05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Zarrab Erdoğan'ın adını şemaya dahil etti

Atilla davasını yerinde takip eden muhabirlerin paylaştığı bilgilere göre, Reza Zarrab davanın 3. duruşmasına hapishane kıyafetleri yerine sivil getirildi

Zarrab Erdoğan'ın adını şemaya dahil etti
A+ A-
HABER / MUSTAFA BİROL GÜGER

Kamuoyunda 'Zarrab Davası' olarak bilinen ancak daha sonra ABD adalet makamları tarafından adı 'ABD'ye karşı Atilla Davası' olarak değiştirilen davanın 3. duruşması New York'ta başladı.

Halkbank Genel Müdürü Hakan Atilla’nın yargılandığı davada tanık olmayı kabul eden Reza Zarrab dün ilk duruşmasına çıktı. Mahkemeye hapishane kıyafetleri ve ayaklarında zincirle getirildi ancak duruşma salonuna girerken zincir çıkarıldı. Zarrab, ilk cümlelerinde "Sorumluluğu kabul etmek ve cezaevinden çıkmak için en hızlı yol (ABD ile) işbirliği yapmaktı.

Zarrab yaptığı itiraflarla ABD makamlarının takdirini kazandı ve bugünkü davaya hapishane kıyafetleri yerine sivil kıyafetlerle getirildi.

***

İşte, davayı takip eden muhabirlerin paylaştığı son gelişmeler:

Nicole Hong: Reza Zarrab'ın 2. gününde de devam eden ifadesi sona erdi. Savcı, Zarrab'ın yarın en azından bütün gün ifade vermeye devam edeceğini beklediğini söyledi.

Adam Klasfeld: 5 dakika ara veriyoruz, çünkü Atilla'nın avukatı Whatsapp ifşasına itiraz etti. Avukat ve hakim bu meseleyi özel olarak tartışıyorlar.

Adam Klasfeld:

Soru: Süleyman Aslan ile iletişim kurmak için neden WhatsApp'i kullandın?
Zarrab: WhatsApp'de genel olarak hassas konuları, özel konuları ve önemli konuları konuşuyorduk.

Katie Zavadski‏: Zarrab, "Para karşılığında aldığımız miktara eşdeğer altın ihracatı yapmak zorundaydık, isterlerse şema üzerinde gösterebilirim" dedi. Yargıç bu teklifi reddediyor, tanıklık devam ediyor.

Katie Zavadski‏: Temel olarak, Çin'in İran'la ilişkili bir nakit-altın ticareti olup olmadığı konusunda nasıl Türkiye'den daha fazla sorumlu davrandığına dair bir çok tartışma yapılıyor. Zarrab, "Para ticaretinin İran'la bir ilgisi olduğunu anladıkları anda durdurduklarını" söyledi.

Adam Klasfeld: Zarrab'a göre Bayar, Çin bankasının, "Halkbank'ta yaptığımız ticareti Çin'de yapmamıza kesinlikle olanak tanımadığını" söyledi.

Katie Zavadski‏: Oğlu Barış Güler, o sırada Zarrab'ın şirketinde danışman olarak çalışıyormuş.

Katie Zavadski‏: Zarrab o dönem, İçişleri bakanı Muammer Güler'in oğlundan yardım istediğini söylüyor.

Adam Klasfeld: Zarrab, Çin'deki işlemlerin Türkiye'dekilerden daha fazla sorun olduğunu söyledi çünkü [Çinliler] işlemlerin İran'la ilişkili olmasından kaygı duyuyorlardı.

Katie Zavadski‏: Başka bir e-posta daha. Zarrab'ın Çin'de kurulan şirketiyle ve Çin'deki bankalara gönderilen bir mektup taslağıyla ilgili konuşuluyor.

Adam Klasfeld: Geri döndük ve savcı Çin'i ilgilendiren banka işlemleriyle ilgili sorular sormaya başladı.

Katie Zavadski‏: Zarrab, söz konusu sistemi taklit etmek için Çin'de şirketler kurmaktan bahsettiğini belirtti.

S: Daha önce Çin'de bir şirket kurdunuz mu?
C: Evet efendim.

Zarrab'ın personeli Rüçhan Bayar'dan Eylül 2012'de Zarrab'a gönderilmiş bir başka e-posta. Zarrab'ın Türkiye'de uyguladığı sistemin Çin'de nasıl uygulanabileceğine dair bir bilgi raporu ya da özet.

Zarrab'ın, Halkbank'ta yaptığı, İran'ın parasını Türkiye'ye getirme konulu toplantıya geri döndük.

S: Halkbank'taki sistemi başka herhangi bir ülkede kopyalamaya çalıştınız mı?
C: Evet, denedik.
S: Hangi ülkeler?
C: Örneğin, Çin.

