığı tarafından, “Kovuşturmaya gerek yoktur!” diyerek reddedilmesi ile bizzat gördüm. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açmak istediği dava da böyle reddedildi.
Şimdi bir FETÖ bankasından çektiği para ile Boğaz’da villa alan Tarafçı Kütahyalı’nın işaretiyle ceza kesen FETÖ’cü yargıya bakın…
Bir de Cumhurbaşkanı’nın “Cezalandırın!” isteğine “Hayır!” diyen bugünkü yargıya…
Bugünkü yargı daha adildir.
***
Evet, bu yaşadığımız müthiş altüst oluş ve geçiş döneminde siyasetin etkisini hisseden bazı yargıçlar ve savcılar olabilir. Ama ben ileriki günlerde Türk yargısının çok daha bağımsız hale geleceğini ve adil kararlar vereceğini düşünüyorum.
Cumhuriyet kültürü ile yetişmiş Türk yargı elemanları bunu başaracaklardır.
Yeter ki onlara biraz zaman tanıyalım.
FETÖ ve PKK elemanlarına yönelik yargısal uygulamaları adaletsizlik gibi gösterenler; o örgütlerin ya kripto elemanlarıdır ya da Erdoğan düşmanlığı yüzünden yönünü şaşırmış tiplerdir.
AKP ve Erdoğan’la siyasi mücadeleye evet. Ama bunu FETÖ ve PKK elemanları ile artık toplumda bir değeri kalmamış olan Kılıçdaroğlu’nu kurtarma kampanyasına çevirmeye hayır!