Atilla'nın avukatı Cathy Fleming, yeni transkriptlere, e-postalara, vb. itirazda bulunmaya devam ediyor. İtirazları kabul ediliyor ancak bu da potansiyel bir itiraz için temel oluşturuyor.

Zarrab konuşmasında tüm çamuru Aslan, Çağlayan, Erdoğan ve Babacan'a atıyor, Atilla'nın adı çok seyrek geçiyor.

Nicholas Danforth‏: Kritik nokta: Zarrab'ın, Erdoğan'ın tüm bu belgeleri imzalamış olduğuna ilişkin ilk elden kanıtı olup olmadığını görmek ilginç olacak.

Katie Zavadski: Anlaşılan Zarrab, İranlıların banka ödemelerini doğrudan yaparak kendisini aradan çıkarmalarından endişeliydi. Bunun gerçekleşmeyeceğinden emin olmak için Süleyman Aslan'la birlikte çalıştı.

Pete Brush: Zarrab, Erdoğan'dan birkaç kez bahsetti ve onu petrol / para meselesi ile ilgili olarak suçladı. Ancak, bazı kulaktan duyma bilgilere dayandığı görülüyor.

- Duruşmaya ara verildi -

Adam Klasfeld: Zarrab, Ziraat Bankası'nın New York'ta yaptırımları ihlal eden bir şubesi olduğunu" söylüyor.

Katie Zavadski: Zarrab, Erdoğan ve Babacan'ın, Ziraat ve Vakıf bankalarının İran'la bizzat işlem yapılmasına yardım ettiklerini söyledi.

Adam Klasfeld: Zarrab, sözlerini şöyle sürdürdü: "Demek istediğim, o dönemdeki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hazine bakanı... bu ticaretin başlatılması talimatını verdi."

Katie Zavadski: Zarrab, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı altın için nakit şemasına dahil etti.

Adam Klasfeld: Zarrab: "Bay Başbakan onay verdi ve ticaretin başlamasını emretti."

Katie Zavadski: Zarrab: "Sayın Başbakan ve Ali Babacan telefonda onay verdiler. O dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan [ve Babacan] ticaretin başlatılmasına yönelik talimatlar verdiler."

Katie Zavadski: Zarrab, Hindistan merkezli bir şirket olan Bharat Oil'in de para transfer planına dahil olduğunu söyledi.

Katie Zavadski: Erdoğan bahsi çok hızlı geçti Ancak belki de yakında Erdoğan'a dönecekler.

Katie Zavadski:

Soru: "O dönem, Türkiye'nin başbakanı kimdi?"
Cevap: "Recep Tayyip Erdoğan"

Adam Klasfeld: Zarrab: "TC Ziraat Bankası ve Vakıf Bankası da bu dönemde İran ticaretinde yer almak istedi"

Adam Klasfeld: Zarrab Çağlayan'ın, kendisi ve Abdullah Happani'nin, Aslan'la olan ilişkilerini keşfetmesinden endişe ediyordu.

Katie Zavadski: Reza Zarrab, ekonomi bakanı Zafer Çağlayan'ın zaman zaman kişisel olarak Zarrab'ın banka hesaplarını kontrol ettiğini söyledi. Zarrab, "Onun bilgisi olmaksızın hiçbir şey yapmazdım" dedi. "Zafer Çağlayan'dan hiçbir şey gizlemedik, bilgisi dışında bir şey yapmadık" dedi.

Katie Zavadski: Bu ifadeden sonra Reza Zarrab'ın Türkiye'ye geri dönemeyeceğini hatırlatmak gerekir. Planının ne olduğunu, ABD ile nasıl bir ikamet anlaşması yapacağını merak ediyorum.

Pete Brush: Zarrab, planın hazırlanmasının ardından Halkbank'ın patronu Süleyman Aslan'ın "risk" i üstleneceğinden ve ödeme istediğinden bahsetti. "Geleceğini bir şekilde garanti altına almak istedi." Zarrab, daha sonra bakan Mehmet Zafer Çağlayan'a Aslan'a izin vermesi yönünde görüş bildirdiğini söyledi.

Katie Zavadski: "Para Hindistan'dan Halkbank'a geldikten sonra Halkbank bunu Türk lirasına çevirecekti. Sebebi: söz konusu tutar, Arap Türk Bankası'na Türk lirası olarak gönderilecek ve bu işlem uluslararası bir muhabirin aracılığıyla gerçekleşmeyecekti.

Ayrıca Türk lirası olarak gönderileceği için bu durum işlemin EFT olarak alınacağı anlamına geliyordu. Halkbank, "bizi ilgilendirmiyor, istediğimiz herkese gönderebiliriz" diyordu. Çünkü uluslararası bankacılık düzenlemeleri konusunda bir endişeleri yoktu."

Zarrab, dolar cinsinden transfer edilirse, Amerikan bankacılık sistemlerine gitmek zorunda kalacağını söyledi. Avro olarak transfer edilirse de, Avrupa'yı dolaşmak zorunda kalacaktı. Fakat Türk lirası, Türkiye içinde kalırdı.

Adam Klasfeld:

S: Para neden Halkbank'tan Arap Türk Bankası'na gidecekti?
C: İşlemin başlangıcında paranın kaynağını gizlemek için.

S: Bu, Ekim 2012'deki Halkbank toplantısında tartışıldı mı?
C: Evet, bu bir yöntem olarak ele alındı.

Katie Zavadski:

Bir başka telefon konuşması transkripti:

Soru: Bu görüşmenin amacını özetleyebilir misiniz?
Cevap: Daha önce diyagramda Hindistan'dan para getirmek için açıkladığım şey - Hindistan işi bitti ve bu parayı Arap Türk Bankası'ndan devretmek üzereydik.

Katie Zavadski: Zarrab: Süleyman Aslan, İran'ın uluslararası ödemelerini yapmak için aracı olamayacaklarını, ancak mevcut sistemi kullanarak işlem yapmaya devam edebileceklerini söyledi. Bana mevcut sistemi işaret ediyordu.

Katie Zavadski: Zarrab, Halkbank'ın bu anlaşmayı, en üst düzey yetkili olan Süleyman Aslan'ın tek şartıyla kabul ettiğini söyledi:

"Halk Bankası'nda Hintlilere hesap açılması medyaya yansıyacak olursa bütün anlaşmanın iptali söz konusu olur."

Katie Zavadski:

Zarrab bir şema daha çizecek.

Ham petrol satışlarından elde edilen paranın Hindistan'a aktarılmasından bahsediyor.

[İfadeye göre] Hintli şirket bir Halkbank hesabı oluşturacaktı. Hindistan'daki ham petrol alıcısı, doğrudan Halkbank hesabına para yatıracaktı. Fonlar başka bir Türk bankasına gidecekti. Ve Zarrab da oradan alacaktı.

Peki, Hint parasını Halkbank'a nasıl getireceklerdi?

Zarrab söz konusu tutaru, altın karşılığında Türk bankasından alacak, nakit olarak değiştirecek ve uluslararası ödemelerde kullanacaktı.

Katie Zavadski: Zarrab şimdi Halkbank ile İranlılar arasında gerçekleşen başka bir toplantıdan bahsediyor. Böylelikle, yargılanan şahıs olan Atilla, bugün ilk defa gündeme geliyor.

Adam Klasfeld:

Savcı: Halkbank'tan kim o toplantıya katıldı?
Zarrab: Aslan ve ayrıca Mehmet Atilla

Adam Klasfeld: Zarrab, Halkbank'la yaptığı bir toplantı için: "Daha önce de belirttiğim gibi, İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) ve paravan şirket olan NICU yetkilileri İran'dan geldi ancak İran petrol bakanı bu toplantıya katılmadı" dedi.

Katie Zavadski: "Sayın Zafer Çağlayan ile İranlılar arasında benim de katıldığım bir çok toplantı gerçekleşti" dedi.

Katie Zavadski: İran Ulusal Petrol Şirketi ham petrolü Türkiye'ye sattı mı? Hindistan, Çin, Kore, Japonya ve İtalya'da petrolü aynı yolla aldı. Zarrab, diğer tüm ülkelerin İran'a yaptırım uygulamaktan kaçındığını söylüyor.

Sebla: Zarrab, İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) ve Naftiran şirketi yetkilileriyle ve Bijan Alipour, Recai adlı İranlı şahıslarla yaptığı bir toplantıyı anlatıyor.

Adam Klasfeld: Zarrab, cezaevinde kendisine yöneltilen tehditler nedeniyle FBI gözetiminde olduğunu söyledi.

Pete Brush: Zarrab, Manhattan'daki gözaltı sırasında tehdit edildiğini doğruladı. "Neden FBI'ın gözetimine geçtin?" sorusunu da, "Güvenlik amacıyla; gözaltı merkezindeyken aldığım tehditler için" diyerek yanıtladı.

Katie Zavadski: Zarrab, NYC hapishanelerinde tehdit edildiğini söyledi.

Adam Klasfeld: Zarrab: Avukatlarım dün bana hakimin izniyle sivil kıyafetler giyebileceğimi söylediler.

Adam Klasfeld: Zarrab şimdi şık bir blazer ceket ve üst düğmesi açık olan açık renk bir gömlekle oldukça şık duruyor. Artık hapishane kıyafetleri yok!

Son Dakika Haberleri